A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

SAMSUN - Denizi görmemiştim. Ne kadar büyük!

Kategori Kategori: Bir Ressamın Yaşamı | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Cemil Eren | 12 Aralık 2010 07:11:56

İlk okul son sınıftayım. Amcamın çalıştığı bankada mMemurlardan biri "Bahtiyar efendi Cemil'i nerede okutacaksın?" diyor. Amcamın fikri yok, bilemiyor. "Erzincan Askeri okuluna gönder..." Nimetlerini sayıyor: Her gün üç öğün yemek, yeni elbiseler, ayakkabılar, her şey bedava! Hevesleniyorum...

Merzifon’da kalsam okutamazlardı,
Güçleri yoktu buna.
Erzincan’a gitmeye heveslendim.
İlk okulu bitirince Askerlik şubesine
başvurdum. Askerliğin bana uygun
Olacağını hiç düşünmedim.
Yalnızca çekici yanlarını
Düşünüyordum…
 
İlk yapılacak şey,
Tam donanımlı hastaneden
Rapor almak...
Hastane Samsun’da.
Merzifon’dan hiç çıkmamışım!
 
Aile büyüğümüz Başöğretmen
İskender Haki Engin’e danıştık;
Bana bir mektup verdi
Samsun’da terzi Nadir Şiper’e
Vermek üzere.
 
Komşusu Fuat Oğul
Samsun lisesinde öğrenci
O günlerde Samsun`a gidecek
Onunla gideceğim…
 
Hurdası çıkmış
Bir otobüsle Havza’ya gittik.
Oradan trene bineceğiz…
Üçüncü sınıf vagona girip
Bir kompartımana yerleştik.
Koridora çıkıp geçtiğimiz yerlere
Gittiğimiz yöne bakıyorum.
Lokomotiften gelen kızgın
Kömür tozları yüzüme çarpıyor.
 
Trenin çığlıkları yırtıyor havayı
Uçuyoruz, vardığımız istasyonların
Adlarını okuyorum...
 
Samsun’a yaklaşırken de
Makinist islim kolunu çekiyor
Sanki tren Samsun’a geldiğine
Seviniyor...
 
Denizi görmemiştim.
Kıyısından gitmeye başladık...
Koyu mavi...
Ne kadar büyük!
Samsun’a vardığımızda
Vapurlar, kayıklar ...
Büyük bir iskele.
 
Trenden inip bir parkın içinden
Geçerken Atatürk Heykelini görüyorum,
Durup bakamıyorum, Fuat ağabeyin acelesi var,
Sonra gelir bakarım diyorum…
 
Solda bir cadde, doğru git
Tabelalara bak
Terzi Nadir Şiper levhasını
Görünce dur mektubu ver,
Diyor Fuat ağabey ve ayrılıyor.
 
Gözlerim dükkan tabelalarında,
Terzi Nadir Şiper levhasını bulunca
Bir iş başarmış gibi seviniyorum.
 
Dükkanın kapısından giriyorum
Takım elbiseli uzun boylu,
Gözlükleri siyah çerçeveli
Saçları arkaya düzgün taranmış
Sinema oyuncusu gibi,
Ama yüzü gülmeyen bir kişiyle,
Nadir Şiper’le karşılaşıyorum.
 
Ne istediğimi soruyor, ben de
Elimde tutmakta olduğum
Mektubu veriyorum…
 
Okuduktan sonra bana bakıyor
Duygusuz ifadeyle, otur, diyor.
Sandalyeye ilişiyorum.
Orhan gelince
Beraber gidersiniz, diyor.
Eve gideceğiz sanırım.
 
Sarı saçlı kısa pantolonlu,
Bir çocuk giriyor dükkana
Orhan olduğunu anlıyorum.
Görür görmez seviyorum Orhan’ı.
Babası kese kağıdı içinde bir şey veriyor
Eve götür diye.
Orhan’la dükkandan çıkıyoruz,
 
Biraz yürüdükten sonra
Orhan elindeki paketi düşürüyor,
Sapsarı sarı toz
Parke taşlarının üzerine saçılıyor
Acı sarı, kükürt, bahçe için.
 
