|
|
Şefkatin adresiKategori: Yaşam | 2 Yorum | Yazan: Hatice Deniz | 18 Mayıs 2011 00:57:26 Evlerinin kapılarını sevimli dostlarına açan hayvanseverler, kendi sağlıkları için endişelendikleri kadar evcil hayvanları için de endişeleniyorlar. Hayvan sağlığını korumak ve onların dünyası ile ilgilenmek üzere açılan veteriner kliniklerinin oldukça samimi ve ilgi dolu bir ortam olduklarını tahmin ettim. Hayvan sağlığına ve oradaki sevimli dostların sıcacık öykülerine dikkat çekmek için veteriner hekimi Himmet Ekici ve Hakan Ruhbaş'ın beraber işlettikleri Petpark Veteriner Kliniği'ne ziyarette bulundum.
Petpark Veteriner Kliniği, yedi gün 24 saat açık. Burada çoğu hastanelerde bile göremediğimiz bir titizlik söz konusu. Bu titizliğin ve özel ilginin yanı sıra beni en çok şaşırtan şeylerden biri de kliniğin yoğunluğuydu. Evcil hayvanlarını getirenler hasta evladını getiren ebeveynlerin endişelerini taşıyorlardı. Kendisinin de bir hayvan sever olduğunu belirten Veteriner Hekim Hakan Ruhbaş, bu kliniğin en önemli amacının kendilerine emanet edilen hayvanların sağlığının düzeltilmesi olduğunu söylüyor. İyi ya da kötü bütün olasılıklar hakkında hayvan sahibini bilgilendiriyorlar. Ufacık bir ihtimal üzerinde bile ciddiyetle duruyorlar. Çünkü söz konusu olan bir canlının sağlığı. Köpeğin tavuğa alerjisi varmış, kedi hazımsızlık yaşamış, muhabbet kuşunda mantar çıkmış… Bu sorunlar hayvanlardan uzak duran, onlarla hiç yaşamamış, hiçbir şey paylaşmamış birileri için anlamsız gelebilir. Ama bu durum hayvanseverler için, onlarla bir ev, bir hayat paylaşan insanlar için aynı değil. Rahatsızlanan tavşanına serum bağlanan bir ebeveyn, serum bitene kadar tavşanının başında bekliyor. Aşı vurulan köpek, başında onu teselli eden bir anne ya da baba bulabiliyor. Petpark Veteriner Kliniği’nde yanağında iltihap olduğu için bir kaplumbağa, kist bulunan bir muhabbet kuşu operasyon geçirebiliyor. Pek çok ilginç öyküye tanık oluyor bu klinik. Kötü amaçlı müşterileri de olabiliyor. Mesela bir müşteri arayıp sadece estetik göründüğünü düşündüğü için dobermanının kuyruğunu kestirmek istiyor. Veteriner hekimden “Hayır!” yanıtı alınca ekliyor müşteri; “Dobermanımın kuyruğunda damar tıkalı, keser misiniz?” Gecenin bir yarısı apartmanın beşinci katından atlayan bir kedi ya da köpek kendini klinikte bulabilir. Bu olaylar kliniğin her zamanki rutini. “Hep böyle yoğun musunuz?” diye sorduğumda “Bu her zamanki yoğunluğumuz aslında,” diyor. Bu yoğunluk Bakırköy semti sakinlerinin hayvanlarının sağlıkları konusundaki ilgilerini gösteriyor aslında. İki uzman veteriner hekiminin ortak olarak işlettiği bu klinikte sıkı bir iş bölümü var. Bu iş bölümü de gece gündüz, bütün bir hafta boyunca aksamayan bir hizmet sunuyor sevimli dostlarımıza. Hijyen konusunda hassasiyeti olan klinik, ultrason da dahil gelişmiş teknolojiyle çalışıyor. “Mantar sorunu olan köpeğimize iğne yapar mısınız?” diye soran müşterisine “Muayene edip sonucu kesinleşmeden müdahale edemeyiz. Kontrol edelim,” diyen veteriner hekim, buradaki tedavilerin gelişigüzel olmadığını gösteriyor. Evcil hayvanların tedavi sürecinde bulunduruldukları bölüme gittiğimizde duygusal anlar yaşanıyor. Çünkü burada gezdirilmeyi bekleyen köpekler, ele avuca alınıp sevilmeyi isteyen kedi yavruları bulunuyor. Patilerini süte batırmış, kafesine tırmanmış miyavlayan dünya tatlısı bir kedi yavrusu… Miyavlarken “Beni alın,” der gibi bakıyor. Aslında bu tarz kedi yavrularının çoğu doğduktan sonra ortada bırakılıyor. Sahipsiz kalan bu minik yavrular ise bakım için buraya getiriliyor. Bir kedi yavrusunun çok yağmurlu bir akşamda yolda sırılsıklam bulunup bu klinikte bir süre bakıldığını duyuyorum. Bu şekilde bulunan yavruların sahiplendirilmeleri için uğraşılıyor. Kalça kemiği problemli olan bir köpeğin sahibinin endişesi yüzüne yansıyor. Köpek içeride muayene olurken, sahibesi dışarıda gözyaşı döküyor. Daha çok küçükken trafik kazasında bacağından yaralanan bir kediyi evlat edinen sahibi halsizliğinden dolayı kliniğe götürdüğü kedisinin bacağının felç olduğunu ve hasta bacağın kesilmesi gerektiğini öğreniyor ve yine gözyaşı dökülüyor. Ama burada çoğu zaman hikayeler mutlu sonla biter, çünkü yaptıkları işe ve sevimli dostlarımıza değer veriyorlar. Veteriner klinikleri pek çok sevimli hastaya ve evcil hayvanlar için anaç duygular besleyen müşterilere tanık oluyor. Veteriner hekimler de hipokrat yemini etmiş doktorlar gibi onlarla aynı zamanda birer hayvansever olarak ilgileniyor. Bu da dünyamızı, evimizi, ama en önemlisi sevgimizi, dostluğumuzu paylaştığımız o tatlı yaratıkların mutluluğu için oldukça önemli. Tabii onları çok seven aileleri için de… Bu sebeple Petpark gibi pek çok veteriner kliniği; hayvan sevgisinin, ilgisinin ve şefkatin adresi.
Yorumlargülcihan
{ 06 Aralık 2011 18:27:50 }
hayvanları sevmeyen onlara merhamet etmeyen insanlarada merhamet etmezmiş.neden böyle güzel bir yazıdan gocunuyosunuz anlayamadım.bırakın güzel şeylerin çoğalmasına bir yerden başlansında ister hayvanlardan olsun isterse insanlardan
sevgi
{ 20 Mayıs 2011 20:56:23 }
Ne kadar sevindim ulkemizde hayvanlara karsi sevgi ve ozel klinikler ve doktorlar mukemmel bakim gozler yasartici dogrusu. Birde insanlara karis sevgimiz olsa, onlara da 24 saat bakim, sevgi ilgi, seftak adresi olsa ve insanlarimiz hastane koselerinde beklemekten doktor gorebilse. Acil servise goturulen kaza gecirmis insanlarimiz doktor goremedigi icin hastane koselerinde kan kaybindan olmeseler, ne kadar adil olur degilmi. Zenginlerin hayvanlari bizim fakir halktan daha kiymetli olan ulkeye ne denir acaba diye dusunuyorum. Hayvanlar ulkesimi?????
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|