A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kahramanlar

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 23 Mayıs 2010 01:31:27

"ANDREA: Kahramanı olmayan ülke ne mutsuz bir ülkedir GALILEO: Hayır, kahrmana ihtiyacı olan ülke ne mutsuz bir ülkedir." | B. Brecht |. Televizyonun çıkışı neredeyse birçok şey için milât oluşturuyor. Milâttan önce der gibi televizyon öncesi der buluyorum kendimi. Evet, televizyon öncesi radyoda "Geçmişte Bugün" adında bir program vardı.

Feridun Fazıl Tülbentçi adlı bir yazar/programcının hazırlayıp sunduğu bu program çok dinlenirdi.  1982’de ölen Tülbentçi aynı sıralar “Kahramanlar Geçiyor” kitabını da yayımlamıştı.  Kitabın kapağında at üstünde kılıç, mızrak sallayan “kahramanlar” vardı ve gerek “Geçmişte Bugün”, gerekse “Kahramanlar Geçiyor” daha çok Osmanlı döneminde “kahraman” olmuş kişilerin öykülerini anlatıyordu.

Türkiye’deki en yeni kahraman Kılıçdaroğlu.  Kılıçdaroğlu soyadı bana “Kahramanlar Geçiyor” kitabının kapağını hatırlattı.  Kılıçdaroğlu belki de çoğu kişinin sözünü ettiği gibi son derece dürüst, akıllı, namuslu bir politikacıdır, kendisiyle müşerref olmadık, bilmiyorum.  Belki de Deniz Baykal’ın “muhalefet olsun diye muhalefet” politikası yerine alternatifler üreten bir kişi olur, onu da bilmiyorum.  Olursa elbette pek iyi olur.  Benim takıldığım şey, bizdeki kahramanlar üretme, kişilere bel bağlama eğilimi.  Yalnız bizde mi?  Geri kalmış ülkelerin geri kalmış kafaları her zaman bir “kurtarıcı” peşinde koşar.  En son, Thailand’da yolsuzlukları kanıtlanmış bir sabık başbakan Thaksin Shinawath’ın destekçileri kırmızı gömlekleriyle sokaklara döküldüler.  2006’da bir darbe ile devrilen Shinawath’ın malvarlığı hemen dondurulmuştu ve Thaksin Dubai’ye sığınmıştı.  O zamandan beri Thailand Yüce Divanı’nda süren davası birkaç ay önce sonuçlanmış ve Thaksin’in 1.7 milyar avro tutarındaki servetinin 1.05 milyar avrosuna el konması kararı çıkmıştı.  Yüce Divan Thaksin’in Shin Corp adlı telekomünikasyon şirketindeki malvarlığını sakladığı ve makamını kişisel çıkarları için kullandığı, devlet politikalarını bu şirkete çıkar sağlayacak şekilde biçimlediği hükmüne vardı.  Thaksin, makamını kişisel çıkarları için kullanan ne ilk ne de son politikacı.  Asıl ilginç olan yoksul bir ülkede milyar avroluk servet edinen bir politikacıya destek vermek için onbinlerin sokaklara dökülmesi, kanlarını, canlarını tehlikeye atması.  Thaksin, bu insanlar için bir “kahraman”.

Kahramanlaştırılan kişiler geri kalmış ülkelerde çok kez lider konumunda olan insanlar oluyor.  Oysa başka toplumlarda kahraman tanımı çok kez farklı oluyor.  Örneğin yanmakta olan bir eve canını tehlikeye atarak girip içeride uyumakta olan bir çocuğu kurtaran bir kişiye Avustralya’da kahramanlık ödülü veriliyor.  Ya da bir maçta son anda kritik bir golü atarak takımının şampiyon olmasını sağlayan sporcu –en azından o takımın taraftarları için- kahraman statüsü edinebiliyor.

