|
|
Kim yalancı?Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 05 Mart 2011 06:31:29 Meğer ne kadar mutluymuşuz da haberimiz yokmuş! Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 yılına ait "Yaşam Memnuniyeti Araştırması" sonuçlarını yayınladı. Sonuçlara bakılırsa halkımız 2010 yılında memnuniyet patlaması yaşıyor! Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı anket sonuçlarına göre, Türkiye'de insanların yüzde 61.2'si mutluluk düzeyini "mutlu", yüzde 28.1'i "orta" ve yüzde 10.7'si "mutsuz" olarak tanımlıyor.
Üstelik bu oranların 2009 yılındaki araştırmaya göre yükseldiği görülüyor. Buna göre “mutlu” olduğunu söyleyenlerin oranı 2009 yılına göre 6.9 puan artarken, “orta” derecede mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı 3 puan, mutsuzların oranı ise 3.9 puan azalmış. Ankete katılanların yüzde 71.2’si, mutluluğunun kaynağı olan değer olarak “sağlık” yanıtını verirken, bunu yüzde 13’le “sevgi”, yüzde 6.9’la “başarı”, yüzde 4.6 ile “para” ve yüzde 3.9 ile “iş” takip ediyor. Ankette eğitim durumu ile “mutluluk oranı” arasında doğru orantı olduğu, ancak eğitim seviyelerinin mutluluk oranı açısından çok büyük farklar yaratmadığı görülüyor. Sonuçlar okur yazar olmayanların yüzde 56.5’inin mutlu olduğu, buna karşılık lise ve dengi okullardan mezun olanlarının yüzde 62.7’sinin, yüksek öğretim mezunlarının ise yüzde 67.7’sinin kendisini “mutlu” olarak tanımladığını gösteriyor. En mutlular gençlermiş! TÜİK’in araştırmasına göre ülkemizde 18-24 yaş arası gençlerin yüzde 63.9’ü, 25-34 yaş arası kesimin yüzde 64.4’ü kendini “mutlu” olarak tanımlamış. Mutluluk oranı en düşük olan kesimler olan 35-44 ve 45-54 yaş arası kesimlerin mutluluk oranı ise sırasıyla yüzde 57.5 ve 58.9. Kadınlar daha mutluymuş! Anketin inandırıcılığı en fazla tartışmaya açık olan kısmı ise cinsiyete göre mutluluk oranları. Buna göre ülke genelinde erkeklerde yüzde 59.6 olan “mutlu” kesimin kadınlarda yüzde 62.7 olduğu görülüyor. Mutsuzların oranı ise erkeklerde yüzde 11.5, kadınlarda yüzde 10. Seçimler yaklaştıkça umutlar da artıyor (!) Anketin dikkat çekici bir bölümü de 2010 yılında toplumun gelecekten daha umutlu olduğunu sergiliyor. Kendisini “umutlu” olarak tanımlayanların oranı 2003 yılında yüzde 66.9, 2007’de yüzde 70.1 iken, ekonomik krizin en şiddetli şekilde yaşandığı 2009 yılında yüzde 65.5’e düşmüş. 2010 yılında ise bu oran yüzde 72.8’e yükselmiş. Rakamlara bakılırsa Türkiye toplumu daha önce hiç bu kadar umutlu olmamıştı! AKP’nin TÜİK’i TÜİK, diğer birçok devlet kurumu gibi AKP iktidarı döneminde yoğun kadrolaşma faaliyetleri nedeniyle tarafsızlığı ve prestiji önceki dönemlere göre daha tartışmalı hale gelmiş bir kurum. Son yıllarda kurum tarafından açıklanan verilerin gerçeği yansıtma gücü konusunda bilim ve akademi çevrelerinden yoğun eleştiriler almıştı. Özellikle enflasyon, büyüme, işsizlik gibi ekonomik göstergelerde çarpıtma suçlamaları oldukça yoğunlaşıyor. Son olarak Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda açıklanan “mutluluk” verilerin 2010 yılında beklenmedik olumlu yükselmeler göstermesi, seçim öncesinde ülke gidişatına ilişkin pembe tablo çizme arayışlarının ürünü olabileceği yorumları yapılıyor. Mutluluk nedir? TÜİK’in bu araştırması Toplumsal Yapı ve Cinsiyet İstatistikleri Şubesi tarafından yapılıyor ve her yıl yapılan “Hanehalkı Bütçe Anketi” bile birlikte, aynı hanehalklarında uygulanıyor. Araştırmanın metodolojisinde kullanılan “mutluluk” kavramı “acı, keder ve ızdırabın yokluğu ve bunların yerine sevinç, neşe ve tatmin duygularının varlığıyla karakterize edilen durum; hayattan genel olarak memnun olma hali” şekilde tanımlanırken, “memnuniyet”in tanımı ise “ihtiyaçların ve isteklerin karşılanmasından doğan tatmin duygusu” olarak ifade ediliyor. Tesadüf mü, “copy-paste” hatası mı? TÜİK’in açıkladığı son verilerde rastlantı olması bir hayli zor görünen bir benzerlik göze çarpıyor: “Genel olarak kamu hizmetlerinden memnuniyet” başlıklı tabloda, “Sağlık hizmetleri” konusunda 2010 yılında sorulan sorulara vatandaşların verdiği “Memnun/Orta/Memnun Değil” cevaplarının oranları sırasıyla yüzde 73.0, yüzde 13.8 ve yüzde 13.1 olarak görünüyor. Ne hikmetse aynı oranlar, hem de ondalık rakamlarına kadar “Asayiş hizmetleri” tablosunda da göze çarpıyor! Bu “rastlantı”, TÜİK’te verilerin derlenip sisteme girilme sürecinin ne kadar ciddi ve özenli yapıldığı konusunda da şüphe uyandırıyor. Kaynak :sol.org.tr
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|