A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

13. yüzyılda sevgi, direnmek ve şiir (5) - Cehennem

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 30 Aralık 2010 06:50:41

Sekizinci dairede dalkavuklar boka gömülü azap çeker. Cehennemin en kalabalık dairesidir. El etek öptükleri için pisliğe bulanmışlardır. Açgözlüler, din sömürücüleri baş aşağı deliklere sokulmuştur, ayaklarını alevler yalar. Rüşvet yiyenler, para için evet diyenler, dolandırıcılar kaynar ziftte pişirilir. Hırsızlar, iftiracılar çırılçıplak kara yılanlara atılır.


kutsal güç, yüce bilgelik, ilk sevgi yarattı beni.




Cehennem


Birinci kantosunun en başında der ki...
“yaşam yolumuzun ortasında
karanlık bir ormanda buldum kendimi,
çünkü doğru yol yitmişti.
Ah, içimdeki korkuyu, tazeleyen, balta girmemiş o sarp, güçlü
Ormanı anlatabilmek ne zor!”
Ve ormanın içlerinde ilerlerken karşısına üç vahşi hayvan çıkar. Pars, aslan ve dişi kurt. Dişi kurdu görünce korkudan eli ayağı kesilir. Cehennem, Araf ve Cennette ona yol gösterecek bilge Vergilius belirince ona yalvarır.
“...
Yolumu kesen şu hayvan
Damarlarımdaki kanı ürpertti,
Yadımcı ol bana ünlü bilge.”
 
“Daha iyi edersin başka yoldan gidersen,
kurtulmak için bu yabanıl yöreden”
diye yanıt verdi, ağladığımı görünce,
“çünkü seni bağırtan bu hayvan,
kimsenin geçmesine izin vermez yolundan
 karşısına dikilip, er geç parçalar onu;
öyle kötü, öyle pistir ki huyu,
doymak bilmez oburluğu,
doydukça karnı, daha da açılır iştahı.
 
Çoktur, çiftleştiği hayvanların sayısı,
Tazı gelip de onu işkenceyle öldürünceye dek,
Daha bir sürü hayvanla çiftleşecek.
 
Toprak, para ne demek,
Tazıyı bilgelik, sevgi, erdem besleyecek,
Feltro ile Feltro arasında olacak ülkesi....”
Bu çoban kılığındaki aç kurt, Katolik kilisesinin başı Papa 5. Clement; tazı ise yeryüzüne adalet ve barışı getirecek kurtarıcı olarak yorumlanır.

Bilgelik, sevgi ve erdemle beslenecektir tazı. İtalyanca’da keçe anlamına gelen Feltro vurgusu ile ise kurtarıcının paraya, mala tamah etmeyen, yani yoksulluktan gelmiş ve yoksulluğu seçmiş bir kişi olacağı vurgulanır.

Dante için bu bir umut mudur yoksa öngörü mü? Farkeder mi?  Önemli olan, adalet duygusu ile hareket eden, barış getirecek, bilgelik, sevgi, erdemle beslenmiş bir kişinin mal ile, para ile, maddi çıkarlarla hiç bir ilişkisinin olamayacağı gerçeğinin saptanmasıdır.   

Templiyer Şövalyelerinin başına gelenlerin, Dante tarafından "İlahi Komedi" adı altında ölümsüzleştirildiği de savlanmaktadır.
“ kutlu ruhlara katılmayı umdukları için
günün birinde, ateşte yanarken
yakınmayanları da göreceksin.”
 
der ustası Vergilius Dante’ye Cehennem’de ilerlerken. Tıpkı Templiyerler’in, onlardan önce Katharlar’ın yollarından dönmeyerek, ateşe yürümeleri gibi.
 
Üçüncü kantoda Cehenneme girer Dante. Kapısında şöyle yazmaktadır.
 
“       Buradan gidilir acılar kentine,
buradan gidilir sonsuz kedere,
buradan gidilir yitmiş insanlar arasına.
        Adalet yol gösterdi ulu rabbime,
kutsal güç, yüce bilgelik, ilk sevgi
yarattı beni.
          Benden önce her şey sonsuzdu,
sonsuza dek süreceğim ben de.
İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.”
 
Cehennemin girişinde, ne iyilik ne kötülük yapmadan yaşamış ruhlar acı çeker. Cennet güzelliği gölgelenmesin diye kovmuştur onları. Tanrıya başkaldırmamış ama yanında da yer almamıştırlar. Cehennemin isyancı melekleri, kendilerini onurlandırmayacağı için almaz onları. Acıyla inleyip durmalarının nedeni ölme umutlarının kalmamış olmasıdır. Bu yüzden başka her yazgıyı kıskanırlar.
 
