Albümündeki Nazım'a adlı şarkısını hem Nazım Hikmet'e hem de Uğur Mumcu'ya, Hrant Dink'e ve onlar gibi karanlık gölgelerin elimizden aldığı gazetecilere adamış. Belki içtenliği için belki de, cesareti için Ceylan Ertem'i dinlemek isterseniz. Ben de buradan hiç tanımadığım ama içten içe çok tanıdığım Ceylan Ertem'in kadınlar gününü kutluyorum.
İnsan bazen doğrularından sıkılır, kadınlığından, dışından sıkılır. Sevmez kendini. Hayat için kendini yeterli görmez. Bazen hayat; iki kaya arasına sıkışan balık gibi hissettirir. Ya da üzerine ilaç sıkılmış böcek gibi ters döndürür adamı.
Yukarıdaki imgelemeler bana ait değil. Genç bir müzisyene, Ceylan Ertem‘e ait. Ceylan Ertem nasıl şarkılar çalıyor derseniz caz diye cevap veririm. Ama caz sizi korkutmasın. Çünkü Türkiye ‘de kaliteli caza denk gelmek zordur diye düşünebilirsiniz. Ya da caz size çok uzaktır. Ama yine de Ceylan Ertem dinlemekten vazgeçmeyin..
Çünkü
Ceylan Ertemin melodileri sizi bir yerinden mutlaka tutacaktır. Ya da sözlerinin içtenliği. Nerden çıkardın bu içtenliği diye sorarsanız hemen buna da cevap veriyim. Bolca anneanne, babaanne, teyze, halanın bulunduğu bir ailenin en küçük kız çocuğu olduğum için. Ertem’in Soluk albümünde dedesine yazdığı “ Torun” şarkısı beni gerçekten çok etkiledi. Çünkü genelde Anadolu ‘da her evde Ertem’in dediği gibi “sanrılara, cennete, dualara” anneanneler, “yarına, saygıya, esine” torunlar inanır. Ama torunlar en sonunda dönüp dolaşıp anneanneye ya da deye inanır. O yüzden öylece giden dedenin arkasından “kızın ağlamak üzere” demiş Ceylan Ertem.
2010 yapımı Soluk albümünde tanıdık, sevdiğimiz yılların eskitemediği şarkıların yeniden düzenlenmiş hallerini de bulmak olası. Kızılcıklar oldu mu şarkısını ya da Gönül Dağı ‘nı bir kez de caz halleriyle dinlemek gerçekten çok keyifli.
Çünkü
Türkiye ‘nin gündemi bir türlü durulmuyor. Gündem karıştıkça cesur insan bulmak denizde midenin içindeki inciyi bulmak kadar zorlaşıyor .Bunun yanında 80 sonrası doğan çocukların ya da gençlerin tamamen apolitik yetiştirildiklerini düşündüğünüzde her şey gözünüzde daha çok büyüyor. Daha da yalnızlaşıyorsunuz. Ama korkmayın Ceylan Ertem ‘de denizdeki midenin içine sıkışıp kalanlardan. Albümündeki Nazım’a adlı şarkısını hem Nazım Hikmet ‘e hem de Uğur Mumcu ‘ya , Hrant Dink’e ve onlar gibi karanlık gölgelerin elimizden aldığı gazetecilere adamış.
Belki içtenliği için belki de, cesareti için ceylan Ertem ‘i dinlemek isterseniz.
Ben de buradan hiç tanımadığım ama içten içe çok tanıdığım Ceylan Ertem ‘in kadınlar gününü kutluyorum
Aslında müziğini tek bir türe indirgemeyenlerdendir Ceylan Ertem. Sadece 'caz' değildir, bir çok şeydir, müzik aletidir, histir, kendisidir yaptığı müzik. O yüzden bu şekilde tanımlamamak gerek fikrimce...