Geçtiğimiz hafta yaşadığımız genel seçim neticelerini bir hafta boyunca anlamaya çalıştım. Genelde okulda da bir konuyu bir sefer okuduğumda tam anlayamadığımdan tekrar tekrar okumak ihtiyacını her zaman duymuşumdur. Düşünür ve yazarları dinledim ve okudum. Hepsinin ortak noktası "bu seçim sonuçlarını iyi okumak gerekir" demekteler.
Ben zaten okuduğumu anlamakta güçlük çekmekteyim, onlar ise neticeyi iyi okumak gerekir sözlerinde ısrar etmekteler. Her kesimden insanların ortak bir görüşü olmadığından, her zaviyeden öneri ve görüş gelmekte. Hiç biri, bir birinin tıpatıp aynı olmamasından hareketle, bu okunacak olan konuya değişik açılardan bakıldığında başka değerler ortaya çıkması mümkün. Bu konuda yazılan ve çizilen yorumları bizim okuyup değerlendirmemizin fazla bir faide sağlamayacağına inanmaktayım.
Bu nedenle ben de yorum yapmamayı düşündüm. Benim seçim sonuçlarını değerlendirmem yerine piyasada bulunan değerlendirme ustalarının geçen seçim sonuçlarına bakarak oyların yüzdelerini, kültür seviyelerine dağılımını, bizler için okumaları ve anlatmaları yeterli olsa gerek. Bu değerli insanların konuşmaları beni fazla tatmin etmemekle beraber dinlemekteyim. Atı alan Üsküdarı geçti, yahut geçti Bor’un pazarı sür merkebi Niğde’ye. Bırakın fikirlerini beyan etsinler. Bu değerlendirmelerin bana ve vatandaşa bir getiresi olmayacağına inanmaktayım. Çünki bir sonraki seçim aynı koşulda olmayacak ve şartlar bu günden çok daha değişik olacak. Politikacılar halkı kandırma yöntemlerini değiştirip bir başka yöntemle aldatacaklar ve ben yine aldatılmış olarak tekrar seçim sonuçları konusunda neticeyi okumaya çalışacağım. Bu kısır döngü böyle gelmiş ve böyle gideceğine inancım vardır.
Bahar geldiğinde hafta sonları şehirden kırlara gidilir, o şehirde yaşayan halk yöreye has kırlarda yetişen bazı otları toplar. Sivas’ın kuzeyinde bulunan Kepenek suyu civarında baharda ‘’Madımak‘’ otu çıkar. Bu otun yemeğini yaparlar. Çok lezzetli olan bu otla yapılan yemekler yöresel olmaktan çıkmıştır. Bir çok yemeğin tabak yanına konulan garnitür sebze olarak ayrı bir lezzet verir.
Düşük ateşte pişirilen, Madımak otuna sarılmış biftek, bir çok büyük otellerin ana yemekleri arasına girmiştir. Sivas’da bu bitki önemlidir ve bu bitkinin çıkması baharın müjdecisidir. Madımak toplayan kızlar konulu yöresel halk oyununda ise madımak toplayan kızların çömelerek madımak biçmeleri sırasında, sıcağın verdiği alın terlerini ellerinin tersi ile silmeleri konu içinde işlenir.
Bu bitkiye verilen öneme bağlı olarak Madımak isimli Sivas’da bir de otel vardır. Vilayetin arkasında Atatürk Bulvarında olan bu otelin hazin bir tarihi bulunmaktadır. 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen şenliklere gelenlerin kaldıkları Madımak oteli, bağnaz meczuplar tarafından yakılması neticesi 33 yazar ve 2 otel çalışanının bu yangında hayatlarını kaybetmesi düşündürücüdür. Bu olaya adı karışan bazı suçlular hala aramızda dolaşırken, kaybettiğimiz bunca yazar ve düşünür için yüreğim hala sızlar. Bu otel yangınından kurtulan bir yazar vardır ki çok severim, Aziz Nesin.
Büyük bir talih eseri olarak bu yangından kurtulmuş şanslı insanlar arasında idi. Bence bu hala neticelenmemiş davanın suçlularının ellerini ve kollarını sallayarak aramızda dolaşmakta olmaları, olayı daha da vahim kılmakta. Bu müstesna şairin bir sözü benim hala kulaklarımda durmakta. ‘’Türkiye’de yaşayan insanların %70 aptaldır.’’ Bu cümleyi çok iyi hatırlamaktayım. Bu cümledeki rakkamın pek önemi olmaması gerekir, çünki çoğunluğu aptal olan bir toplumun mukadderatı konusunda söylenecek bir söz olmasa gerek.
Bir kişinin 550 aday hakkında mutlak söz sahibi olması neticesinde, ülkemde telaffuz edilen ‘’ Demokrasi ’’ kelimesinden ne anladığımız çok önemlidir. Bence böyle bir demokrasi ‘’ Harnup’’ a benzer.
Harnup, başka bir deyişle keçi boynuzunu yerken tatlı bir madde yediğinizi zannedersiniz, dişinizi kırabilecek sertlikte bir çekirdiği ısırdığınızda, ağzınızdan çıkarır atarsınız. Dilerim bu çekirdek toplumun dişini kırmaz diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.