Cehennem, indikçe daralan, içiçe geçmiş dokuz daireden oluşan bir çukurdur. İlk dairesinde erdemli ama vaftiz olmamış ruhlar vardır. Havayı titreştiren iç çekişleri içinde işkence görmeden acı çekerler. Günahkar değildirler, erdemleri vardır ama hristiyanlıktan önce yaşamış, tanrıyı yeterince bilememişlerdir.  Cezaları, umutsuz bir özlemle yaşıyor olmalarıdır. Aralarında çok değerli insanlar vardır. Ozan Homeros, bilgeler Sokrates, Thales, Platon, Herakles, Zenon, Hipokrates, İbni Sina, İbni Rüşt...
 
İkinci dairede acı çekenlerin çığlıkları duyulur. “akıllarını isteklerine boyun eğdiren şehvet günahı” işlemişlerdir. Dinmek bilmeyen cehennem burgacı öfkeyle sürükler, silkeler, savurur ruhlarını. Asurlu ünlü kraliçe Semiramis, Mısır kraliçesi Kleopatra, Akhalı savaşçı Akhilleus bu ruhların arasındadır.
 
Cehennemin üçüncü dairesinde oburlar vardır. Lanetli kirli bir yağmur yağar, toprak leş gibi kokar. Antik mitolojide cehennem bekçiliği yapan üç başlı köpek, yağlı sakalı, kırmızı gözleri ile bu ruhların yüzlerini parçalar.
 
Cehennemin dördüncü dairesinde, cimriler, savurganlar acı çeker.  Birbirileri ile sonsuz bir dalaşın içine girmişlerdir. “Niye tutuyorsun sen?” “Niye saçıyorsun sen?” diye birbirlerine bağırırlar.
“insanların peşinde koştukları
talihin dağıttığı ödüllerin, aldatıcı
olduğunu görmektesin işte oğlum;
          ayın altındaki gelmiş geçmiş altının tümü
bu yorgun ruhlardan birinin olsun
dinlenmesine yetmez çünkü”
der Vergilius Dante’ye.
 
Beşinci dairede, kibirliler, öfkelerine yenilenler, sapkınlar vardır. Şöyle anlatır kibirlileri bilge Vergilius.
“Gördüğün adam yeryüzünde kurumlunun tekiydi;
küçücük bir iyilik izi süslemez belleğini,
bu nedenle buradaki gölgesi bunca öfkeli.
 
Yeryüzünde kendini kral sanan birçok kişi
buraya gelince domuzlar gibi pisliğe bulanacak
ardında  horgörüden başka bir şey bırakmayacak.”
Cehennemin altıncı dairesinde haksızlık yapanlar vardır. Hile yapanlar, kaba güç kullananlar, katiller, haydutlar, yağmacılar, ikiyüzlüler, dalkavuklar, din sömürücüleri, hırsızlar, pezevenkler... Ayrı bölüklerde azap çekerler.
 
Cehennemin yedinci dairesi saldırganlar, cinsel sapkınlar, tefeciler, dalaverecilerle doludur.  Çok kalabalık bir dairedir burası... Başkalarına şiddet uygulayanlar kan ırmağında haşlanır. Zorba krallar da ordadır. Canlarına kıyanların ruhu da yedinci çukurda bir tohum gibi kök salar, ağaç olur. Cehennem yaratıkları yapraklarını yiyerek, dallarını kırarak canlarını acıtır.

Sekizinci dairede dalkavuklar boka gömülü azap çeker. Cehennemin en kalabalık dairesidir. El etek öptükleri için pisliğe bulanmışlardır. Açgözlüler, din sömürücüleri baş aşağı deliklere sokulmuştur, ayaklarını alevler yalar. Rüşvet yiyenler, para için evet diyenler, dolandırıcılar kaynar ziftte pişirilir. Hırsızlar, iftiracılar çırılçıplak kara yılanlara atılır. Bölücüler, kalpazanlar da bu dairede işkence görürler. Onsekizinci kantodan otuzbirinci kantoya dek bu daireyi anlatır Dante.

Dokuzuncu ve son daire ise hainlere ayrılmıştır. Vatanlarına, kendilerine iyilik yapanlara, yaratıcılarına ihanet edenler cehennemin dibinde buza batırılır.

Bu dairede, yaratıcısına başkaldıran şeytanla karşılaşır Dante. Buzlardan yarı beline dek çıkmıştır, devasa boyutlardaki Lusifer. Başında üç yüzü vardır: biri kırmızı, biri sarımsı beyaz diğeri ise kara rekli. Her ağzında dişleri arasında bir günahkar öğütür. Lusifer’i, Brutus (Sezar’ın evlatlığı), Kasyus (Brutus, Kasyus ile birlikte öldürmüştür Sezar’ı) ve İsa’yı Romalı askerlere ihbar eden İskaryot Yahuda’yı öğütürken görürler.  

