A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kendine hür bir adam

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 10 Ocak 2011 05:14:11

Hür Adam'ı seyretmeden önce Said Nursi hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyordum. Üç saate yakın uzunluktaki filmi izledikten sonra da hâlâ benzer bir duygu içindeyim. Bir şeyler daha fazla biliyorum ama gördüklerim bende bütünlüklü bir imge oluşturmadı. Filme bakılırsa Nursi insan değil. İnsanüstü yüce bir varlık.

Öldürülmesi mümkün olmadığı gibi, ölüm Nursi için korkulacak bir şey de değil. Tersine, Allahına kavuşacağı için öleceğine sevinen biri Nursi. Peki, kabul ettik. Soru şu: O zaman onun acılarına niye üzülelim ki? Ölmesi sorun değil, zaten öldürülmesi de mümkün değil. Haddizatında insan değil.

Film Said Nursi’nin çocukluğundan ölümüne bütün hayatını şöyle bir elden geçiriyor. Daha çocukken bir kahraman Nursi. Doğal afetlerden korkmayan bir küçük adam o. Büyüyünce de savaşçı biri oluyor. Elinde kılıç Rus askerinin üzerine yürüyor (yani öyle olduğu söyleniyor, prodüksiyon masraftan kaçınmış ve Rus ordusunu göstermeyivermiş). Nursi esir düşüyor ama yine de Rus subaylara posta koymayı sürdürüyor. Nursi talihli biri, düşmanları çok asil ruhlu çünkü. Kimse onun canına kıymıyor, aksine ona saygı duyuyor. Buna filmin kötü adamı Mustafa Kemal de dahil. Evet, Mustafa Kemal bu filmin İsmet İnönü ile birlikte kötü adamı! Müslüman sinemanın klasik eserlerinde eksiğim çok. Ben görmemiş olabilirim ama Mustafa Kemal’i kötü adam olarak göstermeye cesaret eden bir filmden söz edildiğini ne duydum ne de gördüm. Artık böyle bir film var. Eteklerdeki taşların dökülmesini iyi bir şey olarak görüyorum. Bu filme ve onun işaret ettiği gelişmelere yönelik tek pozitif şey de bu. Mustafa Kemal’in ve Kemalizmin eleştirilebiliyor, hatta düpedüz kötülenebiliyor olması bir açıdan özgürleştiğimiz şeklinde yorumlanabilir. Ama şimdi başka bir sorunla karşı karşıyayız. O da bütün siyasilerin, ki buna dağdakiler ve hapistekiler de dahil, saygılarını sunmak zorunda hissettikleri Fethullah Gülen ve Fethullahçılık. Nedense, Atlantik ötesindeki, Philadelphia’daki, cemaatin lideri vs gibi sıfatlarla anılan Gülen’in adı bile zor telaffuz ediliyor. Artık korkulması gereken ve hegemonik olma yönünde ilerleyen ideoloji onun ideolojisi, Kemalizm değil.

Fethullahçılığa nerden geldik diyorsanız, Said Nursi filmde açık bir şekilde Fethullah Gülen’in öncülü olarak çiziliyor. Birisinin hayalini kurduğu okulları, diğeri gerçek hayatında kuruyor. Nursi’nin en büyük emeli fen bilimleriyle dinin birlikte okutulduğu bir medrese kurmak. Film boyunca bu emelinin peşinde koşuyor. Filmin gösteriminde bize iki kitapçık dağıtıldı. Biri Nursi’yi, diğeri de filmin yapımcısı/yönetmeni, kapitalist Mehmet Tanrısever’i anlatıyordu. Nursi’yi anlatan kitapta Gülen okullarıyla, Nursi’nin medresesi arasındaki bağ net bir şekilde ifade ediliyor.

Nursi film boyunca, düşüncelerinden ötürü, baskı görüyor, hapiste yatıyor, sürgün ediliyor. Peki nasıl düşünceleri var “Hür Adam” Nursi’nin? Özgürlükten ne anlıyor? Kitapçık söylüyor: “Sınırları şeriat tarafından çizilmiş” bir hürriyet Nursi’nin hürriyeti (sayfa 6). Yani Nursi, yani film, yani Tanrısever, yani Fethullah Gülen için şeriatçı diyebilir miyiz? Aman ben demiş olmayayım, “paranoyak Kemalist” diye damgalanırım. Nursi’nin şunu dediğini de Zaman gazetesinde okudum (31 Aralık 2010): “”Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduddur”. Yani namaz kılmıyorsan toplumdan dışlanması, aforoz edilmesi gereken bir hainsin. Mahalle baskısı mı, ne? Ben bu hürriyetten almasam diyorum ama seçeneğim kaldı mı bilmiyorum. Artık yağmurun nasıl yağdığını bilimsel bir dille anlatmaya çalışan öğretmenlere gününün gösterildiği, yeni ve gerici bir çağda yaşıyoruz. Gerçek bu. (Bakınız “Yağmur Rahmettir” adlı İstanbul Belediyesi’nin vergilerimizle çıkardığı faydalı eser).

Kemalizle Fethullahçılığın ortak yanlarının çok olduğunu geçen haftaki yazımda yazmıştım. Fethullahçılık aleni bir şekilde ABD himayeciliğinden yana tavır koyuyor ve yine aleni bir şekilde, dinin toplumsal yaşamı belirlemesinden yana. Kemalizmin bağımsızlık ve laiklik vurguları (bunları ne kadar gerçekleştirdiği ayrı mesele), Fethullahçılıkta kapının önüne konulmuş durumda.

Geldiğimiz nokta birçok açıdan daha geri. Tek kazanımımız bugün Kemalizmin daha rahat eleştirilebilir olması. Ama onun yerini yeni ve çok daha güçlü tabular alıyor hızla. Filmde Mustafa Kemal bir İngiliz ajanı ya da İngilizlerin oyununa gelerek halkı dinden soğutmuş biri olarak çiziliyor (ezanı Türkçeleştirerek anlaşılmaz kılmış!). Amerika ise daha o zamandan yanaşılması gereken dost ve dindar ülke olarak resmedilmiş. Bu nasıl Müslümanlıktır, onu da anlamak çok zor. Irak, Afganistan ve Filistin hiç mi akılarından geçmez bu kitlenin? Acaba birisi de çıkıp Fethullah Gülen için Amerika’nın oyununa gelen biri ya da Amerikan ajanı diyebilir mi? Derse başına ne gelir? Aman paranoyaya gerek yok, bir şey olmaz. Hem filmde dendiği gibi Türk’ün kanında zulmetme özelliği yoktur. Her kötülük, dış mihrakların oyunu!

CÜNEYT CEBENOYAN

Kaynak : birgun.net

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Mehmet Gündoğdu { 11 Ocak 2011 08:38:52 }
Artık şeriat geldi, geliyor demeye gerek yok. Koşar adım geliyor. Ortam hazır. Aydınları susmuş bir ülke. Basın iktidarı destekler konuma gelmiş. Bir korku imparatorluğu oluşturulmuş. Yok mu bir aydınlık mumu yakacak AYDIN????
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git