|
|
kitapKategori: Yaşam | 0 Yorum | Yazan: Aykut Yazgan | 18 Ekim 2010 17:45:57 bir kitap baskı makinasında sayfa sayfa basılıp, formaları dikilip bir de üzerine güzel bir ön ve arka kapak giydirildi mi, doğru kitapevine... kitapevinin rafına konduğunda ise, işte o bir bakire kızdır...
daha eli yüzü - ya da sayfası - açılmamış, kiminsenin eli eline değmemiş.. orada öylecene bekler.. sıkılır mı, hüzünlenir mi yoksa kaderine razı gelip geçenlere bakarak iç geçirir bir talip mi bekler? sonra bir gün o bir talip çıkar. raflardaki ötekilere berikilere bakarken birden gözgöze gelirler... yani kızımızla tabii.. damat adayı önce karşıdan şöyle alıcı gözüyle bir bakar. sonra onu incitmeden raftan çekip ön kapağına bir göz atar, çevirir arkasına bakar. başparmakla sayfaları şööylecene bir tarar. kimbilir belki de beğenip parasını verir.. alır bile... maceranın en büyük kısmı da buradan sonra başlar. kızımız eve gelindiğinde ya bir masa üstüne bırakılır ya bir rafa yerleştirilir ve öylece unutulur. bu bir çok kitabın alınyazısıdır.. ama dert değil... çünkü bu şekilde alınmış, raflara konmuş, unutulmuş binlerce kitap-kızımız ancak böylece saf bekaretlerini korumuş olurlar. ömürlerinin sonuna kadar.. bir yabancı eli değmeden.. ebediyen unutulmuşun sinesinde yaprakları tek tek sararıp soluncaya kadar oralarda kalırlar.. mahzun.. ama, eğer bir kitabı okumak maksadıyla ilk sayfası açılırsa, artık flört devri başlamış demektir. beşinci onuncu sayfalara gelindiğinde kimin kimden hoşlandığını kestirmek daha pek mümkün olmaz. kızın mı gönlü erkeğe düşer yoksa damat mı kıza sevdalanır... bu bilinmez.. ama damat burada daima son sözü söyleyendir. istediğinde başı sayfaların içersine gömülmüş... bir alış bir veriş deme gitsin... ama isterse pattadanak kapatıp koltuğun kenarına koyma hakkına da sahiptir... bu bir şekilde müslümanca ve tek taraflı ve hiç te hakkaniyete uymayan bir davranıştır.. kız, kendine göre istediği kadar güzel, cilveli, fettan olsun damat istemedikçe, beğenmedikçe (burada ‘abi tuttum bu kitabı’ daha doğru bir deyim..) onuncu sayfadan sonra yeniden bir rafın içine tıkılıp unutulmaya terkedilir. eh.. bu da bir şey.. hiç olmassa bir miktar erkek yüzü görmüş, bir parça erkek eli tutumuş olur... kimileri kitaba cidden bir kıza yakışacak şekilde yaklaşırlar.. nazik, centilmence, kibar... sayfalar katiyen buruşturulmaz, okurken öyle imanına kadar açılmaz, kaldığın yer hatırlansın diye sayfa kenarı bükülmez ya da carttadanak ikiye açılıp masa üzerine öylecene bırakılmaz. okurken, okunmuş olan kısım tek elle daha rahat tutmak için arkaya katlanıp kitaba eziyet edilmez. hatta en beğenilen kısımlara ileride unutulmasın diye kurşun kalemle dahi işaret konulmaz. kızımız naziktir... geçenlerde elime okunmuş kitaplardan biri geçti.. şöyle bir baktım, kızımıza hakikaten çok çok iyi davranılmış.. fakat yine de ilk talip kendisini alamayıp bazı satır başlarına birer ufak kalem çentiği koymuş.. o da binbir itina ile.. sanırım bu davranış bir flört devresini geçirirken biraz da elele tutuşma cesareti gibi bir şey.. diğer taraftan kitaba daha birinci sayfasından itibaren elinde bir kalemle hamle edip okuyanlar ciddi ilişkiler arifesindedirler. satırların altları kalın kalın çizilmeye başlandığında artık, dediğim gibi, ciddi bir evliliğin başlangıcı yaşanır. altları cetvelle veya düz bir nesneyle itina ile çizilenlerle kızımız daha bir mesafelidir. fakat çalakalem, bazen satırların altından, bazen satırların üstlerinden çizenlerin ise kitapla olan evlilik ilişkileri ilerde güzel meyvalar vereceğinin bir işaretidir. kimileri bu çizim işini biraz (biraz değil fazlaca) abartırlar. satırlar arası, satırlar üstü neyse de, bir de sayfa boyunca yukardan aşağıya dikey -dikkat !!- çizgileri, kimi zaman tek kimi zaman çift, hatta bunlara ilaveten bir de yukarıya aşağıya düşülen notlar.. oklar, çıkmalar, sayılar vesaire.. bu tabii evlilik müessesini biraz hırpalar ama... kızımızın verebildiklerini damadın sonuna kadar alabilmesi sağlam bir beraberliğin, anlayışın, dostluğun, ve kitap-arkadaşlığının temeli olur en sonunda... artık o bekaretini yitirmiş, gönlü ferah, elinde avucunda ne varsa sevgilisine vermiş hamarat bir ev kadınıdır.. bazen başında bir örtü, bolca bir kazak, bazen önünde bir önlük ve önlüğün iki tarafından olgunluğun icabı taşan göğüsler, ayaklarda pufuduk tavşan terlikler onu belki de size olduğundan fazla pasaklıymış gibi gösterebilir ama, o yine de herşeye rağmen beklenmeyen bir buluşmaya her zaman hazır olmak için her daim taze makyajlıdır... o artık olgun bir kadındır. her nekadar damat bey uçarı, tahammülsüz bir poligam, bir çiçeklerden bir diğerlerine devamlı konmak arzusu içinde çırpınan bir çapkın olsa da, kızımızın değeri ne bir kumadır, ne bir cariye ne de bir kadınefendi.. o bir gönülçelen, gönül fetheden, bir beraberliği mutlu eden güzel bir kadındır.. o bir kitaptır..
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|