kendi halinde bir kış günü paylaşımı desem... şiir ya da felsefi söylem savı olmayan... yürek sızısına kulak ver, anlarda sözcüklerle buluşmasına aracı ol... kendi halinde küçük bir serpiştirmeyi izle... bütün yaptığım bu oldu işte.
bu yağan ne
iki gündür aralıksız yağmur yağıyor. gökyüzü ağır. yüreğim de... yağmak gerekiyor. toprağını bulup düşmek üstüne.. yalayarak akmak teninde... sızmak içine... karanlıklarında yol almak.. ıslatmak... birleşmek...
toprağım... gözenekli sarı kalın koca bir tabaka en adi hamurdan...
toprağa...
yalnızca içimde uyanan, yaratma arzusu ile bir yapıtın değerini ölçebilirim.
şöyle:
eğer yaratma arzusu, coşkusu, hayata insana tapınma duygusu yaratmıyorsa, at bir yana.. kimseye de salık verme.
peki ya bir yapıta hazır değilsem..
ama ona ulaşamasam da iyi bir yapıt mutlaka içimde kıpırtılar uyandırıyor. en azından yetersizliğimle çaresizliğimden gelen bir sızı duyuyorum. yakınıyor yürek...
damla damla damla...
yürekte
peki ya emek...
ve emeğe değer vermek...
hangi emeğe... her emeğe mi?
hayatı besleyen emeğe...
insanı güzelleştiren, aydınlatan, çoğaltan emeğe...
değer üretene...
bulduğum
değer?
besleyen beslenen besin olan...
ısıtan ısınan ısı olan...
aydınlatan aydınlanan aydınlık olan...
güzelleştiren güzelleşen güzellik olan
sevindiren sevinen sevinç olan
aşk
ya ben, ben nerede duram
yağ yağmur yağ