A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kuk Adaları Beşlisi

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 3 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 06 Nisan 2011 14:43:20

Has Polinezya'lıarmış Kuk Adalılar. Dünyanın en iyi denizcileri onlarmış. 1200 yıl önce Rarontonga'ya varmışlar bu serüvenseverler, kanolarla. 1595 yılında Alvaro de Mendana adlı İspanyol gemici onları gören ilk Avrupalı kaptan olmuş. İngiliz Kaptan Kuk ise 1773 ile 1779 yılları arasında güneydeki adalara gelmiş gitmiş, haritalarına geçirmiş. İlginç ki, adalara Kuk adını Ruslar vermiş, bu İngiliz kaptanın anısına.

Kuk adaları Yeni Zelanda’ya bağlanmış 1900’de. Zaten Uzun Beyaz Bulut’un yani Yeni Zelanda’nın topraklarına Maori göçünün de Kuk adalarından başladığını söylüyorlar.    

Adaların tarihi uzun, sancılı, karışık. Hristiyan misyonerler, insan yiyen yerliler, Amerikalı, Avrupalı tayfaların yol açtığı yozluklar, Avrupalıların yaydıkları hastalıklar, Fransız korkusu, İngiliz sömürgecileri, reislerin Uzun Beyaz Bulut’a bağlanma kararı derken özerklik, kendi kendini yönetme hakkı ile 2011 yılını bulur Kuk adaları…

Ve bir Türk şair, hem de Avustralya’dan, öyleyse ona Avustralya’lı bir şair de denebilir, ayak  basar bağımsız Kuk adalarından en büyüğü Rarotonga’ya…

Koltuğunun altında belki bir Türk’e rastlarsam veririm diye taşıdığı son romanı, kağıdı kalemi, karısı, çocukları bir de torunu… Çağla.

Ve de Kuk adalarının tarihine eklenir beş şiir. Kuk Adası Beşlisi….


COOK  ISLANDS  BEŞLİSİ

Önce kendi sesi ve görüntüsü ile tadımlık...




EFENDY

Televizyonda yemek tarifi yaparken sahibi
"Bir gün gidelim" diyenlere,
çaktırmıyordum içimin gittiğini.

Adı gibi Som'er;
hep sevdiğim yemekler:
"Ali Nazik'in belkemiği süzme yoğurdudur!
Et pişirilmeden önce terbiye edilmelidir!
Baklava hamuru nasıl açılır?"

Ağzım sulanır;
Adana üstünden Antep'e,
Maraş'a giderim,
yutkunarak.

Yetmiş beşinci doğum günümde;
ailecek yer ayırtıldı.
O günden, yirmi altı şubata,
iyice acıktırdım karnımı.

Balmain'de  eski bir evden dönüşük Efendy.
Bahçedeki, katlardaki masalar dolu,
sanki kendi lokantam, içim bir hoş oldu.

Masamıza ilk, fırından yeni çıkmış ekmek geldi.
Dumanı üstünde, saldırdım.
Ardından mezeler, mezeler...
Yedi saat pişmiş et konduğunda;
tıka basa,
baka kaldım.

Pişmaniyenin üstüne döşenmiş;
Maraş Dondurması yerken,
"Merhaba"yla oturdu Somer.

Kendisi hasta Fenerbahçe'li;
Galatasaray'lı,
müşterek dostlarımızdan konuştuk:
Asaf Çiyiltepe, Ayberk Çölok, Ferhan Şensoy...

On kişiymişler mutfakta;
yaptığı her yemekten tattığı belli.
Som ter,
dökülüyor gövdesinden.

Armağanımı söylediğinde çocuklar,
benim de heyecanım ter dökmeye başladı.

Yedi gün Cook İslands!


YOLCULUK

Cook İslands, ekvatora yakın,
New Zeland'a bağlı on beş ada.
En büyüğü,
gideceğimiz, dokuz bin kişilik Rarotonga.

Uçakta on kilo hakkım var;
yılın tamamı yazmış orada,
birkaç şort, ti-şört,
el çantası yeterli.