Bilge Vergilius, artık herşeyi gördük sayılır, gitme zamanı geldi der.  Şeytanın tüylü kaburgalarından tutunarak aşağı buzların arasına, şeytanın, buza battığı yerde, kalça çıkıntısının olduğu yere inerler. Tam burada beklenmedik bir şey olur.  Bilge Vergilius ters döner, başı şeytanın ayaklarına bakmaktadır artık, Dante de onu izler. Zorlukla inişe devam ederler. Burada Vergilius öğüt verir Dante’ye. 
“İyi tutun” dedi ustam, yorgun biri gibi
soluk soluğa, “kurtulmak için bu kötülüklerden,
böyle merdivenlerden inmek gerek.”
Yeraltında doğal bir inde bulurlar kendilerini. Bilge Vergilius açıklar,  dünyanın merkezine gelmişlerdir. Cehennemin dibi, yerküremizin merkezidir.

Ya da kimbilir, maddi dünyayı, maddeye düşkünlüğümüzü simgeler bu cehennemin dibi olan merkez. Ancak oradan uzaklaşmakla aydınlığa ulaşılır. Dante, madde dünyasına bağlanmanın, ona kanmanın, onun için yaşayıp ölmenin sonucu olan cehennem azaplarının ayırdına vara vara dibe gelmiştir. 

Cehennemden çıkmak olasıdır yine de. Çıplak gözle görülmeyen, hafif bir eğimle oyduğu kayadan akan suyun şırıltısı ile varlığını belli eden bir yeraltı geçidi vardır. Aydınlıklar dünyasına bir an önce dönebilmek için mola vermeden bu geçide dalar, yukarılara doğru tırmanırlar.   
“sonunda yuvarlak bir delikten
gökyüzünün taşıdığı güzel nesnelere baktık;
buradan dışarı çıktık, görmek için yıldızları.”
ile biter Cehennem.
 
 
Biraz daha Cehennem….
 
112 ünlünün adı geçmiştir. Konuşmaya istekli olmayan ruhlar, utanç, acı, umutsuzluk içinde günahlarının cezasını çekerler. Bu yolculuk boyunca, Dante ve Vergilius sık sık konuşurlar, ama konuşmaları kısadır. Daha çok Dante sorar, bilge Vergilius ise açıklamalarda bulunur.
 
Cehennem, okuyucuyu anlattığı tarihsel kişiler ve günahları, çektikleri cezaların ayrıntıları ile duygusal anlamda yıpratır. Günah işleme korkusu ile soluk almaktan bile caydırabilir.
 
Cehennem’de anlatılan kişiler ve günahlarına uygun bireyler her ülkede her çağda olmuştur.  Cehennem’i kendi tarihimizden özellikle de ‘çok yakın’ tarihimizden politikacılar, din adamları, işadamları, medya mensupları, yazarlar, kültür insanları, güvenlik mensupları ile güncelleştirmek zor olmazdı sanırım. Üstelik Dante’ye saygısızlık da olmazdı. Tam tersine, sevgili Dante’nin emeğinin hakkını her çağda verebilmek için okunması, rahatlıkla anlaşılması için böyle bir güncelleştirme gerekli görünüyor.
 
Nacizane, 8. daireyi güncelleştirmeye talibim.



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

deniz kızı { 02 Ocak 2011 00:26:59 }
evet çok haklısın. ekleyeceğim ilk dizeleri de.

teşekkür ederim. :-)
aykut { 01 Ocak 2011 16:08:48 }
bence burada, yani cehennemde dante'nin zamanımıza da kalan en güzel sözünü almamışsın.
cehennem 3. canto

3. 1       "Per me si va ne la città dolente,
3. 2    per me si va ne l'etterno dolore,
3. 3    per me si va tra la perduta gente.

3. 4       Giustizia mosse il mio alto fattore:
3. 5    fecemi la divina podestate,
3. 6    la somma sapienza e 'l primo amore.

3. 7       Dinanzi a me non fuor cose create
3. 8    se non etterne, e io etterno duro.
3. 9    Lasciate ogne speranza, voi ch'intrate".

"Burdan geçilir acılar şehrine
Burdan geçilir sonsuz kedere
Burdan geçilir kayıp insanların arasına...

Adalet, yaratıcımı harekete geçirdi:
Beş ilahi güç ilk olarak şekil verdi bana
En yüksek bilgelik ve esas olan aşk ile...

Benden önce sonsuz olan hiç bir şey yaratılmadı
Ve ben sonsuza kadar süreceğim...
Buraya girenler, umudu geride bırakın."
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git