Denize Doğru
Kategori: Sinema | 3 Yorum | Yazan: Akasya Kansu | 27 Kasım 2010 10:09:16
Bazen ruhunuz o kadar daralır ki Harry Potter'daki gibi ağzınızı sonuna kadar açıp içinizde size ait olamayan o karanlığın çıkmasını isterseniz. Olmaz. Çünkü siz gözlüklü bir büyücü değilsiniz. Forest Gump gibi koşmak istersiniz kilometrelerce. Midenizin üstündeki taş erisin diye . Ama olası değildir. Çünkü o kadar koşmaya ne zamanınız vardır ne de haliniz.
Tango şarkıcısı filmindeki tango şarkıcısı kadın gibi kendinizi soğuk sulara atmak istersiniz. Ferahlamak, anıları balıklara bırakmak için.
Atamazsınız çünkü; inadına yaşamayı seversiniz.
Denize koşmak kolaydır. Deniz kenarındaysanız. Ya bozkırdaysanız ? Gökyüzü sizi çağırır, güzde akşam vaktinde. Çitlerin arkasından uçarak gitmek isterseniz parlak sonsuz ufuklara doğru kızarmış amerikan sarmaşıklarının arasından.
Gidemezsiniz. Kararır hava. Kaplar soğuk.
Wall- E’ deki son model dişi robot gibi hedefe kitlenip yanlış alarm verince sizi de bozuk deyip, sisteme kapatsalar biraz. Inception’daki gibi rüyalar görsek bu sırada. Kötülükler, sıkıntılar rüyanın içindeki kabus olsa, iyilikler rüyanın kendisi.
Sonra uyandırıp motora bindirseler sahil kıyısından Latin Amerika’yı gezsek...
Motosiklet günlüklerindeki genç, idealist doktora öykünüp.
Güz yağmuru etrafımızı sarsa, yağmurda şarkı söylersek Gene Kelly’le ya da Marilyn Monroe göz kırpsa, geçer belki içimizdeki sıkıntı. Kış güneşiyle Doktor Jivago gelir kasabanın kütüphanesine. Heyecanlanır mı insan onu görünce yasak aşkını görmüş gibi.
Bahar geldiğinde dört mevsim Notting Hill’de Julia Roberts’ı beklemiştir Hugh Grant, aşağıya bakan hüzünlü gözleriyle. Kavuşur sevgililer yaz sıcağında.
Biz mi?
Yine koşarız 400 Darbedeki haşarı oğlan çocuğunun cesaretiyle, ıslah evinden kaçıp denize. Ama inadına bakarız hayatın gözlerinin içine 300 Darbedeki haşarı çocuğun kameranın objektifine baktığı gibi.
Yorumlar
saba
{ 30 Kasım 2010 12:41:29 }
ne hos bir yazi bu sevgili akasya...
Bir insanın kendi içini, duygularını kendine özgü sahici sözcüklerle ifadesi insanda sıcak, heyecan yüklü duyguları uyandırıyor. Estetik algı yoksa, sanatsal bir duyarlılık yoksa insan olmanın güzellikleri çarpık, insani ilişkilirin ışıltılı sevecenliği eksiktir. Teknoloji, mantık, bilim, ekonomi insana ait üretimler ve ilgi alanları, ama insanın kendisi değiller. Duygu katılmayan hiç bir söylem insanı derinden yakalayamaz. Sevgili Akasya'nın yazılarını zevkle okuyorum. Parlak ve temiz bir bilincin esinlerdirici ışıltılarını algılıyorum.
deniz
{ 27 Kasım 2010 12:37:38 }
sevgili Akasya,
bu bir sinema yazısı mı, yoksa şiir mi?
yüreğine, aklına sağlık.
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın