|
|
Bir Zamanlar İdealistti GençlikKategori: Ayorum Güncel | 2 Yorum | Yazan: Saba Öymen | 06 Kasım 2007 21:42:18 Gençliğin atılganlığına, dünyayı değiştirme isteğine, eski olana karşı çıkıp yeniyi deneme arzusuna ne oldu? Genç olmak, eleştirel bakıştı, yenilikçilikti, isyankarlıktı. Günümüzde ise gençler, bilinenin rahatlığında yaşamaktan hoşnut görünüyorlar. Dünyayı değiştirmek... Ne gerek var... Her şey tıkırında.
Buna isterseniz rehavet deyin, isterseniz aldırmazlık ya da isterseniz sakınganlık. Belki de haksızız böyle düşünmekte. Bir zamanlar gençliğe ait olan alternatif kültür artık çoğunluğun kültürü oldu çünkü. Tutucularla yenilikçiler arasındaki fark gitgide azalmakta. Artık herkes çevreci, herkes geri dönüşümlemeyi savunuyor, organik ürünleri destekliyor. Herkes küresel ısınmaya karşı bir şeyler yapılmalı diyor. Eskiden baş kaldıranlara ya da alternatifçi gruplara ait olan düşünceleri toplumun öbür kesimlerinin de sahiplendiği günümüzde gençler ne yapsınlar? “Artık Muhafazakar Parti üyeleri bile uyuşturucu kullandıklarını itiraf ediyorlar” diyor bir İngiliz dergisi. “Zengin bankerler, işadamları haftasonlarını Glastonbury’de geçiriyorlar.”(Glastonbury rock festivallerinin yapıldığı, alternatif ürünleriyle meşhur, mistisizmin, paganizmin ve hristiyanlığın biraraya geldiği kasaba) Alternatif kültürü herkes sahiplendi, “havası” yokoldu. İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre günümüzün genç insanları asi değiller. Ilımlı, sakıngan, tutucu ve konformist bugünün gençleri. On yıl sonra kendinizi nasıl bulmak istersiniz sorusunu, büyük çoğunluk iyi bir işe sahip olmak, evlenmiş ve çocuk sahibi olmuş olmak diye yanıtlamış. Dünyayı değiştirmek, olumsuzlukları yok etmek gibi bir istekleri yok ya da bunu yapabileceklerine inanmıyorlar. İdealist değiller. Seyahat etmek, başka kültürleri tanımak hedefleri arasında ön planda değil. Ev sahibi olmak, geleceklerini güvenceye almak daha önemli onlar için. Amerika’daki bir araştırmada, 18 – 25 yaş grubuna sorulan, ait olduğunuz kuşağın (generation Y) en önemli hedefi nedir sorusunu, gençlerin % 81’i zengin olmak, % 51’i meşhur olmak şeklinde yanıtlamış. 1967 de ise aynı soruya % 85.8 anlamlı bir hayat felsefesine sahip olmak cevabını vermiş. Son yıllarda bilgisizlikleri, kültürsüzlükleri alay konusu yapılan Amerikan gençlerinden beklenmeyecek de kimden beklenecek bu yanıtlar denilebilir... Türkiye’de aynı soru sorulsa gençlerin ne cevap vereceğini bilmek isterdim. Her şeyin tıkırında olması gelişmiş ülkelere ait bir özellik olduğundan rehavete düşenin bu ülkelerin gençleri olması beklenir belki ama sinemada Amerikan Pastası’nı, televizyonda Büyük Birader’in Türkiye versiyonunu ve uyduruk dizileri izleyerek gevşeyen Türkiye gençliğinin de çok farklı olacağını sanmıyorum. Gençler her şeyi eğlence gibi görüyorlar belki de. Avustralya’da Başbakan John Howard’ı destekleyen lise öğrencilerine nedeni sorulduğunda verilen cevapların bazısı ilginçti: Çok tonton adam, sanki büyükbabam... Bir başka yanıtsa onsekiz yaşındaki bir gençten değil, çoktan yaşını başını