Türke rastlarsam veririm;
koydum, son romanımdan,
Attım Kapağı Yurtdışına.
Ağır çekeceğinden değil üstüme gülmeleri.
"Orada ne işi var Türkün?"

On dokuz mart cumartesi, Sydney Havaalanı'ndan;
kızım, damadım, karım,
bezden zürafasıyla torunum.

İlk durağımız Auckland,
üç saat uzaklıkta.
Uçağımız küçük,
sarsmaktan çekinerek oturuyorum.

Kılı kılına aktarma yaptık;
Rarotonga uçağına,
küçüğün de küçüğü varmış!

Öğleyin yola çıkmıştık;
geriye, günün doğumuna doğru uça uça,
doğmadan yakaladık cumartesiyi.

Böylece;
bir günü iki kez yaşadım ömrümde,
Rarotonga'ya kavuştuğumda.


RAROTONGA

Uçağımız inişe geçtiğinde;
adalara özgü geceleri aydınlatan,
ışıklar göründü tek tük.

Düğümlenmiş oturuşumu çöze çöze;
çiçek,
nemli ağaç kokusuna çıktım.

Yürüyerek gittiğimiz terminalde;
pehlivan yapılı görevliler,
güleryüz okulunda eğitilmiş olmalı.

Pasaportumu denetleyen kadın;
dudaklarına sığdırmaya çalıştığı gülümsemeyle,
defalarca bir bana bir de fotoğrafıma baktı,
tanıyacakmış gibi bir yerlerden.

Kaptan Cook'un tayfalarından olmalı;
kırılgan-beyaz tenli gitarist,
şapkası çapkın çiçekli,
kia orana - hoş geldin,
şarkısını söylüyor.
 -Yirmi beş yıldır orada-

Bavulların koklatıldığı köpek;
görevini yaparken,
bir yandan da dans ettiriyor kuyruğuna!

Çıkışı tutan kadın;
şişe suyu tutuşturuyor,
her geçene.

Adımızı duyan karşılayıcı Papa;
taze manolyadan dizilmiş gerdanlığı,
uzaktan gelen müzik eşliğinde,
takarken boyunlarımıza,
dans eden adalı kızlar var mı diye,
bakındım etrafıma.

Arabanın farları delip giderken karanlığı,
Pasifik Okyanusu'nun koyuluğu da akıyor yanımızdan.
Ani frenle duruyoruz bazen;
önümüze çıkan motosiklet,
tavuklar geçsin diye.


Kalacağımız yere dek;
trafik ışığına rastlamayınca,
meraktan sordu karım:
"Bu adada trafik ışığı yok hamfendi."

Ağaçları ışıtarak;
Vaı Koı'yun bahçesine girdiğimizde,
gece yarısı olmamıştı daha.

Kızılderili reisi sanki dikilen!
Çiçekli şort Mata. Durduk önünde.
Devir teslim sırasında konuştular,
Cook İslands Maori'ce.

Işığı yanık bizi bekleyen bungalova;
eşyalarımızı yerleştirdikten sonra,
neyin nerede olduğunu gösteren Mata,
ayrılırken unutmadı demeyi:
Kia orana!


BUNGALOV

Uyku tutmuyor;
yerimi yadırgamak,
saat farkından değil,
yağmur sesinden.

Çocukluğumun çinko damı tıpırdayıp;
yankılanırken kulaklarımda,
deniz de uğulduyor.

Yalınayak, fistanlı koşturduğum;
günlere götüren bu sesler sürsün,
kaybolmasın hayallerim.
Uyumak istiyorum bu yatakta,
baba evinin uykusuyla.

Horoz ötüşü;
pencereden vuran güneşle açtım gözlerimi,
veranda!
"Önce bana bak" diyen bir miyavlama;
siyah-beyaz,
Monik'in benden önce haber saldığı!

Çimde eşelenen horoz, tavuklar;
palmiye, muz, hindistan cevizi ağaçları,
güneşin kamaştırdığı bir yeşil,
çiçekler...

