A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türk Edebiyatında İki Güzel Öykücü

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 08 Ekim 2007 14:04:09

İki ayrı çağ. İki büyük savaştan çıkmış, romantizmden moderne geçmiş 20. yüzyıl... Ve post modernden emperyal moderne ya da kaotik moderne, aldatılma çağımız... 21.yüzyıl. İnsanlığın birbirine geçmiş, insan olma savaşımı ile benzer, teknolojik ayrıntıları, yarattığı dehşetin boyutlarıyla birbirinden ışık hızıyla uzaklaşan iki çağı... Ve... İnsanlıkları, sundukları okuma keyfi ile çağları birleştiren iki öykücümüz!

Bu yazıda Türk edebiyatında benim için çok özel bir yeri olan yazdıklarıyla bana okuma, insan olma keyfi veren iki öykücümüzden söz etmek istiyorum.
 
Sait Faik ve Barış Bıçakçı…
 
Ya da… İki ayrı kent.  İstanbul ve Ankara….
 
Ya da… İki ayrı çağ. İki büyük savaştan çıkmış, romantizmden moderne geçmiş 20. yüzyıl… Ve post modernden emperyal moderne ya da kaotik moderne, aldatılma çağımız… 21.yüzyıl.
 
İnsanlığın birbirine geçmiş, insan olma savaşımı ile benzer, teknolojik ayrıntılarıyla birbirinden ışık hızıyla uzaklaşan iki çağı…
 
Ve insanlıkları, sundukları okuma keyfi ile çağları birleştiren iki öykücümüz!
 
Yaşama, insanlara içten, samimi, dürüst, incelikli, yaratıcı, gülümseyen bakışları ile, bizi kandırmak, oyalamak, şaşırtmak için değil var olma serüvenlerine ortak etmek, aldıkları tatları paylaşmak için yazan iki gerçek yazar!  
 
 
Sait Faik
Sait Faik'i bilmeyinimiz var mıdır? Okuyup da keyif almamış olan?
Yazarların yaşamları, kişilikleri ile yazdıkları, ürettikleri arasında çoğu kez doğrudan ilinti kurmak olasıdır. Aslında her yazar, yaşadığını, düşlediği, özlediğini, çektiğini, yaşamla kendiyle derdini bir biçimde geçiriyordur kağıda. Ama söz konusu Sait Faik olunca, öykülerinde, şiirlerinde onu olduğu gibi görebilirsiniz demek abartı olmaz. Yaşadıkları, duyumsadıkları, sevdikleri olduğu gibi öykülerine akmıştır.
 
Bu anlamda, Türk yazınında özel bir yeri vardır. Çünkü toplumcu, gerçekçi yazının, olayları, nedenleri insanları çileleri, sevinçleri ile olduğu gibi kavrayıp yalın bir biçimde aktaran yazarlarından, duygusal, bireysel, romantik biçemi ile ayrılır.
 
Ama ayrılır da ne olur?
 
O, toplumun en yoksun, yoksul insanlarının yaşamlarının anlatıcısıdır. Onları anlatırken, onların ne dışındadır. Okuyucuya ders vermek, mesaj taşımak gibi bir kaygısı vardır. Ne de tam olarak içindedir. Çünkü sevincin, ızdırabın gözlemcisi, sorgulayıcısıdır, esiri değildir. Biraz talihten öyle değildir. Ne de olsa varsıl bir aileden gelmiştir. Aydındır. Ama bütün bunların esiri olmamayı seçmiştir. Çıkar ilişkilerinin içine girmemiş, girememiştir. Babadan gelen serveti sürdürmek gibi bir kaygı içinde olmamıştır. O yazmayı seçmiş, yazabilmek için yaşamış, yaşadıklarını yazmıştır.
Yazdıklarında tüm insanlığı, insan olma deneyimi, gücü vardır. Yaşarken de yazarken de, yoksun, yoksul insanlara kıyamadığını, onları sevgiyle, şefkatle kucakladığını duyumsarsınız. İçtenlik, dürüstlük yazdıklarının bel kemiğini oluşturur. Duygulanmış, üzülmüş gibi yapan, bilmediği, yaşamadığı, sevmediği yaşamları anlatan bir yazar değildir. Büyüklenmek, üstünlük sağlamak gibi kaygıları hiç yoktur.
 
