A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Hem arı hem çiçek hem bal bir de Ruhsati

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 6 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 26 Mart 2010 10:06:29

Dün öğle tatilinde epeyidir istediğim bir şey yaptım. Küçük fotoğraf makinamı yanıma alıp, biraz ötemizde ördekleri, göletleri, çiçekleri ile uzanan botanik parkına gittim. Nilüfer göletlerinde resim çekmekti düşüm. Yaz başı beyazı, pembesi, tomurcuğu çiçeği hep birlikte insanın karşısına birden çıkınca hayranlık çığlıkları attıran nilüferleri özlemiştim hem de.


Yazdan çalma güneşli bir gün... Daha kapısından girer girmez yoğun ama sürekli değişen bir çiçek kokusu, yürüdükçe kendine yer açmaya çalışan kuru dal, toprak kokusu insanın tüm duyularını canlandırıyor, yaşama sevinci ile hayranlık pompalıyor damarlarına... 

Girdiğim bir küçük ara yolun üstünde bir koca belirteç. Diyor ki, arılar yoğun çalışmada, dikkatli olun... Kokular, renkler, ağaç gölgelerinin serinliği ile adım başı kapışan güneşin sıcaklığı öyle baştan çıkarıcı ki içimden arı olmak geliyor... Hatta hem çiçek hem koku hem arı hem bal olmak istiyorum... Bu mavi gök de bu her biri ayrı güzel ağaçlar da ben olayım istiyorum.
 
Sonra düşünüyorum. Gören göz farkeden akıl hayranlıkla mest olup seven yürek benim... Yani hem çiçek hem arı hem bal olmuş insan benim. Daha ne isteyebilirim!
 
Nilüferler görünmüyor göletlerinde, demek ki zamanı geçti. Olsun. Ördekler, uçuşan kanatlı böcekler, az ötede koca çiçek tarhında şehvetle açmış kırmızı, turuncu, sarı çiçekler, biz varız diyor. İki bahçıvan çalışıyor çiçek tarhında, selamlaşıyoruz. Ne güzel işleri var. Birbirleri ile güle oynaya çalışıyorlar renk cümbüşünün ortasında... 
 
Güzel güzel resimlerimi çektim,  unutabildiğim kadar kendimi unuttum. Hayatın o anını içime çektim, o oldum...
 
Sonra geldim Ruhsati’yi okudum...  
 

 
Mevlayı seversen gel doğru söyle
Bu yeşili alı kime düzüyon
Tavus kuşu gibi her yanın uygun
Bu zülüfü teli kime düzüyon
 
Gönlünden kim geçer kime aşıksın
Sırrına ser yetmez ne dolaşıksın
Karanlık gecede sen bir ışıksın
Bu çiçeği gülü kime düzüyon
 
Bu hilal kaşları kara gözleri
Bu şirin dilleri böyle nazları
Böyle dertli dertli güzel sözleri
Bülbül gibi dili kime düzüyon
 
Böyle Ruhsat alıp ruhsat vermeyi
Böyle erkan ile eve girmeyi
Böyle kakül kesip zülüf burmayı
İnce bele şalı kime düzüyon
 
 

Aklım kamaştı. Geri gidip her birine tek tek sorasım geldi...
 
Bu yeşili alı kime düzüyon?

Geri gitmeye gerek var mı!
 
Pencere önündeki mavi menekşeye, gökyüzündeki ışıltılı yıldızlara, yatağında mışıl mışıl uyuyan çocuklarıma, koca kanatlarını açıp kara bulutlar gibi uçan yarasalara, balkonda  bal rengi kadife tüylerini yalayan köpeğe de sorsam söylemezler mi?
 
Ah, sormayı bir becerebilsem!






Ruhsati Kimdir?

Sivas'ın Kangal ilçesinin Deliktaş bucağında yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1856 yılında doğmuştur. Asıl adı Mustafa'dır. "Ruhsati" takma adından önce, sırasıyla "İcadi",  "Cehdi" takma adlarıyla da şiirler söylemiştir.


16 yaşına dek köyünde kalmış, Kusuri'nin saz çıraklığını yapmış, Feryadi'den okur-yazarlık öğrenmiş, Bektaşi tarikatına katılmıştır.


Ruhsati dört kez evlenmiştir. İlk eşi Mihri, ikincisi Fatma, üçüncüsü, Ayşe, dördüncüsü Mühimme'dir. 23 çocuğu olmuştur. Aşık Minhaci, en yetişkin oğluyken, onun da ölümünü görme bahtsızlığına uğramıştır.


