Çelişkiler ülkesi güzel vatanımız! Namus diye töre diye boğaz keser, namus demez töre demez göbek atar. İnsanı arzuyla, coşkuyla dolduran ona hem baskıyı kuracak aklı hem de onunla dalga geçtirecek ruhu veren hayata şapkamı çıkarıyorum.
Adam: Akşama geleceğim Hacı babam evde mi
Kadın: Tavukları döndermişem Hacıyı da çarşıya göndermişem
Adam: Akşama geleceğim anahtarlar nerede
Kadın: Anahtarlar pencerede tavuk da pişer tencerede
Dilberay’ı ilk kez Beynelminel filminde gördüm. Ankara Arkeoloji müzesinde gördüğüm ana tanrıça Kibeleyi anımsattı bana.
Tavuklu şarkıyı da Beynelminel filminde dinledim. Beynelminel filminin askerleri gevşeten şarkısı bizi de gülümsetti. O şarkıyı aradık sonra. Youtube’da bulduk. Birkaç tane hem de… Hiç biri uzun sürmüyor. En güzeli en şeni filimdeki. Ama bir tanesi var ki… Bir eğlence proğramında herkes ayakta şıkır şıkır oynuyor. Hani biz oynamayı, gülmeyi, dalga geçmeyi severiz. Tamam da… Bana sanki bu şarkı oturup sırıtarak dinlenirmiş gibi gelmişti. Oynamak da güzel ama… Bir de şarkının sözleri var. Anlayınca insan oynayamıyor hınzırca sırıtıyor yalnızca.
Adam şarkıda soruyor… Akşama geleyim mi hacı babam evde mi diye.
Kadın da gel diyor, hacıyı çarşıya gönderdim.
Bunu öyle samimi, doğal, şen bir havayla söylüyor ki… Sanki… Adam gelince tavla oynayacaklarmış gibi.
Biliyoruz ki her yerde böyle şeyler oluyor. Şarkılara giren hayat değil mi? Aşklar, özlemler, acılar şarkıya giriyorsa ihanetler, şehvetler, keyifler de girer… Hele böyle naif bir samimiyetle yapılırsa…
Ama bu şarkıda niye ayağa kalkıp böyle keyifle oynuyoruz? Birisinin birisini aldatması niye bize bu kadar keyif veriyor? Aldatılan babam yaşındaki adam olduğu için mi hacı olduğu için mi?
Dilberay’ın şarkısındaki kadın değil de komşumuz olsa bunu yapan… Annemiz karımız olsa… Yine böyle şıkır şıkır bir neşeyle oynar mıyız?
Bu tavuklu şarkıda şıkır şıkır oynayan toplum töre cinayetlerini neden önleyemiyor? Bunun bir ortası yok mu?
Ben şarkıyı sevdim. Dilberay’ ı da sesini de söyleyişini de… Her dinlediğimde sırıtmaktan kendimi alamıyorum. Keşke şarkıdaki adamla kadın gizli sevişmek zorunda kalmasa.
Töreleriyle, kurallarıyla, yasaklarıyla dalga geçen, o cesareti bulan hem de böyle şen, gırgır yapan insanlarımıza hayranım.
İnsanı arzuyla, coşkuyla dolduran ona hem baskıyı kuracak aklı hem de onunla dalga geçtirecek ruhu veren hayata şapkamı çıkarıyorum.
Öte yandan aynı hayat hacıları yaratan. O yüzden kalkıp da oynayamam!
çok ilgin çbi bakış açısı lakin şarkı hacı babam diil hacı baban der. yani arkasından iş yürütülen insan aldatılan masum hacı diil bizzat kızın kendi babasıdır. aldatma diye bir şey söz konusu değildir.
en doğusunda da en batısında da bu işler biraz da aileden gizli olmaz mı yani kim babasına haber verir ki aşığını eve alırken..
bence biraz daha rahat düşünün kalkıp oynayın. zira bu masum bişr şarkı..henüz girmiş 13-14 yaşlına edalı işveli köylü güzeli'nin yanında...
sarkı cok güzel bir sarkı zaten dilberayına sesine bişey söylemeye gerek yok ama o yazıyı yazan kimse biraz sacmalamıs gibi geldi bana yazdığı yazı sırf kalabalıktan ibaret