A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bu sergimiz de Kerem Lawton için...

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Hatice Deniz | 16 Nisan 2011 17:44:45

Belki çoğu kurumun, çoğu gazetenin, ve pek çok gazetecinin haberi yok. Ama Marmara Üniversitesi'nin İletişim Fakültesinde bir grup gazeteci yıllardır Anadolu'yu geziyor, gezdikleri yerleri fotoğraflıyor, yazıyor, kendine özgü yöntemlerle anlatıyor. Bu çocuklar Marmara iletişim haber ajansı (MİHA) öğrencileri. Bu ajansın, Genel Yayın Yönetmeni Kayıhan Güven...

15 Nisan 2011 günü saat 18.00’de MİHA’lılar Şubat ayının başında Doğu Ekspresi ile çıktıkları Kars yolculuğunda çektikleri fotoğrafları İletişim Fakültesi Nişantaşı Yerleşkesinde sergilediler.  2001 yılında Kosova’da kaybettikleri eski MİHA hocası Kerem Lawton’a itaf edilen sergi “Doğu Ekspresi- Kars- Ani” fotoğraflarından oluşuyor.


Tahmin eder miydiniz, bir gazetecilik hocasının ve öğrencilerinin üniversite bünyesinde bir ajans kurup oradan yazılanları çizilenleri dünyaya duyurduğunu… Evet yaptılar, hala yapıyoruz ve yine yapacağız. 1994’ten bu yana aktif olan bu ajans kolektif çalışmanın bu güne kadar yüzlerce örneğini gösterdi.


Günlerdir rutin olarak yapılan sergi hazırlıklarımız, yine alışılmışın dışında bir şeyler yapmak içindi. Bu kaçıncı yolculuktu, bu kaçıncı sergiydi, bu kaçıncı koşuşturmaydı saymayın, biz saymaktan vazgeçeli uzun zaman oldu. Saydıkça büyüyoruz, saydıkça ağırlaşıyor gazeteciliğin sorumlulukları üzerimizde, saydıkça doluyor gözlerimiz. Çünkü bizi geleceğe birer gazeteci, hatta gazeteci olmanın ötesinde birer entelektüel, birer aydın, birer zamane Heredot’u olarak yetiştiren hocamız, “emek” kavramını kendine özgü yöntemlerle anlatmıştı. Emek vermek, üretmek, ürettiğini sunmak… Ve emeğin kıymetini bilenler için üretmek duygulanmak demektir. Biz birkaç MİHA’lı bu yeni sergimizde daha hazırlık aşamasında başlamıştık duygulanmaya…


Vize haftasının son günüydü, son sınavdan çıktığımızda başlıyor koşuşturmamız. Kokteyl için içecekler alınıyor, çerezler tabaklara yerleştiriliyor, Canan Sucu’nun yönetiminde ajansımızdaki hamarat kızlarımızdan oluşturulan ekip onun bin bir zahmetle yaptığı mezelerle kanepe yapımına girişiyor. Zaman az, ama biliyorduk yetiştireceğimizi. Masalar taşınıyor, örtüler seriliyor, kokteyl servisi kuruluyor.


Sergide açılış sonrası da bizi hiç yalnız bırakmayacak olan Türkiye reklamcılığının duayenlerinden, fakültemiz öğretim üyesi Ender Merter hazırlık aşamasında da yanımızdaydı. Sadece o değildi bizi yalnız bırakmayan… Eski MİHA’lılardan ve MİHA’nın hocalarından gelenler vardı. Eski MİHA’lı olan ve MİHA’da ders vermiş olan Serdar Erbaş, Kerem Çalışkan, Mehmet Güç, yine bir MİHA hocası olan cumhuriyet gazetesi eski yazı işleri müdürü rahmetli Mehmet sucunun eşi Canan Sucu da bizi yalnız bırakmayanlardandı. Karslı olan, hem yolculuğumuzda hem sergimizde bizim kadar heyecanlanan fakültemiz hocası Barış Doster de aramızdaydı.

Kayıhan Güven ev sahipliğini yaptığımız sergide günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yaparken, pek çoğu aramıza yeni katılmış ve bizimle ilk yolculuğuna katılıp; ilk sergisini açan arkadaşlarımın yüzünde bir ifade gördüm. Kendilerinden emin, umut dolu, heyecanlı bir ifade… Her yeni kuşağın kendine özgü hisleriyle kuşatılmışlardı.  Artık yazmaya ve fotoğraflamaya çok daha doyumsuz, çok daha memleket sevdalısı, çok daha gözlemci, çok daha gazeteci olacaklardı. Neden mi? Çünkü bir kere görgü tanıklığı etmiş insanlar için, artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Onlar için de bizim için de böyleydi durum.

Eğer MİHA’da üç seneniz bittiyse, “zamanı gelenin iyi yerlere gitmesi” gereğinin kuralı hatırlatılır içten içe. MİHA’da üç senesini doldurmuş arkadaşlara, yani git gide eskiyen kuşağa baktığınızda aramızda o kuşaktan olan üç dört kişiye baktığınızda onlarında yüzünde aynı ifade vardır. Duygulu bakan gözler, kararlı bir duruş, sorumluluk ve gelecek…

“Zamanı gelenin gittiği, gidenlerin yerinin dolduğu” bu döngü içinde bazen gitme işini geciktirirsiniz. Giderken de bir yanda mesleğe tam anlamıyla atılmanın heyecanının yanı sıra, gidiyor olmanın hüznü de vardır. Çünkü kelebeğin kozasını özlemesi gibidir MİHA’yı özlemek.

Sergi henüz bitmeden bir sonraki proje için yapacaklarımız konuşulmaya başlar. Tanımayanlar duysa “Deli bunlar…” der, çok da haksız sayılmazlar, çünkü bir adam okulun içinde bir nevi cumhuriyet kurmuştur ve vizesiz girilmesine izin yoktur. Biz kendimizce bir yönetim şekli belirlemiştik ve yapmak istediklerimizin, hayallerimizin, ideallerimizin çarkı durmadan işliyordu.

Sergi bittiğinde, hayallerimizle ve yeni projelerimizin düşüncesiyle baş başa kaldığımızda şunu söyleyebildim: “MİHA’lı olmasaydım eksik yaşamış olurdum.” Koşuşturmacanın, yorgunluğun, emeğin ve üretimin mutluluğu okunan yüzler için; yeni bir projenin, yeni çalışmaların, yeni bir öğrenme döneminin devamıydı. Ara vermediğimiz bir şeye yeninden başlayamayacağımız için “başlangıcıydı” diyemiyorum.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 3.7 / 10 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git