Bir yandan Anadolu'da sazıyla dolaşmış, şiir söylemiş, duvarcılık, değirmencilik yapmıştır. Aşık Mesleki  ile birlikte köy köy dolaştığı anlaşılıyor.


Saz şiiri geleneğini bozmadan, arılığını, yalınlığını yitirmeden gizemciliğin özelliklerini de bir kıyıya itmeden, çileli geçmiş yaşamına karşın toplumsal taşlamacılığını da bırakmayan, hem çağının, hem halk şiirimizin önde gelen sayılı ustalarından biridir Ruhsati.


1899 yılında gene köyünde Hakk`a yürümüştür.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 9 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

zeynep esra akyüz { 02 Nisan 2010 16:02:46 }
canım eline sağlık içimde kuşlar uçurdun
Hulya Sonmez { 28 Mart 2010 05:41:02 }
Doga nin da sırrına akil yetmiyor degil mi Deniz ? Bazen sadece sundugu isikla yurumek bize dusen..karanlik gecede bir isik...
Bizle bu isigi paylastigin icin tesekkurler ..
Ruhsati adini yaraticidan yasama izni aldigi icin mi kullaniyor diye dusundum ..bu fikri sevdim..hepimiz ruhsatiyiz ...
sultan { 28 Mart 2010 04:37:27 }
Sag ol.Ogul veren balkiz.
kevser { 28 Mart 2010 00:03:07 }
yasam sevinci dolu bir yazi .ruhlara merhem belki tesekkurler Deniz
Mustafa { 27 Mart 2010 18:50:31 }
Deniz'e
Ana okulu işleten bir arkadaşımla bugün doyurucu bir sohbetimiz oldu. Yaşamın finalinin "oturup karşı karşıya doyasıya sohbet etmek" olduğunu söyledim. Bunun yanlış-doğru olup olmadığının hiçbir bir önemi yok. İnsan kendisine dayatılan, yapmak zorunda kaldığı etkinliklerden bile sadece kendisine kalan "sonuçlar" toparlar. Bu "sonuçlar"ı dostlarıyla hiçbir şey beklemeden paylaşabilmesi yaşamın doruğudur. Çünkü bu an tamamen gönüllü ve hiçbir beklenti olmaksızın gerçekleştirilir. Sevgili Deniz neyi yazsa içine yapay, abartılı, gösteriye yönelik hiçbir şey koymuyor. Bundan dolayıda sahici, sahici olduğu içinde insanı derinden yakalıyor. En azından ben böyle hissediyorum. Bu sıralar Şebüsteri'nin "Gülşen-i Raz"ını okuyorum. Bunun bende uyandırdığı duyguları dile getirmek ayrı bir konu, ama karşılaştığım şu söylem beni heyecanlandırdı.:
"Her tenin canı sende: Her şey sana bağlı.
Ondan dolayı her şey sana tabii; çünkü her şeyin canı senin bedeninde gizli."


Bu yazıdaki şu söylemle nerdeyse birebir örtüşüyor:


"Sonra düşünüyonum. Gören göz farkeden akıl hayranlıkla mest olup seven yürek benim. Yani hem çiçek hem arı hem bal olmuş insan benim. Daha ne isteyebilirmim."


"Hakikat tek gerçeklik çoktur." En soyutmuş gibi metinleri okurken kendime sorarım "Bunların benim için önemi nedir, yaşamımda ne anlam ifade" ediyor? Bu soru beni sevimsiz boşluklara savrulmaktan kurtarıyor. Ha bire dünyaya ve ülkeye düzen getirmeye yönelik hırslı ve kararlı söylemlerin yanında böylesi duygu yüklü, sahici, insan olmanın müthiş olanaklarını insana hatırlatan yazılar ne güzel. İnsan, enerjik Deniz'in dalgalarının köpüklerinde bir kabarcık olmak istiyor. Yolun açık olsun.
oğul { 27 Mart 2010 03:55:09 }
Uzun zamandır yazmıyordun anneciğim, öncelikle yazdığın için sevindim. Bu tarz yazını daha önce sanırım okumadım, benim öğrencilerime dersin başında
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı
İngiltere, Avustralya ve Kanada, BM Genel Kurulu öncesi tarihi adımla Filistin’i tanıdı.
Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.

Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

ANKARA CEBECİ, 30 EYLÜL
AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git