Birden yağmur indirince;
yakaladım çinko damı,
palmiye, muz yapraklarında.

Canı istediği zaman öten horoz!
Uğuldayan deniz!
Mayoyla;
her yere yakın,
yürüdük denize.

Doğal bir dalgakıran;
patlayan dalgalar,
geçemediği için öfkeyle köpürüyor,
geriye çekilip sınıyor yeniden.

Yağmur yağıyor;
gölgeleniyor,  dalgakırana dek boyu aşmayan deniz,
güneş açıyor, tekrar rengine kavuşuyor.

Yağmur yağıyor- güneş açıyor!
On iki kez saydım,
sonra vazgeçtim.

Çevresi otuz iki kilometre;
kiralık araba, motosiklet,
hepsinin plakasında numaradan önce,
kia orana!
Hoş geldin!

Tapıyor buranın yerlisi adalarının güzelliğine;
"Bizi turistsiz bırakma!
Toprağımızı sattırma!
İsland Time'ı koru yarabbim!
Amin!"

Elli beş kilisede de;
ressamların bile boyayamadığı turkuaz deniz,
doğanın yeşili için dua ediliyor.

İçime oturdu karımın söyledikleri:
"Çekilir mi Rarotonga'dan sonra Blacktown?"


İsland Time: Yavaştan alarak, canının istediği zaman.


DOKUZ  BİNDE  BİR

Alış-veriş yaptığımız marketin önünde oturmuş;
karımla konuşurken,
gurbette hemşerisine rastlamış bir heyecanla,
"Merhaba" dedi bir delikanlı.
"Ben Hasan Dalaman!"

"Nerde kaldın Hasan?
Seni bekliyordum" diyerek;
aynı heyecanla kucakladım,
yirmi üç nisanda,
Rarotonga'lı Erin Matheson'la evlenecek olan,
Alamancı Erzurum'luyu.

Akşam yalnızdım bungalovda;
telefon ettim,
geldiler on dakikada.

İkisine romanımı imzaladıktan sonra;
salata yaptım,
balığımı paylaştım onlarla.

Ertesi gün;
yalı evlerinde ağırladılar bizi:
Gündüz; yüzdük, kürek çektik,
akşam Erin,
Rarotonga yemeklerinden yaparken,
defterime not ederek seyrettim onu.

İstanbul-Zekeriya Köy'de öğretmenlik yapmış;
yabancı bir kızın ağzından Türkçe duymak,
Rarotonga'yı bana vermişler gibi bir şey.

Samanyolu'nun ışıttığı gecede;
içkilerimizi içerken,
denize karşı Sezen Aksu dinledik.

Bu sırada;
Maori ninesini anlatmaya başlayan Erin'e,
takıldığı yerde,
Türkçesine yardım etti Hasan.


NİHAT ZİYALAN
Cook İslands
Rarotonga 2011

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Dersim Stein (Almanya) { 09 Nisan 2011 00:34:08 }
Canim Nihat abim,

son siirini kendi sesinden tadimlika simdi buradan duymak, hani benim o göl kenarinda oturup günese dogru yedigim bes erik vardi ya...onun gibi birsey oldu...yüregine saglik...

Sydneye'e sevgilerle,
Dersim
aykut yazgan { 08 Nisan 2011 08:21:25 }
orhan'ın kimi kez de de sait'in dediği gibi bazen insanın içine bilinmez bir hüzün çöker...
alıp başını bilmediği görmediği bir adaya sığınmak geçer içinden..
kafasının içinde güneşe, denize, kuma ve kabuklara hasret...
nihat'ın yüreği çok yaşasın..
gidemedim..
ama duydum..
ordaydım..
lakin hasret...
serya sahin { 07 Nisan 2011 15:19:49 }
ozgun ve yalin, iste NIHAT ZIYALAN farki bu bence...iyiki varsiniz nihat agbi, kocaman yureginize saglik.enfes!!
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git