-Korkuyorum baba ! -Hepimiz korkuyoruz çocuğum, hepimiz korkuyoruz. Hayat bu. Korkuyoruz evet ama bu korkuyu yenmek, yeni ve güzel şeyler yaratmak için yolumuza devam ediyoruz. Apaçık ortada : Çocuklarımız korkuyorlar. Analar ve babalar da. "Göze göz dişe diş" dünyasında, "Göze göz dişe diş" denilerek oluşturulan, yoğrulan, allak bullak edilen gözü kara dünyada başkası mümkün olamıyor maalesef.
Yangın yerine çevirdiler çünkü yeryüzünü. Yangın yerine. Enkaza.
Atom bombası, nükleer tehlike, nükleer tehdit, tsunami, deprem, seller, su baskınları, tufanlar... Bunlar ve daha niceleri, doğanın iç ve dış dengelerinin tepe taklak edilmesi pahalıya çok çok pahalıya, evet evet çok çok pahalıya mal olacak. Oluyor. Ve gerekli dersler yeterince ve her yerde çıkarıl(a)mıyor. Oysa büyük korkunun, kaosun, felaketin mesajı bugün geç bile olsa alınmalı ve gerekenler yapılmalı, çareler üretilmeli.
Tek hedef para, kâr, kazanç olduktan sonra, daha çok para daha çok kâr, daha çok kazanç diyenler, doğayı ve insanoğlunu alabildiğine sömürüyorlar, yüzyıllardan bu yana süregelen sömürülerini akıl almaz biçimlerde yeniden ve yeniden sürdürüyorlar.
« Tarihin sonu geldi » dediler, « batı türü demokrasinin », « burjuva demokrasisinin » bütün coğrafyalara yayılacağını ve herkesin evet evet herkesin daha mutlu ve daha umutlu olacağını ilan ettiler :
İşçiler sömürülmeyecek, yalnızlıklar bitecek, toplumsal dayanışma, birlikte üretim ve ortak tüketim modeli yayılacak, herkes bir ev ve bir otomobil sahibi olacak dediler, bizi bir daha kandırdılar. Evet kandırdılar.
İşte bakın zaman tanığımızdır : Zaman geçti işler eskiden daha beter bir hale getirildi. Vah !Eyvah !
Elimiz yakalarında ama. Bırakmayacağız yakalarını. Bu dünya, bu doğa, bu çocuklar, bu insanoğluinsanlar bizim, sadece sizin değil çünkü.
Bu dünyada başka bir dünya yaratmak ve daha eşit, daha adil, daha kardeşçe, daha özgürce yaşamak mümkün. Şakası yok.
O dünyayı biz kuracağız. Biz. Bugün korkan çocuklarımız ve korkan analar ve babalarımızla. Büyük korku yenilecek.
Elimiz yakalarında. Yakalarından tutup yere çalacağız. Hesabını soracağız : Geçmişin, alabildiğine sömürülen doğanın ve insanoğluinsanların alabildiğine sömürülmesinin. Sıfırdan alıp her şeyi taş taş üstüne koyarak yeniden biz inşa edeceğiz. Bu dünya bizim çünkü, sadece sizin değil.
Mutlak, kesin ve ultra yalnızlıkların üstesinden geleceğiz. Yeni toplumsal dayanışmaların kapılarını biz açacağız. Biz evet biz. İnsanlıktan çıkmış « modern toplumların » yaşı kurumuş, yaşı kalmamış göz yaşlarına bakarak.
İnsanlıktan çıkmış, alıp başını bilinmez yönlere gitmekte olan « modern toplumların » insalıkla buluşmasını biz garanti altına alacağız.
Yaşamak sürünmek olmaktan çıkacak.
En basit, en ucuz ve en kolay yaşam biçimleri bile kültürle donatılacak. İnsanoğlu insanlıkla buluşacak. Ve hep bir ağızdan hepimiz « Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim ! » diyeceğiz. Şair Baba yakasından bir karanfil çıkaracak yakamıza takacak. Yakasından birer birer karanfiller daha çıkarıp herkesin yakasına birer birer bir karanfil takacak. Tebessüm edecek : Bize ve Gün-eş’e.
Gökyüzünde metal kuş. Kanatları ve ağzı açık. Alçaktan uçacak ve yüzlerimizi okşayacak. Hayat yaşanmaya değer olacak. Bizim hayatımız olacak yaşadığımız hayat. Şair Baba mutlu. Metal kuş mutlu. Biz mutlu. Bundan iyisi kardeşlerim can sağlığı.