|
|
13. yüzyılda sevgi, direnmek ve şiir (5) - CehennemKategori: Kültür/Sanat | 2 Yorum | Yazan: Deniz Günal | 30 Aralık 2010 06:50:41 Sekizinci dairede dalkavuklar boka gömülü azap çeker. Cehennemin en kalabalık dairesidir. El etek öptükleri için pisliğe bulanmışlardır. Açgözlüler, din sömürücüleri baş aşağı deliklere sokulmuştur, ayaklarını alevler yalar. Rüşvet yiyenler, para için evet diyenler, dolandırıcılar kaynar ziftte pişirilir. Hırsızlar, iftiracılar çırılçıplak kara yılanlara atılır.
kutsal güç, yüce bilgelik, ilk sevgi yarattı beni. Cehennem Birinci kantosunun en başında der ki...
Ve ormanın içlerinde ilerlerken karşısına üç vahşi hayvan çıkar. Pars, aslan ve dişi kurt. Dişi kurdu görünce korkudan eli ayağı kesilir. Cehennem, Araf ve Cennette ona yol gösterecek bilge Vergilius belirince ona yalvarır.
Bu çoban kılığındaki aç kurt, Katolik kilisesinin başı Papa 5. Clement; tazı ise yeryüzüne adalet ve barışı getirecek kurtarıcı olarak yorumlanır. Bilgelik, sevgi ve erdemle beslenecektir tazı. İtalyanca’da keçe anlamına gelen Feltro vurgusu ile ise kurtarıcının paraya, mala tamah etmeyen, yani yoksulluktan gelmiş ve yoksulluğu seçmiş bir kişi olacağı vurgulanır. Dante için bu bir umut mudur yoksa öngörü mü? Farkeder mi? Önemli olan, adalet duygusu ile hareket eden, barış getirecek, bilgelik, sevgi, erdemle beslenmiş bir kişinin mal ile, para ile, maddi çıkarlarla hiç bir ilişkisinin olamayacağı gerçeğinin saptanmasıdır. Templiyer Şövalyelerinin başına gelenlerin, Dante tarafından "İlahi Komedi" adı altında ölümsüzleştirildiği de savlanmaktadır.
der ustası Vergilius Dante’ye Cehennem’de ilerlerken. Tıpkı Templiyerler’in, onlardan önce Katharlar’ın yollarından dönmeyerek, ateşe yürümeleri gibi. Üçüncü kantoda Cehenneme girer Dante. Kapısında şöyle yazmaktadır.
Cehennemin girişinde, ne iyilik ne kötülük yapmadan yaşamış ruhlar acı çeker. Cennet güzelliği gölgelenmesin diye kovmuştur onları. Tanrıya başkaldırmamış ama yanında da yer almamıştırlar. Cehennemin isyancı melekleri, kendilerini onurlandırmayacağı için almaz onları. Acıyla inleyip durmalarının nedeni ölme umutlarının kalmamış olmasıdır. Bu yüzden başka her yazgıyı kıskanırlar. Cehennem, indikçe daralan, içiçe geçmiş dokuz daireden oluşan bir çukurdur. İlk dairesinde erdemli ama vaftiz olmamış ruhlar vardır. Havayı titreştiren iç çekişleri içinde işkence görmeden acı çekerler. Günahkar değildirler, erdemleri vardır ama hristiyanlıktan önce yaşamış, tanrıyı yeterince bilememişlerdir. Cezaları, umutsuz bir özlemle yaşıyor olmalarıdır. Aralarında çok değerli insanlar vardır. Ozan Homeros, bilgeler Sokrates, Thales, Platon, Herakles, Zenon, Hipokrates, İbni Sina, İbni Rüşt... İkinci dairede acı çekenlerin çığlıkları duyulur. “akıllarını isteklerine boyun eğdiren şehvet günahı” işlemişlerdir. Dinmek bilmeyen cehennem burgacı öfkeyle sürükler, silkeler, savurur ruhlarını. Asurlu ünlü kraliçe Semiramis, Mısır kraliçesi Kleopatra, Akhalı savaşçı Akhilleus bu ruhların arasındadır. Cehennemin üçüncü dairesinde oburlar vardır. Lanetli kirli bir yağmur yağar, toprak leş gibi kokar. Antik mitolojide cehennem bekçiliği yapan üç başlı köpek, yağlı sakalı, kırmızı gözleri ile bu ruhların yüzlerini parçalar. Cehennemin dördüncü dairesinde, cimriler, savurganlar acı çeker. Birbirileri ile sonsuz bir dalaşın içine girmişlerdir. “Niye tutuyorsun sen?” “Niye saçıyorsun sen?” diye birbirlerine bağırırlar.
der Vergilius Dante’ye. Beşinci dairede, kibirliler, öfkelerine yenilenler, sapkınlar vardır. Şöyle anlatır kibirlileri bilge Vergilius.