Lider-kahraman olgusu o lideri kahramanlaştırarak yanılmaz, yanlış yapmaz, kusursuz insan konumuna getiriyor.  “Kişi Kültü” adı verilen bu olgu düşünmeyi bilmeyen, düşünmek istemeyen ya da düşünmesi istenmeyen kişiler için kolaycı bir çıkış yolu oluyor.  Tarih boyunca diktatörlere baktığımızda Stalin’den tutun, Hitler’e, Mussolini’ye kadar, Mao’ya kadar, daha yakın tarihte Kim Il-Sung ve daha sonra oğlu Kim Il-Jong putlaştırılan liderler arasında.  Kuzey Kore halkı bir avuç uluslararası yardım pirincine muhtaçken anayasası yakınlarda Kim Il-Jong’dan “Üstün Önder”, “Sevgili Önder”, “Büyük Önder” diye söz edecek biçimde değiştirildi.  Dünyanın 4. en büyük ordusunu besleyip halkını aç bırakan bir lideri milyonlarca Kuzey Koreli geçit törenlerinde “Sevgili Önder” nidalarıyla selamlıyorlar.  Çoğu Kürt olan 40-50,000 insanın ölümünden sorumlu olduğunu kendisi itiraf eden bir mahkûmdan birçok Kürt hala “Önderlik” diye söz edebiliyor.

Bir de kendilerinin böyle bir “kült” yaratma gibi bir yaklaşımları olmadığı halde sonradan başkalarının işine geldiği için putlaştırılan önderler var.  Bunların bizler için en yakın örneği Mustafa Kemal.  Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesindeki ve tarihteki yeri yadsınamayacak kadar büyük olan Mustafa Kemal eleştirilemez, dokunulamaz bir ilâh haline getiriliyor, ölümünden 70 küsur yıl sonra halâ özel yasalarla korunuyor.  İnsanlar kendi görüşlerinin, politikalarının savunuculuğunu akılcı bir biçimde yapmak yerine Mustafa Kemal’in şu ya da bu sözünü referans olarak gösteriyor, olayları, politikaları zamandan ve makândan soyutlayarak “benim dediğim Mustafa Kemal’in dedikleri doğrultusunda, demek ki doğrudur” kolaycılığına sapıyorlar.  Mustafa Kemal’e yönelik en ufak bir eleştiri “Atatürk düşmanlığı” olarak yaftalanıyor ve tu kaka oluveriyor.  Akılcı olmayan bu “Atatürkçülük” doğa yasaları gereği akılcı olmayan düşmanlıklar doğuruyor ve olay tam bir kör döğüşüne dönüşüveriyor.

Daha yakın Türkiye tarihine baktığımızda ümit bağlanan, bel bağlanan nice önderin zaman içinde nerelere geldiği unutuluveriyor.  Politikaları nedeniyle bir önderi desteklemek yerine, bir öndere körü körüne bağlanmanın getirdiği hüsran kısa zamanda unutuluveriyor, bir başka önder kahramanlaştırılıveriyor.  Menderes, Ecevit, Türkeş bunların akla gelen önemli örnekleri.  Umarız Kılıçdaroğlu bunlardan birisi olmaz.  Son sıralar AKP’nin seçimlerdeki başarısına imrenen başka partiler “türban, Kuran Kursu vs.” gibi konularda AKP ile yarışa girip oy toplama derdine düştüler.  Umarız Kılıçdaroğlu bu tuzağa düşmez ve İnönü’nün DP’nin dayanağını çürütmek için Köy Enstitülerini kapatıp Kuran Kursları açma hatasından ders alır.

Erdoğan da Gül de Arınç ta bir gün sahnelerden silinir, diğer birçoğunun silindiği gibi.  Önemli olan hangi kahraman önderin halkı nereye götüreceği değil, nereye gitmek istediğini bilen halkın buna uygun kişiyi önderliğe getirebilmesidir.  Gerçek demokrasi budur, öteki yaklaşım, geri kalmış ülkelerin geri kalmış kafalarınınki, kulluktur, koyunluktur.  Ne yazık ki kültüründe kulluk kavramının yer etmiş olduğu toplumların bu kulluktan, bu “biat” mentalitesinden kurtulması kolay değildir.  Önemli olan iyi bir çoban bulunabilmesi değil, koyunluktan kurtulabilmektir.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Nesli gurtop { 04 Haziran 2010 18:59:41 }
Cok yerinde ve cesurca tespitler... Yurekten kutluyorum.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık
Türkiye’de Engelli İşçiler ve Sınıf Mücadelesi: 3 Aralık’ta Görünmez Kılınan Emek Gerçeğine Devrimci Bir Bakış
MESEM Gerçeği: Çocuk İşçiliği, İş Cinayetleri ve Gözaltılar Karşısında Devrimci İnsan Hakları Mücadelesi
Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…
İngiltere’den Türkiye’ye £35 Milyonluk Ray Sözleşmesi: Fırsat mı, Çıkmaz mı?

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git