Okuyucuyu üzmeyen, karartmayan, yormayan, korkutmayan bir yazardır. Bu anlamıyla belki de mükemmel okuma keyfi sunan bir yazardır. Onu okurken, insan olmanın penceresinden insan olmaya bakarsınız. Orada acı tatlı tüm renkleri ile insanları görür sevinir, üzülür, hüzünlenir ama umutsuzluğa, mutsuzluğa kapılmadan çevirirsiniz sayfaları.
 
Bence Sait Faik öykücü olmanın ötesinde bir şairdir. İnsan ruhunun, var olma serüveninin gözlemcisi, zengin ayrıntıların, süzülüp damıtılarak yaşanan duyguların, algıların öykü biçiminde de dökülmüş olsalar, yalınlığı, doğrudan ve içten oluşu, içimizde, duygularımızda ürpertiler oluşturuşu ile bir şairdir.
 
 
Barış Bıçakçı
1966 Adana doğumlu, çevirmenlik yapıyor, ortak yayınladığı şiirler dışında öykü kitapları ve romanı var. ‘Aramızdaki En Kısa Mesafe’ ile Türk öykücülüğünde kendi yerini ilan etti. Bu öykü kitabını her kitap severin edinmesi, değişik zamanlarda değişik mekanlarda okuması gerek. Çocukluğa, anılara bizim öykümüzde daha önce böyle dönülmedi.
‘Bizim Büyük Çaresizliğimiz’ ile romanda da söz sahibi olacağını anlıyoruz Barış Bıçakçı’nın.
Aslında öyküleri, romanı, şiirsel bir dille yazılmamış da olsa, yaşamın içinden süzdüğü ayrıntılar, gözlemlerini sunuşu ile neredeyse hep şiir yazıyor. Asla laf kalabalığı yapmıyor. Kurguyla oynamıyor. Hem anlatımı içten, hem kişileri yakınlık kurabileceğimiz kadar tanıdık.  Eleştirmeyen, kınamayan ama anlamaya çalışan bakış açısı ile okuyanda bunalım yaratmadan hüzün yaratıyor. Yazdığı yaşamdan seçtiği ayrıntılar çok tanıdık, çok kolay ama yalnızca onların seçilmiş olması bile bir insan olarak ince bir duyuşun, algılayışın, yaşamı hüzünlere ve güzelliklere açık bir yorumlayışın habercisi.
 
Oyalamak, şaşırtmak, eğlendirmek için yazmıyor, yazdıklarının bıraktığı tat onları yeniden yeniden okumayı istetiyor. Tıpkı insanın sevdiği dostlarına doyamaması, bazı şarkıları sürekli dinlemek istemesi gibi, onun öyküleri, romanındaki bölümler de uyandırdıkları, haz, sevinç, hüzünle yeniden okunmak istiyorlar.
 
Yazdıklarının başarısı, öz yaşamından deneyimlerini kurguya yedirerek ama rahatlıkla paylaşmasından kaynaklanıyor.
 
Türk edebiyatında, çok önemli bir yer alacağı tartışılmaz bir genç yazar. Küreselleşen, cıvıklaşan, kirlenen dünyada kirlenen ilişkiler ve kirlenen edebiyat içinde, Barış pırıl pırıl bir pınar demek hiç de abartı olmaz.

 

Daha çok genç, mutlaka çok daha güzel kitaplar yazacak. Barış Bıçakçı’nın Türk edebiyatında var olduğunu bilmek yazdıklarını sabırsızlıkla beklemek bile bir okuyucu olarak beni mutlu ediyor.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git