Ayaklarımızla siliyoruz
Daha beter sararıyor parke taşları;
Babası aynı yoldan gelecek!..
 
Bir bahçe kapısının önündeyiz,
Evleri büyük bir bahçenin içinde,
İki katlı, ahşap, kırık yeşil,
İtalyan stili bir villa.
 
Annesi açıyor kapıyı,
O da güzel, sarışın, tombulca.
Karşısında taşradan gelen
Lacivert takımlı bir çocuk.
Orhan açıklıyor durumu…
 
‘’Siz bahçede oynayın!..’’
Arka bahçeye dolanıyoruz.
 
Ablası geliyor biraz sonra;
Onun karşılaması daha sıcak,
Şükran, o da ilk okulu yeni bitirmiş
Sarışın, güzel bir kız.
 
Az kalıyor yanımızda,
Anneye yardım edecek.
 
Oyuna dalıyoruz…
 
Yemek yenecek, çağırıyorlar.
Baba gelmiş.
Yemek masası, tabaklar ayrı,
Çatallar, kaşıklar, bıçaklar!
Nasıl davranacağımı bilemem!
 
Korkak, sıkıntılıyım.
Bizim evde yer sofrası
Ortadaki lengerden
Çala kaşık yenir yemekler.
Yemeye çalışıyorum
 
Ayrı bir odada yatacağım
Daracık temiz bir karyolada;
Alışık değilim, karanlıktan korkarım.
 
Uyku tutmaz,
Çıtırtılar gelir her yandan!..
 
Odamda beklerim,  
Sesler gelir salondan
Ürkek çıkarım.
 
Kahvaltıdan sonra
Nadir bey Orhan’a
Anlatır.
Getirdiğim evraklarla,
Hastaneye gideceğiz.
 
Hastane! Çok büyük…
Başka çocuklar da var
Sırayla diziliriz
Muayene ederler her yandan
Soyunun!
Soyunurum.
Donlarınızı da çıkarın!
Çırılçıplak, utanırım…
 
Arkanızı dönün!
Döneriz.
Eğilin!
Eğiliriz kızararak…
 
Her şeyimize bakarlar,
Giyinin ve gidin, derler.
 
Rapor ertesi gün alınacak.
 
Yine Orhan’la gideriz.           
Sağlam raporunu alırım.
İlk başarı, sevinirim…
 
Orhan’la kentte dolaşırız
Parkı ve Atatürk heykelini
Gördükten sonra
Gümrük binalarının önünden geçer
Plaja kadar yürürüz.
Denize yakından bakarım,
Biraz oralarda dolaşırız.
 
Parke taşlarıyla döşeli
Caddeden eve döneriz.
 
Orhan’la arkadaş oluruz.
Arka bahçede top oynarız,
Ön bahçe çiçeklerle dolu.  
 
Ertesi gün ayrılmam gerek
Adresini alırım yazışacağız…
 
Onlara teşekkür eder
İzinlerini isterim,
Evime dönmek için.
Orhan’la ablasından
Ayrılacağıma üzülürüm.
 
Dönüş yolunu biliyorum
Orhan beni trene bindirir
 
Sağlam raporu.
Erzincan yolları açık.
Raporu şubeye götürürüm,
Gidiş gününü bildirecekler…
 
Eve döndüğüme sevinirim.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

şule { 15 Aralık 2010 02:20:49 }
Sevgili Cemil Bey, ne güzel, ne hoş yazmışsınız. Ben daha önce deniz görmüştüm ama Samsun'a ben de öyle büyük bir merakla gitmiştim ki, ben de yalnızdım ve bir yaz tatili idi tatilimi Samsun'da akrabalarımızın yanında geçirecektim. Henüz ilkokul3. sınıf öğrencisi idim ve sizin kaldığınıza benzer koca bahçeli ahşap bir konakta kalmıştım. Ben de evin kızı Nükhet ile o kocaman bahçede oynar ağaçlara tırmanırdım. Beni de çok etkilemişti Atatürk'ün şaha kalkmış at üzerindeki heykeli. Bana yeniden o günleri yaşattınız. Çok teşekkürler. Kaleminize yüreğinize sağlık.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git