|
|
Medine, Münevver ve SonrakilerKategori: Ayorum Güncel | 2 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 13 Şubat 2010 03:41:40 ABD'deki ünlü Harvard Üniversitesinden Dr Marc Hauser'ın yakınlarda açıkladığı bir araştırmanın sonuçları ilginç. Özetle dinsiz kişilerin en az dindar kişiler kadar doğru ile yanlışı ayırdedebildiklerini ortaya çıkarmış. Ahlâk ve din arasındaki bağı inceleyen ve bunu bilimsel psikolojik testlerle irdeleyen Hauser'in vardığı sonuçlara göre bu bağ insanların kafasına öylesine yer etmiş ki dine yönelik bir eleştiri ahlâklı bir yaşam biçimine yönelik bir saldrı olarak görülmektedir.
Dindar bir kişinin ahlâksız olması dinsiz bir kişininkinden farksız diyor. Bizde “Allahsız”, “Allahtan korkmaz”, “sende hiç din iman yok mu?” gibi sözler o kişinin ahlâksız olduğunu belirtmek için kullanılıyor. Dinsizlerin ahlâklı olabileceği dindarların kabul etmekte zorlandıkları bir kavram. Yalnızca o değil, bunu kabul ederlerse toplumda dinin öneminin azalacağı, ya da yok olacağı endişeleri var. Avustralya’daki sayım sonuçlarına bakalım. 1901’de nüfusun %96.1’i Hıristiyan, %1.4’ü başka dinden, %0.4’ü dinsizmiş, %2’si de dinini belirtmemiş. 1976’da Hıristiyanlar %78.6, diğer dinlerden olanlar %1, dinsizler ve dinini belirtmeyenler %19.7 olmuş. 2001’deki rakamlara bakalım: Hıristiyanlar %68, diğer dinlerden olanlar %4.9, dinsizler ve dinini belirtmeyenler %27.2. Türkiye’de çocuğun nüfusuna (annesi, babası Hıristiyan veya Musevi değilse) doğduğu zaman “İslâm” yazıldığı için hep “%99’u Müslüman olan ülke” söylemi vardır ve gerçek rakamın ne olduğunu kimsecikler bilmez ve de bilmek istemez. İmdi, hanginiz “%99’u Müslüman olan ülke” Türkiye’nin %27.2’si dinsiz olan Avustralya’dan daha ahlâklı olduğunu ileri sürebilir? Ancak yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık, soygunculuk, rüşvet, yalancılık gibi şeyleri ahlâksızlık olarak görmeyip ahlâk kavramını kadının saçının kaç telinin göründüğüne, kızların evlenmeden önce bakire olmasına, kızı bir erkekle konuştuğu için öldürerek “namusunu temizleme”ye bağlarsanız bunu iddia edebilirsiniz. Dindar yazar Mehmet Şevki Eygi bakın ne yazıyor: * Haram rant yiyen İslâmcılar size yazıklar olsun, iki yakanız bir araya gelmesin, tepe üstü düşün, beter olun, berbat olun! Müslümanlara leke sürdünüz... * Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılır nice b.... yenilir diyen İslâmcılar!.. Bu sapık fetvaya uymaktan dönmezseniz biz sizden, siz bizden beri olunuz, sizi gözümüz görmesin, yıkılın gidin! * İhâlelere fesat karıştıran sahte İslâmcılar. Başlarınıza o ihâleler kadar taş düşsün! * Vaktiyle bu düzen bozuk diyen, ellerine fırsat ve imkan geçince bozuk ve çarpık dedikleri düzenin veya sistemin haram nimetlerine aç köpekler gibi saldıran sahtekâr İslâmcılar!.. Bu yolda giderseniz akıbetiniz hayr olmaz. * Hazret-i Ömer Faruk Efendimiz Ümmetin işini görürken Ümmet mumunu yakar, kendi işini görürken kendi kandilini uyandırırmış edebiyatı yapan, ellerine imkân geçince saçı bitmedik yetimlerin, fakir fukara halkın hukukunu çiğneyen uğursuz İslâmcılar... Sizleri gözümüz görmesin. * Kur’ân'da Rabbimiz “Allah müsrifleri sevmez... İsraf edenler Şeytanın kardeşleridir...” buyurmuşken, kendileri Nemrud gibi, Fir'avn gibi, Neron gibi, Şeddat gibi