"Bugünün Türkiye'si, hem de üçüncü bin yılın başında geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısının bile gerisine düşmüştür." Bu sözü ben söylemiyorum! Van valisinin şu sözlerini özenle okuyunuz: "İlimizde ilköğretim 2-8. Sınıflarında öğrenim gören öğrencilerden 10 bine yakını okuma-yazma bile bilmiyorlar"
Boşuna değildir dünyanın önemli ekonomik büyüklüğüne sahip olup da insani gelişmişlikte gerilerde yer almak!
Geçmişte çocuklarımızı okula gönderememekten yakınırdık. Artık, okula gönderdiklerimizi okur-yazar yapamıyor olmaktan yakınacağız anlaşılan!
Bunca teknolojiye, bunca albeniye ve görünürdeki sayısız kolaylığa karşın günümüz çocuklarını aydınlanmanın olmazsa olmazı olan okuma-yazma ile buluşturamıyor oluşumuz utanç verici olduğu kadar sorgulanmaya da değer değil midir?
Kolaycılık damarımıza yeni düşüp “beceriksizlik” deyip geçebilirdik de…
Eğer, bu topraklarda hem de en yoksul ve yoksun olduğumuz yıllarda ortaya koymuş olduğumuz Köy Enstitüleri deneyimi olmasa, insan kolaylıkla kaptırabilir kendini bu kolaycılık esintisine.
O yıllarda, yoksul köylü çocuklarını eğitip, öğretip ve aydınlatıp köylerine birer cevher olarak gönderebilen eğitim dizgemizi tasarlayanlarla; bugün okula giden çocuklarımızı okur-yazar yapma becerisinden yoksun olanlar aynı ulusun üyeleri mi diye sormaktan alamıyor insan kendini!
Cumhuriyet’in ilk yıllarında azık torbalarındaki alçakgönüllü yiyeceklerin yanında “Antigone” taşıyanların aydınlığından kuşku duyulabilir mi? O kuşağın bugünümüze bile yansıyan ışıltısı ile bugün kendini beceriksizlikle gösteren utanç tablosu çelişkinin hası değil midir?
Bunları bilmesek, bu iki uç olgunun aynı coğrafyada yaşandığından kuşku duyabilirdik!
Bugün önümüzde duran utanç tablosu, aynı zamanda bir çok kişinin şaşırtı ile karşıladığı ve açıklamakta zorlandığı güncel gerçeklere de ışık tutmuş olmaz mı?
Tuhaf değil midir diz boyu cehalet koşullarında oyunu satan insan kalabalıklarının ulus yazgısını belirliyor oluşu? Ve hatta, bu utandırması ve düşündürmesi gereken tablonun tersine “demokrasi” yakıştırması ile kutsanıyor oluşu!
Kimi gerçekler bugünümüzü o denli iyi anlatıyor ki; Van’da okula gönderip de okur-yazar yapamadığımız çocuklarımız bir çok kişinin fazlaca uğraşıyla başaramayacağını ne de güzel anlatıyor bizlere!
Hem de gözlerimizin içine sokarcasına…
Ceyhun BALCI