|
|
Bir badem bıyıklının kazanmadığı seçime seçim demem!Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 11 Kasım 2010 09:51:27 İstanbul Barosu seçimlerinin tamamlanmasının ardından yandaş basın da harekete geçti. Her fırsatta demokrasiden dem vuran yandaş basın, seçimi kazanan Kocasakal ile ilgili karalama çalışmasına başladı. İstanbul Barosu Başkanlk seçimi geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirildi.
Haliç Kongre Merkezi'nde İstanbul Barosu Genel Kurulu kapsamında gerçekleştirilen seçimlerde, 26 bin 97 avukattan 19 bin 816'sı oy kullandı. Seçimlerde, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubunun iki adayından biri olan Ümit Kocasakal 6 bin 80 oyla yeni İstanbul Baro’nun yeni başkanı seçildi. Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ın baro başkanlığını kazanmasının ardından gerici ve liberal basında Kocasakal aleyhine yazılar çıkmaya başladı. Demokrasiyi savunduklarını iddia eden, darbeler karşısında halkın iradesini savunduklarını iddia eden yandaş kalemler, İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatların iradelerini ise hiçe saydılar. Üzerinde hiçbir şaibe olmayan bir seçim sonucunda Başkanlığı kazanan Kocasakal hakkında başkan seçilmesinin hemen ardından karalama kampanyasına başladılar. Kayıt dışı konuşmalar Kocasakal ile ilgili en “çarpıcı” iddia Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’dan geldi. Kütahyalı’nın dünkü yazısı bir çok internet sitesinde de aynen kullanıldı. Kütahyalı, “Stalinist ve darbeci bir baro başkanı” başlıklı yazısında 2009 yılında CNN Türk’te Reha Muhtar’ın yaptığı Çok Farklı programının ardından gerçekleştiğini iddia ettiği bir tartışmayı gündeme getirdi. Kocasakal’ı tebrik ederek ve avukatların terihine saygı duyulması gerektiğini söyleyerek yazısına başlayan Kütahyalı, “Bu olayı bugüne kadar -içerdiği bütün vahametine rağmen- yazmadım ve yazmayı düşünmedim, böyle ekran-dışı rahat ortamlarda insanlar daha bir rahat dökülürler, içleri dışları bir olur” dedi. Ekran-dışı bir ortamda, konuşulanların yayımlanmayacağı düşünülen bir ortamda yaşanan tartışmayı vakti geldiğinde köşesine taşımaktan çekinmeyen Kütahyalı, gazetecilik etiği açısından da tartışmalı bir işe imza atmış oldu. Stalinistmiş Programda sonra Kocasakal ile programın diğer konuğu Ufuk Uras arasında bir tartışma yaşandığını anlatan Kütahyalı, “Uras ile Kocasakal arası tartışma epey hararetlendi, bir şekilde konu Stalin’e geldi, Uras Stalin ve Stalinizmi -doğal ve insani olarak- olumsuz anlamda kullanarak konuşuyordu, birden Kocasakal karşı çıktı ve Stalin’i savunmaya başladı. Hepimiz donduk kaldık, Kocasakal ‘Stalin’i da anlamak lazım’ diye söze başladı, dünya tarihinin gördüğü en kanlı diktatörü, 31 yıl boyunca milyonlarca insanı katletmiş bir adamı son derece soğukkanlı biçimde savunuyordu Kocasakal. İstanbullu hukuk adamlarının şu anki başkanı olan Kocasakal hukuk kavramına milyon kere tecavüz etmiş bir zihniyeti savunmaktan çekinmiyordu...” dedi. Kocasakal’ın Stalin’i hangi bağlamda savuduğu ve ne dediğine yazısında yer vermeyen Kütahyalı, Stalin’e hakaretler yağdırmayı da ihmal etmedi. Stalin’i “dünya tarihinin gördüğü en kanlı diktatör” olarak tanımlamaktan çekinmeyen ve tarihsel gerçekleri açıkça çarpıtan Kütahyalı, Kocasakal’a saldırma bahanesiyle, reel sosyalizm deneyimine dair içindeki kini de kusmuş oldu. “Kocasakal darbecidir” Kütahyalı, “İstanbul Barosu’nun zihniyet geleneğine uygun bir isimdir... Türkiye’deki egemen avukat zihniyetinin iyi bir ortalamasını temsil etmektedir” şeklinde tanımladığı Kocasakal’ın aynı zamanda darbeci olduğunu iddia etti. Yine ayn kayıt dışı sohbette Kocassakal’ın darbesi savunduğunu iddia eden Kütahyalı, “Demokrasi kavramının ‘ilericilik’ açısından tartışılması gerektiğini ifade etti Kocasakal ve bombayı patlattı ‘Açık söylüyorum bana şu an sorsalar, şu anki AKP hükümeti mi yoksa bir askerî darbeyi mi tercih edersiniz, ben darbe hükümetini tercih ederim’” ifadelerine ye verdi. Kütahyalı şimdiye kadar yazmadığı bu tartışmayı “kamu yararı” açısından yazdığını iddia etti. THKO ya da Halkın Kurtuluşu gibi bir şey Kocasakal ile ilgili olarak ortada dolaşan iddialardan biri de onun THKO ya da Halkın Kurtuluşu’ndan olduğu. Bu örgütlerin isimlerini de karalama amaçlı kullanan yandaş basının, isimler konusunda titiz davranmaması dikkat çekiyor. Bir Yargıtay hâkiminin internete düşen ses kaydına dayandırılan iddia bir çok gazetede farklı şekillerde yer buldu. Kimi basın organları Kocasakal’ın THKO’lu (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) olduğunu iddia ederken bu kimileri de Halkın Kurtuluşu’ndan geldiğini öne sürdü. Ancak bu iddiaların her ikisinin de çok mümkün olmadığı biliniyor. 1966 doğumlu olan Kocasakal’ın, birbirinin devamı oldukları söylenebilecek bu iki örgütte de bulunması pek mümkün değil. Bilindiği gibi bu iki yapı 1980 sonrasında yok. 1980 sonrasında aynı geleneği sürdüren farklı bir örgüt var. Kocasakal’ın adı anılan örgütlerde olabilmesi için çocuk yaşta örgütlü olması gerekiyor. Darbeci baro İstanbul Barosu’nun darbeci olduğu konusunda fikir birliğine varmış olan yandaş basından en “espirili” çıkış, Taraf yazarı Yıldıray Oğur’dan geldi. Oğur, twitter’daki sayfasında seçim sonucunu “Ümit Kocasakal İstanbul Barosu Başkanı: Hadi hep beraber: Tak etti canıma bu darbeci baro, darbeci baro ve onun sahte yüzleri....” sözleriyle değerlendirdi. Kaynak : sol.org.tr
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|