Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ve Belediye Meclis üyeleri hakkında ilçeye gelen Sayıştay denetçilerinin açtığı dava 2 yıl sonra sonuçlandı. Dikili Belediyesi’nin, ilçe halkının 10 tona kadar kullandığı sudan para almaması ve belediye çalışanlarına suyu yüzde 50 indirimli vermesi nedeniyle ilçeye gelen Sayıştay denetçileri tarafından dava açılmış, belediye başkanı ve meclis üyeleri görevi kötüye kullanmak, belediyeyi zarara uğratmakla suçlanmıştı.
Davanın son duruşması görüldü. DİSK başkanı Süleyman Çelebi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sendika yöneticisinin izlediği ve belediye başkanı ve meclis üyelerinin de hazır bulunduğu dava beraat ile sonuçlandı. Uygulama sonrası herhangi bir kamu zararının görülmediği, uygulamanın kamu yararı gözetilerek yapıldığını belirten savcı beraat istedi.
Uygulamaya devam edeceğiz Mahkeme çıkışı bir açıklama yapan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven mahkeme kararıyla suyun insan hakkı olduğu, ticarileştirilemeyeceği tescil edilmiştir, dedi. Bundan sonra uygulamayı genişleterek devem ettireceklerini vurgulayan Özgüven daha fazla insanın bu uygulamadan yararlanması için çalışmalar başlatacağız, şeklinde konuştu. Herkesin ne kadar suya ihtiyacı varsa o kadar kullanması gerektiğini vurgulayan Özgüven kimsenin su kullanma hakkının piyasanın kurallarına göre belirlenemeyeceğini dile getirdi.
Tarihi karar Görüştüğümüz Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu üyelerinden Beyza Üstün, kararın su hakkı mücadelesi açısından tarihi bir karar olduğunu söyledi. Kararın HES’leri ve ön ödemeli sayaçları da kapsadığını belirten Üstün ivedilikle paralı su hizmeti uygulamalarına karşı davalar açmaya hazırlandıklarını belirtti. Üstün, mahkemenin, insanların yaşam hakkının sağlanması konusunda önemli bir karar verdiğini belirterek kararın halka duyurulması için de çalışma yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
Yargılamaya neden olan yasal mevzuat ortadan kaldırılmalıdır Halkevleri Genel Sekreteri Oya Ersoy da konu ile ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. Halkevlerinin Dikili Belediye Meclisi’nin aldığı kararın her zaman yanlarında olduklarını belirten Ersoy, dava açıldıktan sonra “bu bir suç ise, biz bu suça ortağız. Görevi kötüye kullananlar kamusal hizmetleri halka ücretsiz sağlayanlar değil, kamu hizmetlerini ticaretleştirenlerdir” dediklerini hatırlattı.
Suyun metalaştırılmasının suç olduğunu belirten Ersoy, bu suçu kim işliyorsa karşılarında Halkevcileri bulacaktır, dedi. Dikili Belediye Başkanı ve Meclis üyelerinin yargılanmasına temel oluşturan piyasacı anlayış ve bu anlayışın oluşturduğu tüm yasal mevzuat ortadan kaldırılmalıdır, diyen Ersoy kamusal hizmetlerde kar zarar hesabının yapılamayacağının altını çizdi. Halkın haklarını ve doğayı savunmanın hiçbir şekilde suç ilan edilemeyeceğini söyleyen Ersoy su hakkı mücadelesini tüm Türkiye’de yükseltme çağırısında bulundu.
İlgili
A Yorum Haberi:
İzmir Dikili'nin Castro'su