almış bir kişiden beklenecek gibi: Better the devil you know – yani neyi nasıl yapacağını bildiğimiz için Rudd’dansa Howard’ı tercih ediyoruz. Gençler yenilikçi değil, isyankar değil diyorsam da temiz pak giyinip, düzgünce saç traşı olup evde oturuyor da değiller. Uzamış saçları, rock gruplarının adları yazılı siyah tişörtleriyle, beli düşük pantolonlarıyla salınıyorlar ortalıkta. Kimisi kaşına ya da burnuna taktığı metal halkayla, kimi kolundaki, kimi sırtındaki ya da kalçasındaki dövmeyle, kimi dinlediği müzikle isyankarlığı yaşıyor. Rock festivallerine gidip, sallanıyorlar, çığlık atıyorlar. Biraz serüven yaşamak isteyeni başka bir ülkede bir süre çalışmayı deniyor. Başka bir ülke derken artık gelenekselleşmiş olanı kastediyorum. Avustralyalı gençlerin bir yıl kadar İngiltere’de çalışmasını, İngiliz gençlerinin üç beş ay Avustralya’da seyahat etmesini... Sonra gene dönüp bıraktıkları yerden yaşamı yakalıyorlar. İlle de büyük düğünler yaparak evleniyorlar. Bankadan yirmibeş yılda ödemek üzere ev kredileri alıp, hafta içinde nefes almadan çalışıyorlar, hafta sonunda arkadaşlarıyla biraraya gelip, bu işin içinden nasıl çıkacaklarını konuşup ya da tam tersine bunu hiç konuşmayıp rahatlıyorlar. Yaşam böyle devam edip gidiyor... Sonra kırk yaşları sıralarında ne yaptık biz böyle diyorlar. İşte o zaman birdenbire, gençken pek de yaşamadıkları isyanı biraz farklı biçimde – daha bireyci biçimde – yaşamaya çalışıyorlar. Yenilik istiyorlar. Kimi suçu evlilikte bulup, eşini terkediyor. Kimi işini değiştiriyor. Kimi kenti terkedip, bir dağ kasabasına ya da deniz kenarına yerleşiyor. Parası olan küçük bir çiftlik satın alıp organik bitkiler yetiştirmeye başlıyor. Buna da yaşam biçiminde değişiklik yapmak deniyor, herkes tarafından anlayışla karşılanıyor, onaylanıyor ve insanlar bu yaşta da asi olmayı başaramıyorlar.
YorumlarEdip CEYHAN
{ 25 Aralık 2007 10:37:37 }
Günümüzün gençliği emin olun ki eskilerden daha ideailist olmak istiyor ma yolları kapalı, kapalı yolları acmak ta belkı bır ideal ama hayata devam edebilmek icin ,idealları pesınde sağlam adımlarla yurumak ıcın de para ve ıs gerekıyor. Turkiye'de idealist oldugun vakıt gözebatan, ise yaramaz bir adam, isten atılmak icin bahane aranan biri oluyorsun. Belki 80 lerde daha kotuydu ama o vakıt caresızlık vardı, amacın ugruna olmazsen, aclıktan olecektın gıbı.
Simdi gencleri kolelestıren bır yapı var, kole olmazsan hıcbır sey olamazsın.. a.cevat
{ 10 Kasım 2007 13:16:56 }
Gunumuz gencligini, toplumun diger gruplarindan (orta yasli ve yaslilardan) ayirmaya imkan yok. Son 50 yilda yasanan siyasal soguk savas ,milletler arasindaki cekisme,teror olaylari ile ekonumik yonden ayakta durabilmek icin yapilan buyuk mucadeleler tum insanligi cok yordu. Artik insanlar daha sakin bir hayat ozlemiicindeler.
Diğer Sayfalar: 1. Yazarin belirttigi 20 yil icinde bir ev sahibi olup, cocuklari ve aile fertleri ile huzurlu bir yasami tarcih etmeleri normaldir . Yazrin da bu tesbiti yapip yaziya dokmesini takdir ettik ,kutluyoruz.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|