|
|
Özdemir İNCE - Tekel ŞiiriKategori: Kültür/Sanat | 0 Yorum | 07 Mart 2010 23:22:14 İşçilerle "Şiir sıcağı" dayanışması... Ankara'da açlık grevi yapan işçilerle, aydın ve sanatçıların dayanışma ve örgütlenme duygusunu birlikte omuzlamaları düşüncesinden yola çıkarak, onlara yanlarında olduğumuzu ve sevgimizi hissettirecek bir şeyler yapalım dedik.
Bu düşünceyle, şair - yazar dostlarımızdan bu onurlu mücadeleyi anlatan “en fazla iki dizelik” şiirler yazmalarını istedik. Onlara bir ses, bir nefes de biz olalım diyerek, yalnız olmadıklarını, bu ülkenin düşünen, üreten, eli kalem tutan insanlarının da yanlarında olduklarını bilmeleri gerektiğini düşündük. Amacımız, dizelerimizle bu karakışta onların yüreklerine sıcak sesler düşürmekti. Toplanan bu dizeleri, şair isimleriyle birlikte uzun bir kolaj şiire dönüştürerek, açlık grevi yapan işçilere sunuyoruz… Engin Turgut Ömer Turan 10 Şubat 2009 TÜTÜN GÜLLERİ biz şiirlerimizi işçilere yazarız ama, işçiler bizim kim olduğumuzu bilmez iş isterler ekmek isterler aş isterler, kesenin ağzını açmayanlar düşünsün usta günlerdir, susmuyor yaralı gökyüzü küçük bir çatlaktan çoğalıyor şehir kayıp topraklardan sürüldük de geldik o kar ülkesine böyle sıcağız, soluğunuz vurdukça ellerimizin sesine. tek elimizde büyüyor kanatlar ışığa yükseliyoruz kırsan da karartamazsın biz güneş doğumluyuz... bir değil binlerce dil dalga dalga kırılıyor soğuk kaldırımlarda orta yaşlı bir adam yüz kez tekrarlıyor umudunu ,buz yangısı elleri çiçek açmalı ... mendilinin ucundan öptüm alın terini sildiğin kızılay'da kırmızı karanfil dirençli onurlu kardeşçe... insanlık hali bu ya dostlar,ölürsem bu günlerde tenimi verinde toprağa,yüreğim kalsın tek/el' de kulak asma olur olmaz şeylere, kendine yaslan sofrasındayız günün. boşluğa değil sana ölüme değil hayata bu sefer, uzansa bile bir tek el... yeter! işte onlar, elleri kaç asırdır nasır kocaman bir gemiyi yediyorlar, hu! ekmeği üşüyen bir parmak düşündüm açlığı gülen elma bir sızı kaldı göğün yanağı bilmediğin iyi oldu uzun süreler saklımı ne göze gelirdi sevdam ne de alırdın aklımı boğazıma takılan lokmamsın düğüm düğüm biliyorum seninle aydınlanacak göz koyduğun gün üzgüler kar çiçeği ankara'da yollara ben, sen umuda, yolculuklar yarına ah, buğday yüzlü, işçi kardeşim, sensiz her lokma boğazıma takılıyor ışığından öpesim geliyor da aşkla direnişin dünyanın kalbine sığmıyor karıncadan öğreniyorum ekmek taşımasını eve yeryüzünün en ağır işçisiyim gözyaşı taşıyorum yanakta çadır dibi üşüyen işçinin soğuk alı yanağında. tek yürek, tek/el bir ülke büyüyor şimdi içimde sessiz duran halkım, koca bir ağrıyım dağından kopmuş kayayım o meydanlara dolan zemherinin ayazını güneşe yuvarlayan sisyphoslar ayırıp dudaklarımı ateşlerden yüreğinizden öpüyorum fersiz kalmış gözlerle bakıyorum meydandaki ateşin alevine.. ar damarı çatlamış zulmü artmışlara karşı ülkemin sesi oldun yüreğimdesin gün gelir, gelmez dün suçtur isminin üstüne kazımak yarını en güzel bayramlıklarını giymiş çocuklarda heyecan mavi tulumlarında izlenmekte. külün ezgisinde ısınan her damla alın teri damlıyor cennetine emeğin, insan ırmağı bu ''ben yaptım oldu'' düzenine direnmenin ankara'da adı tek el oldu olağandışı bir yol bulunabilir elbet zembereğini kendi kuran soğana sıktığım tuz, gözyaşı çayına kattığım şeker, bebek dudağı aşk ve tütün ikliminden geldiniz buralara sahibinden satılık gül sürüleri yakanızdaki gün geldi açlığı sevdik su elimizden tuttu inceldiğim yerden koparım diye birleştik. açlığımıza... hak kapısı açılır, hakkın dağıtır sema, yer çiğ süt emmiş beden, isteğince büyüğünü der ben hala insanlık türküsünü söylerim bulandığım dertlere kırılan düşlerime inat yaşamın yokuşunda emeğin yoksul yalnızlıklarıydı onlar, yonttukça açlığın ölümünü, çoğalan! âsi bir nehrin ıslığını nasıl sevdiysem umudu besleyen alın terinin sesini de öyle! suskulara susuyorum ruhumun en karanlık yerinden battıkça batıyorum kalbimin oraya kıvrıldım ve ritmini dinledim işçilermiş ateşin dövüşkeni bilinç, karanlıkta sınanır yürek ki, ayazda ve açlıkta zifir karası üşürken insan halkayı halktan büyütüyor vicdan... zafer sabahı çıkacağım topraktan, saçlarıma tütün gülleri takarak bu kesin, kesin DİZE SIRASINA GÖRE ŞAİRLER : Fadıl Oktay, Mustafa Güçlü, Şerif Eginbay, Hakan Sürsal, Azime Akbaş Yazıcı, Gülderen Canyurt, Hayrullah Tiyekli, Özgen Seçkin Enderemiroğlu, Perihan Baykal, Hüseyin Bozkurt Şeref Öztürk(Usta), Ahmet Saraçoğlu, Neriman Calap, Engin Turgut, Mustafa Ergin Kılıç, Muzaffer Cura, Serkan Türk, Zekeriya Saka, Kemal Özdemir, Zeki Oğuz, Hakan Kartal, İshak Konya, Hüseyin Korkmaz, Nükhet Eren, İhsan Topçu, Berrin Ergüç, Ömer Turan, Kemal Kızıltoprak, Nesrin Kültür Kiraz, İlkay Coşkun, Güzin Oralkan, Ayşe Beyza, A.Ertan Mısırlı, Safiye Çakır, Koray Feyiz, Kenan Sarıalioğlu, Mehmet Kuvvet, Hüseyin Haydar.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|