"Recep bey", CHP kurultayı için "CHP'de önemli olan koltuğun değil, zihniyetin değişmesidir. Hafta sonu zihniyetin değişmediği ortaya çıktı. Zihniyetin bir katre dahi değişmediği ortaya çıktı. Medya dünyasındaki çevreler AK Parti'ye destek veren grup varsa 'yandaş medya' damgası vuruyorlar. Bu vesileyle iki medya türedi şimdi. Candaş ve yoldaş medya..."
Öz eleştirisi sıfır olan “Recep bey” Medyaya yüklenmeye devam etti,
“Bu süre içinde çok yoğun mesai sarfettiler. Hala mesai sarfetmeye devam ediyorlar. Medya egemenliği milli egemenliğin üzerinde değil. Medya egemenliği avucunu yalar” dedi.
AKP’nin medya ile ilişkilerine de değinerek, AKP’nin rotasını milletin çizdiğini iddia ederek “Medyayla yürümedik. Onlara rağmen iktidar olduk. Alkış tutanların köşelerinden AK Parti'ye nasıl vurdukları belli” diye konuştu.
“CHP'de olan statükoculuk popülizme kayıyor. Statüko üslup, oyuncu değiştirdi. İstediğiniz kadar cilalayın, parlatın, özü değişmiyor. Tenekeyi istediğiniz kadar altın sarısına boyayın, altın olmaz. Teneke tenekedir. Bu CHP zihniyeti değişmez. Değişirse CHP'den geriye birşey kalmaz” diyerek CHP’ye yüklenen “Recep bey”, “VTR'sinde Ergenekon olayının olduğu kongreden bu ülkeye ne gelir soruyorum size?” dedi.
“Recep bey”, “Vaatlerde bulunuyorlar... Bunlar Kayseri'ye Çankırı'ya deniz getirme vaadi gibidir. Biz Kayseri'ye deniz getiremedik ama baraj yaptık. Kaf dağının ardındakini vadeden siyasetçiden çok çekti bu millet” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’na verilen medya desteğini eleştirmeyi sürdüren “Recep bey” şöyle konuştu:
”Yaşanan her olayda cilaları ve makyajları dökülecek. Manşetle gelen, manşetle gider. Sabah rüzgarıyla gelen, akşam rüzgarıyla gider. Son bir kaç hafta içinde eski gelen başkanlarının nasıl manşetlerle alaşağı edildiğini görsünler. ‘Aday değilim’ deyip, neden aday oldun. Timsahın gözyaşı bunlar.”
”Yeni senaryoyu oynuyorlar ama yelkenleri manşetlerle şişirilenler açık denizde alabora olurlar. Halk kelimesini ağızlarından düşürmeyenler sırtlarını goygoyculara, çetelere dayamışlardır. İşsizliği sözkonusu edenler sırtlarını o işsizliğin en büyük müsebbibi olan satükoya dayadı.”
Zonguldak’ta yaşanan ve 30 madencinin yaşamına mal olan grizu patlaması da “Recep bey”in gündemindeydi.
“İnsaniyetin gereği önce suçlu aramak değil, insanları kurtarmaktır. Bizim sarf ettiğimiz sözler acıları paylaşmaktır” diyen Erdoğan “kader” açıklamasını şöyle savundu:
“Bu tür kazaların işin kaderinde olduğuna dair sözlerim işin doğasına dair sözlerdir. Kusurları örtmeye yönelik değildir. Hukukun gereği neyse o yapılmaktadır. Ancak her zaman yapıldığı gibi acının istismar edildiğine şahit olduk. Herkes cibilliyetinin gereğini yapıyor ve bunlar her zaman bunu yapmaya devam edecekler. Ne Türkiye’de ne de dünyada ilk kez grizu faciası yaşanmıyor. Kimse acılar üzerinden, ölen işçi kardeşlerimiz üzerinden oy avcılığına çıkmasın istismara kalkışmasın.”
“Zonguldak’a gittiğimde orada da şahit oldum. Bu olayda da madenci kardeşim metanet içindeydi. Kendisini tahrik etmek isteyenlere tenezzül etmiyor. Birisi gelmiş oraya edep bilmeden adeta intihar komandosu, provokatif eyleminin tek başına yapmaya çalıştı. Ama hamdolsun halkımız gereğini orada yaptı. Olayın olduğu ilk andan itibaren oradaki bakan ve milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
Unutmayalım “Recep bey” Somali`ye gittiğinde de katliam görmemişti.
Sayın “Recep bey” bu aralar rakibini tanımayan yarışmacı gibi nereden saldıracağını ya da nasıl bir taktik uygulayacağını bilemiyor. Her saldırıda çok zarif, zarif olduğu kadar da sade ve akılcı ters köşe ataklarına maruz kalıyor Kılıçdaroğlu`ndan.
Son iki üç günde “Recep bey” “Kader” söyleminde çöktü.
İşsizlik formülünü sordu, aldığı yanıt CHP'ye oy versin öğrenir yanıtını aldı.
CHP'ye teneke dedi, aldığı yanıt “'Ben havuzlu villada altın olmaktansa halkın arasında teneke olmayı kabul ediyorum”
Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi “Recep Bey’in ezberi bozuldu.
candaş ve yoldaş! sevdim. güzeeell.
cana candaş
yola yoldaş
asla ve asla ve asla
sırtlana, yoza, yobaza, yolsuza YANDAŞ değil!