A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Mortgage Hayatlar...

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Sarp Soysal | 21 Haziran 2011 07:06:16

Kuşkusuz ki herkes kaçıp gitmek istemiştir. Göçebe köklerimizden ya da çingene ruhumuzdan mıdır nedir bilmem ama hep keşkeleri cebimize doldurduğumuz nice "kaçış planları" na gebedir içimiz. Yaş artıkça daha bir fazla kullanır olur "aslında" ve "keşke" gibi ucu açık kelimeleri. Oysa daha dün gibi hatırlarız gençlik yıllarımızı ve ideallerimizi, dünyanın dönüş hızının ne kadar hızlı olduğuna küfüreder dururuz. Yaşımız ilerlese bile o kaçış planlarımız hep kafamızın bir yerinde bizi bekler durur.

Türkiye'de çalıştığım dönemde benden yaşça oldukça büyük olan bütün ofis arkadaslarımın ortak tek bir noktası, tek bir pişmanlığı vardı o da hayatta arzu ettiklerini, ya da yaşam dediğimiz deneyimi hakkıyla yaşamadıkları üzerineydi. Ama hiçbir zaman anlamazlardı herşeyin onlar için çok geç olduğunu, farketmezlerdi, sera gibi klimalarla iklimlendirilmiş ofislerde o masa ve sandalyeye nasıl kök saldıklarını. Bilmezlerdi “Kariyer” dediğimiz yirmibirinci yüzyılın en ölümcül hastalığına yakalandıklarını. Tehlikeli olması, cok kısa zamanda insanı “ücretli köle” haline getirmesinden mi, ya da semptomlarının hiç hissettirmeden insanların hayatında gözlenmesinden midir bilmem.

Ama buna rağmen insan bu ya, o umutla yaşamayı sürdürür. Kimi istifasını verdiğinin, banka kredisi ile aldığı evi, arabayı sattığının ve bir yelkenliye yerleştiğinin hayalini kurar. Kimi zaten neredeyse çalışarak tükettiği ömründe emekliliğe ayrılacağı günleri sayar ve köyüne yerleşme planları yapar. Ya da başka diyarları kendilerine yurt, mesken bilmiş olanlar birgün doğduğu topraklara döneceklerinin hayalini kurarlar. “Biraz” para biriktirme ve birkaç yıl çalışma sevdasıyla gelinen o uzak yurttan kimse gitmez, gidemez.

Küçük umutlarla girdiğimiz ilk işimizde cep harçlıkları yaparız kendimize sonra arkasından toplumun bizi evlendirme üzerine biçtiği rolü oynarız. Bakarız ki çoluk çocuk daha iyi koşullarda yaşamalıyız hem “kira öder gibi ev sahibi olmak” fikri de bize çok caziptir. Sanki koca dünya'nın hisseleri halka arz edilmiştir. Biz de toprak, ev alma yarışına gireriz.

Banka kredileri alınır, yaşıyacağımızın garantisi olmayan önümüzdeki yirmi yılı çoktan ipotek altına almışızdır. Artık borçları ödemek için daha çok çalışacak, çalıtıkça kariyer yapacak yaptıkça artık kımıldayamaz hale geleceğiz. Eskiden paramız yok diye gerçeklestiremediğimiz o bütün seyahat planları budefa paramız olmasına karşın, zamanımız olmadığı için askıya alınacaktır. “Borç yiğidin kamçısı” ya, o kamçı bize hergün ödememiz gereken faturaları hatırlatacak, çalısırken biraz daha susacak. Eskiden inandığımız ideallerin hepsinin yerini “pragmatizm” alacaktır.  

Çünku siz, “ah ben senin yaşında olsam” diyenlere inanmayın. İnsan kendine verilen yüzlerce şansı hiçe sayar çünkü kolaydır kalmak, kendi konfor alanında yaşamak. Hayallerinin peşinden gitmek cesaret ister belki de kumarın, riskin en büyüğüdür o. İnsan kendi alışkanlıklarına saplanır kalır,  düşünsene insan hergün işten eve gelirken kullandığı yolu bile değiştirme gereği hissetmez ki bir hayatı değiştirsin.

Nazım'ın sorduğu gibi mutluğun resmi? Belki hayatın ta kendisi. Herbir fırça darbesi bir sanat eseri ama unutmamamız gereken tuvale karaladığımız ya da çizdiğimiz herneyse onu silemeyeceğimiz gerçeği...


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 5 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Mustafa ÖZER { 02 Temmuz 2011 16:22:21 }
Tam tarihi hatırlamıyorum ama sanırım on sene kadar olmuştur, kısaca anlatacağım deneyimim için.Bu olaydan önce bir yerlere gitmek için yada başıboş gezerken sürekli hızlı hareket ederdim; sanki bir yerlere yetişmek zorundaydım!
Bir gün istiklal caddesinde geziniyordum ve kafamı yukarıya, tarihi yapılara doğru kaldırarak bakmaya başladım ve tarihi hissettim.Avare olarak gezinirken dahi gereksiz hızlı hareket ettiğimi farkettim ve anı yaşayamadığımı, yaşıyormuş gibi taklit yaptığımı farkettim.Evet! İşte o andan sonraki hayatım boyu yavaş ve hayatı duyumsayarak(acısı ve tatlısıyla) yaşıyorum.İnanın eskisinden çok daha mutluyum.Hayatın tadlarını daha iyi duyumsadığımdan olsa gerek! Zaman çok daha yavaş akıyor, ben daha çok şey yaşıyorum.Yaşıyorum!
Not:Yazıya dair nacizane anımı paylaşmak istedim.
Saygılarımla.
suat yilmaz { 29 Haziran 2011 07:03:34 }
Evet haklisin SARP,biz hep hayati erteledik ve ileride birgun tekrar yasayacagimizi,tekrarlanacagini sandik ve kendimizi kandirdik.Hayat, bir irmak gibi onumuzden ACELE akip giderken,biz hep ona bir seye bakar gibi bakakaldik.Ileriki bir tarihlerde tekrar gecen anlari yakalayabilecegimizi sandik.
Ve Nazim Hikmet'in dedigi gibi, NE MUTLULUGUN RESMINI yapabildik, ne de yapilan resimleri gorebildik.Ellerine saglik,bizi hep hayata (gecmiste olsa ),imrendirmeye ve hic olmazsa kalaninin resmini,olaninin resmini yaptirtmaya tesvik etmeye devam et lutfen.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git