|
|
Hacı SadullahKategori: Kültür/Sanat | 0 Yorum | Yazan: Metin Atamer | 31 Temmuz 2011 10:01:01 Çocukken babam Ankara'dan İzmir'e tatil için götürdüğünde İzmir Kemeraltı diye adlandırılan, Konak meydanından girilen, Vilayet'in yanından uzayan yol üzerindeki çarşı içerisinde Hacı Sadullah Ağa Oteli vardı. Sahibi olan Hacı Sadullah, babamın dayısı olurdu. Aslen Denizlili olan Hacı Sadullah'ın bir de kızkardeşi vardı, Ziynet, otele yakın bir adreste otururdu. Kendisini gördüğüm tarihte çocuk olduğum için hayal meyal hatırlarım. "Hoş geldin Kamil, nassın oğlum" derdi babama.
Aileden olduğumuz için özel bir oda verilirdi bize. Hacı Sadullah Ağa kasanın yanına yaptırmış olduğu sekide bağdaş kurup, katibin hesapladığı gecelik konaklama ücretlerini tahsil ederdi. Hacı Sadullah Ağa ihtiyar olmasına rağmen cüsseli bir insandı. Bu gün Hacı Sadullah Ağa’dan bahsetmek istiyorum ama babamın dayısı olan Sadullah Ağa’dan değil. Türk sanat musikisinde adı geçen bir kaç Hacı Sadullah Ağa vardır ve Enderun’da aynı adla bir kaç Hacı Sadullah geçmektedir. Fatih Camiinde görev yapan Hafız Kerim Efendi’nin oğlu 1730 yılında doğar. O tarihte doğan erkek çocuklara ya dedeleri ya da babası adını bebeğin kulağına ezan sesi ile okurlarmış. Bu bebeğin kulağına ‘’Sadullah’’ adını bir sabah namazında okumuşlar. Sadullah, çocukluğunda çok hareketli bir hayat yaşamış. Musiki yanında ok atmayı seven, güreş tutan ve bilhassa savaş oyunlarında matrakçılarla oyun oynamayı çok severmiş. Sesinin güzelliğinden çok genç yaşta Enderuna alınan Sadullah, kısa zamanda kendini kabul ettirmiş, Arapça ve Farsça ders alarak yeteneği için gerekli olan bilgilere sahip olmayı başarmıştır. Enderunda önce Çavuş daha sonra Müsahibliğe getirilen Sadullah Ağa, III. Selim zamanında Arabistan’a gönderilmiş, Istanbula geri döndüğünde Haremdeki cariyelere musiki dersleri vermeye başlamıştır. Hacı Sadullah Ağa’nın sözü ve sohbeti, yakışıklığı ile Haremde cariyeler arasında, gözle de olsa bir sahiblenme yarışı başlar. Cariyelerden Mihriban adında bir güzel, Hacı Sadullah Ağa’ya gönlünü kaptırır, fakat bu aşk masalının sonucunun hüsran olacağının bilinmesine rağmen, genç çılgın aşıklar Saray içinde dillere düşerler. Haremi Hümayunun bu tür ilişkileri hoş görü ile karşılayacak bir yapısı olmadığından, III.Selim’in kulağına giden bu dillere destan aşk hikayesini duyan Padişah, çok sevdiği Musahibi Hacı Sadullah Ağa’nın idam edilmesini ferman eder. Bütün Saray tarafından çok sevilen Hacı Sadullah Ağa’yı saklarlar, ve ferman yerine getirilmez. Hapiste yattığı süreçte Bayati Araban faslını yazarak talebelerine iletir. Bir akşam Padişahın sofrasında yemekten sonra icra edilen bu Bayati- Araban faslını çok seven padişah bestekarın kim olduğunu sorar. Huzurdakiler boyunlarını bükerek ‘’Hacı Sadullah Ağa kulunuz‘’ diye dile getirirler. Verdiği fermandan pişmanlık duyan Padişah, huzurdaki erkanla üzüntülerini paylaşır. ‘’Keşki ferman eylemeseydik böyle güzel bir bestekara için‘’ diye konuşunca, III Selim’in huzurunda bulunanlar sıkılarak padişaha fermanın henüz yerine getirilmediğini söylerler. Padişah fermanı yok sayarak Hacı Sadullah Ağa’yı affeder ve bir köşk vererek cariye Mihriman ile evlenmelerini emir buyurur. Hacı Sadullah Ağa bu gelişmeye o kadar çok sevinir ki yazdığı dörtlükle hayatının bağışlanmasına şükranlarını şöyle ifade eder: Padişahım lütfedib mesrur-u şadeyle beni , Naümidim, bir nazar kıl bermuradeyle beni , Hatırımdan bir nefes gitmez dua-yı devletin, Sen de ey Kan-ı kerem lutfunla şadeyle beni Padişaha söylenen methiyelerle yazdığı şiirleri besteliyen Hacı Sadullah Ağa’nın bir çok eserinin Osmanlı arşivinden günümüze kadar gelmesi önemlidir. Tanburi Izak, Vardakosta Ahmet Ağa, Hafız Şeyda ve Küçük Ahmet Ağa ile bir çok eser oluşturulmuş, Tahir Makamında Kar’ı bestelemiştir. Beste, Yürük Semai ve Ağır olarak 27 eseri günümüze kadar gelmiştir. Nideyim Sahnı Cemen Seyrini Cananım Yok Bunların içinde bir tanesini çok severim. Hacı Sadullah Ağa’nın eşi Mihriman Hatunu genç yaşta kaybettiği tarihlerde bestelediği bu güzel eserin, dönemin en sevilen şarkısı olmasının yanında, bu güne kadar aynı tadla gelmesi önemlidir. Usul Aksak, Hicazı Hümayun makamında, Güftesi Enveri’nin olan Hacı Sadullah Efendinin güzel bestesi: Bir Yanımca Salınır Servi Hıramanım Yok
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|