|
|
Dayağı savunan yaşam koçu üresin ...Kategori: Yaşam | 0 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 25 Mayıs 2011 10:26:51 Fatih ve Eyüp Belediyelerinin danışmanı, yaşam koçu Sibel Üresin'den açıklamalar: "Kadın çokeşliliği kurtuluş olarak görmelidir, çokeşlilik kızların evde kalma sorunlarını ortadan kaldırır, kadınların yüzde 80'i dilinden dayak yiyor" "Zaten çokeşlilik var. Erkeklerin yüzde 85'i aldatıyor. Bu muhafazakâr kesimde 'imam nikâhlı eş', diğer kesimde 'metres' adını alıyor" diyor. Üresin, çokeşliliği "zengin ve cinsel gücü fazla" erkekler için bir hak olarak görürken, kadınların dayağı hak ettiğini savunuyor.
Peki kim bu bir günde tüm gazete ve televizyonlarda boy gösteren Sibel Üresin? 1976 İstanbul’da doğmuş. Anlayacağınız 35 yaşında. Davranış Bilimleri dalında Yüksek Lisans yapmış, Yaşam Koçluğu ve Aile Danışmanlığı eğitimlerini tamamlayarak uluslararası sertifika sahibi olmuş.(1993 – 1997: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fak. Grafik Bölümü, 2007-2008: Newport Üniversitesi Davranış Bilimleri. Aralık Derneği Yaşam Koçluğu Sertifika Pogramı. Maltepe Üniversitesi Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifika Programı. Kımızı Danışmanlık Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifika Programı.) Fatih Belediyesi, Ümraniye Belediyesi, Sıcak Yuva Vakfı, Mavi Haliç Derneği, İSEGEV Vakfı gibi kurumlarda eğitim ve seminerler vermiş. Halen Hilal TV’de ‘Burda Hayat Var’ isimli Kadın ve Aile Programını, VİZYONTÜRK Radyo’da ‘Bir Derdim Var’ programını hazırlayıp sunmaktaymış. Habername.com sitesinde haftalık köşe yazan Sibel Üresin, Yaşam Koçluğu Sertifika Eğitimleri, Farkındalık ve Kişisel Gelişim Seminerleri vermekteymiş, Aile ve Evlilik Danışmanlığı yapmaktaymış. Sibel Üresin’in, yazılı ve görsel medya dahil, tüm çalışmalarını MAWERA bünyesinde yürütmekte olduğunu görüyoruz. Mawera’da, o belli dünya görüşünde, toplum tasarımı için ne ararsan var. Neyse Sibel Üresin’e dönelim. Kısaca şunları söylüyor: “Erkek, bir başkasıyla imam nikâhı yapacağı zaman karısından izin almak zorunda değil. 4’üncü kadına kadar imam nikâhıyla evlenebilir. Ancak 2., 3. ve 4. eşler suistimal ediliyor. ‘Boş ol’ dendiği zaman kadın ortada kalıyor. Bu nedenle çokeşlilik yasallaşmalı. Yasanın çıkması demek, erkeğin malvarlığına ortak gelmesi demek. Çokeşlilik dinimizde var. Herkes yapamaz ama yapana ‘Niye yaptın?’ diyemezsiniz, şirke girer. Kuran’da var.” “Zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek çokeşliliği seçebiliyor. Hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci karısı olmaz. Erkek, daha cilveli, daha çok gülen, cinsel anlamda kendisini mutlu eden kadına koşuyor. Erkek olsam, çokeşli olurdum.” “Bir erkek, kadında arkadaşlık, cinsellik, annelik ve ev kadınlığı arar. Bu özellikleri taşımıyorsanız, eşiniz tarafından aldatılmaya hazır olmalısınız. Erkek için bu haklı bir arayıştır. Bir ayrılık yaşaması durumunda yaşayacaklarının tahlilini sağlıklı yapan bir kadın, bence çokeşliliği kurtuluş olarak görmelidir. Boşandığında kaybedecekleri, kazanacaklarından fazla olan kadın, kalmayı tercih ediyor. Çokeşlilikte asıl ağır fatura erkeğe çıkıyor. Madden ve manen zarara uğruyor. Açıkça çokeşli olduğunu itiraf edenleri alkışlıyorum ve kutluyorum.” “Erkek, eşleri arasında gerek maddi, gerekse manevi açıdan adaletli davranmalı. Erkek adaletsizlik yaparsa, kendi cehennemini hazırlamış olur. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman, dizide adaleti sağlayamıyor. Çokeşlilik, toplumdaki çarpık ilişkileri ve kızların evde kalma sorunlarının ortadan kalkması noktasında da ciddi rol oynayacaktır.” “Dayak ve aldatma bana göre boşanma sebebi değil. Türkiye’deki kadınların yüzde 80’i dilinden dayak yiyor. Yatak odasında mutlu olmayan kadın, her durumda problemlidir. Muhafazakâr kesimde kadın evde daha süslü, daha şık. Ailede mutluluğun sağlanmasının bazı şartları var. Kadın kocasına itaat etmeli. Erkek de karısına Allah’ın emaneti olarak davranmalı.” Bu tartışmaları duyunca dün HaberTürk’de Emine Ülker Tarhan’ın önemsenmeden geçilen fakat bence çok önemli olduğunu düşündüğüm, “Hukukta tartışma başladıysa o mutlaka yasallaşır.” sözü geldi. Emine Ülker Tarhan bu sözü hukukla ilgili başka bir konu için söyledi ama şöyle bir düşünürsek, son 10 yılda her konu önce bir marjinal denen kişi tarafından söyleniyor. Sonra “liberallerimiz” tarafından televizyonlarda tartışılıyor, sesi kaybettirilmiş topluma alıştırılıyor, daha sonra ne kadarı yedirilebilinirse yediriliyor. Sıra hangi konuda acaba? Kurtuluş savaşı… Medeni kanun! Meclis… Başkanlık yada Padişahlık!!!
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|