Cehennemin altıncı dairesinde haksızlık yapanlar vardır. Hile yapanlar, kaba güç kullananlar, katiller, haydutlar, yağmacılar, ikiyüzlüler, dalkavuklar, din sömürücüleri, hırsızlar, pezevenkler... Ayrı bölüklerde azap çekerler. Cehennemin yedinci dairesi saldırganlar, cinsel sapkınlar, tefeciler, dalaverecilerle doludur. Çok kalabalık bir dairedir burası... Başkalarına şiddet uygulayanlar kan ırmağında haşlanır. Zorba krallar da ordadır. Canlarına kıyanların ruhu da yedinci çukurda bir tohum gibi kök salar, ağaç olur. Cehennem yaratıkları yapraklarını yiyerek, dallarını kırarak canlarını acıtır. Sekizinci dairede dalkavuklar boka gömülü azap çeker. Cehennemin en kalabalık dairesidir. El etek öptükleri için pisliğe bulanmışlardır. Açgözlüler, din sömürücüleri baş aşağı deliklere sokulmuştur, ayaklarını alevler yalar. Rüşvet yiyenler, para için evet diyenler, dolandırıcılar kaynar ziftte pişirilir. Hırsızlar, iftiracılar çırılçıplak kara yılanlara atılır. Bölücüler, kalpazanlar da bu dairede işkence görürler. Onsekizinci kantodan otuzbirinci kantoya dek bu daireyi anlatır Dante. Dokuzuncu ve son daire ise hainlere ayrılmıştır. Vatanlarına, kendilerine iyilik yapanlara, yaratıcılarına ihanet edenler cehennemin dibinde buza batırılır. Bu dairede, yaratıcısına başkaldıran şeytanla karşılaşır Dante. Buzlardan yarı beline dek çıkmıştır, devasa boyutlardaki Lusifer. Başında üç yüzü vardır: biri kırmızı, biri sarımsı beyaz diğeri ise kara rekli. Her ağzında dişleri arasında bir günahkar öğütür. Lusifer’i, Brutus (Sezar’ın evlatlığı), Kasyus (Brutus, Kasyus ile birlikte öldürmüştür Sezar’ı) ve İsa’yı Romalı askerlere ihbar eden İskaryot Yahuda’yı öğütürken görürler. Bilge Vergilius, artık herşeyi gördük sayılır, gitme zamanı geldi der. Şeytanın tüylü kaburgalarından tutunarak aşağı buzların arasına, şeytanın, buza battığı yerde, kalça çıkıntısının olduğu yere inerler. Tam burada beklenmedik bir şey olur. Bilge Vergilius ters döner, başı şeytanın ayaklarına bakmaktadır artık, Dante de onu izler. Zorlukla inişe devam ederler. Burada Vergilius öğüt verir Dante’ye.
Yeraltında doğal bir inde bulurlar kendilerini. Bilge Vergilius açıklar, dünyanın merkezine gelmişlerdir. Cehennemin dibi, yerküremizin merkezidir. Ya da kimbilir, maddi dünyayı, maddeye düşkünlüğümüzü simgeler bu cehennemin dibi olan merkez. Ancak oradan uzaklaşmakla aydınlığa ulaşılır. Dante, madde dünyasına bağlanmanın, ona kanmanın, onun için yaşayıp ölmenin sonucu olan cehennem azaplarının ayırdına vara vara dibe gelmiştir. Cehennemden çıkmak olasıdır yine de. Çıplak gözle görülmeyen, hafif bir eğimle oyduğu kayadan akan suyun şırıltısı ile varlığını belli eden bir yeraltı geçidi vardır. Aydınlıklar dünyasına bir an önce dönebilmek için mola vermeden bu geçide dalar, yukarılara doğru tırmanırlar.
ile biter Cehennem. Biraz daha Cehennem…. 112 ünlünün adı geçmiştir. Konuşmaya istekli olmayan ruhlar, utanç, acı, umutsuzluk içinde günahlarının cezasını çekerler. Bu yolculuk boyunca, Dante ve Vergilius sık sık konuşurlar, ama konuşmaları kısadır. Daha çok Dante sorar, bilge Vergilius ise açıklamalarda bulunur. Cehennem, okuyucuyu anlattığı tarihsel kişiler ve günahları, çektikleri cezaların ayrıntıları ile duygusal anlamda yıpratır. Günah işleme korkusu ile soluk almaktan bile caydırabilir. Cehennem’de anlatılan kişiler ve günahlarına uygun bireyler her ülkede her çağda olmuştur. Cehennem’i kendi tarihimizden özellikle de ‘çok yakın’ tarihimizden politikacılar, din adamları, işadamları, medya mensupları, yazarlar, kültür insanları, güvenlik mensupları ile güncelleştirmek zor olmazdı sanırım. Üstelik Dante’ye saygısızlık da olmazdı. Tam tersine, sevgili Dante’nin emeğinin hakkını her çağda verebilmek için okunması, rahatlıkla anlaşılması için böyle bir güncelleştirme gerekli görünüyor. Nacizane, 8. daireyi güncelleştirmeye talibim.
Yorumlardeniz kızı
{ 02 Ocak 2011 00:26:59 }
evet çok haklısın. ekleyeceğim ilk dizeleri de.
teşekkür ederim. :-) aykut
{ 01 Ocak 2011 16:08:48 }
bence burada, yani cehennemde dante'nin zamanımıza da kalan en güzel sözünü almamışsın.
Diğer Sayfalar: 1. cehennem 3. canto 3. 1 "Per me si va ne la città dolente, 3. 2 per me si va ne l'etterno dolore, 3. 3 per me si va tra la perduta gente. 3. 4 Giustizia mosse il mio alto fattore: 3. 5 fecemi la divina podestate, 3. 6 la somma sapienza e 'l primo amore. 3. 7 Dinanzi a me non fuor cose create 3. 8 se non etterne, e io etterno duro. 3. 9 Lasciate ogne speranza, voi ch'intrate". "Burdan geçilir acılar şehrine Burdan geçilir sonsuz kedere Burdan geçilir kayıp insanların arasına... Adalet, yaratıcımı harekete geçirdi: Beş ilahi güç ilk olarak şekil verdi bana En yüksek bilgelik ve esas olan aşk ile... Benden önce sonsuz olan hiç bir şey yaratılmadı Ve ben sonsuza kadar süreceğim... Buraya girenler, umudu geride bırakın."
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|