israf, debdebe, tantana, şaşaa, ihtişam, gurur, kibir içinde yaşayan, ne oldum delisi, küçük dağları kendisi yarattı sanan türedi İslâmcılar, başınıza haram servetleriniz kadar taş yağsın!.. * Saçlarına yün yumakları ilave edip sözde tesettüre giren dar ve rengârenk elbiseler içinde gezip tozan; erkeklerin şehvetli dikkatlerini açık hafifmeşrep karılardan fazla çeken İslâmcı sayın bayanlar!.. Ya tevbe edip dosdoğru tesettüre girin, yahut bu numaraları, bu tiyatroları bırakın. * Arazilere daha fazla yapı, daha fazla kat izni çıkartıp, bu yüzden oluşan rantlardan milyonlarca lira haram komisyon alan İslâmcılar!.. O haram komisyonlar size zehir olsun, zıkkım olsun!.. * Emanetleri ehil ve lâyık olanla değil, kendi yaranına, yakınlarına, akrabalarına dağıtan, nepotizm yapan, emanetlere hıyanet eden İslâmcılar!.. Sizin yatacak yeriniz yoktur. * Haklı ve doğru uyarılardan, olumlu tenkitlerden nefret eden, yalan da olsa övgülere bayılan münafık İslâmcılar!.. Bu kafayla daha ne kadar sürdürebilirsiniz bu oyunu? * Yâranlarını, yalakacılarını, yağcılarını, meddahlarını, pohpohlayıcılarını mükâfatlandıran, onların önüne yağlı kemikler atan, övgülere doymayan İslâmcılar!.. Tarihteki benzerlerinizden hiç ibret almaz mısınız siz? ... Veyl size!.. Eyvah size!.. Vah size!.. Adıyaman’ın Kâhta İlçesinde, erkekle konuştu diye kızları Medine’yi diri diri gömerek öldüren ve bunun için mutlaka cennetlik olduklarına inanan babası ile dedesi Ayhan Memi ve Fethi Memi mi ahlâklı? 16 yaşında bir genç kızın hayatını en korkunç biçimde karartıp ayaklar altında ezilmeyi hak eden bu haşaratı bunu yapmaya iten nedir peki? Müslüman olmaları mı? Kürt olmaları mı? Ahlâkın bunu gerektirdiğini sanmaları mı? %27.2’si dinsiz olan Avustralya’da böyle bir olay olduğunu duydunuz mu? Geri kalmışlığın geri kafa yapısını, feodal düzenin acımasızlığını, “töre cinayeti” adı altında mâzur gösterilmeye çalışılan vahşeti hangi politikacının lânetlediğini duydunuz? Duymazsınız elbet. Dinciler Müslümanların, politikacılar ağaların, Kürtçüler Kürtlerin desteğini kaybederler sonra! Giderek artan bu insanlık dışı olaylara ne zaman dinli-dinsiz, Kürt-Türk saplantılarının dışında ilkel derebeylik-şeyhlik düzeninin ve bunun getirdiği ve beslediği örümcek tutmuş kafa yapısının neden olduğunu ve bu kafa yapısının değiştirilmesi için imam-hatip eğitiminin değil, çağdaş laik eğitimin gerekli olduğunu neden hiçbir yönetici haykırmaz? Istanbul’da başı testere ile kesilip bedeni bir gitar kutusuna konulup çöpe atılan Münevver’in katili bulunamayınca aileye “yavrunuzu niçin takip etmediniz, onunla niçin ilgilenmediniz, ona niçin çeki düzen vermediniz?” diyenler mi ahlâklı? Medine hiç mi yüreğinizi yakmaz? Bu kadar mı duyarsızsınız? Dininizin buyurduğu ahlâk anlayışı bu mu? Daha kaç Medine, kaç Münevver gerekecek sizin o “ahlâklı” yüreğinizi titretmek için?
YorumlarBaksoy
{ 16 Şubat 2010 03:46:16 }
Gundogdu bey öncelikle sizi, bu yazınız (Sevket Eygi'nin alıntısından sonraki kısım hariç) sebebiyle kutluyorum. ancak bu yazıya inançsız Çin'in Tibette ve Doğu Türkistanda yaptıklarını, Sırpların sırf müslüman oldukları için Bosna-Hersek'te yaptıklarını, Fransızların Cezayir ve Tunusta yaptıklarını, İsrail'in Filistinde yaptıklarını, İngilizlerin Hindistan ve diğer sömürgelerinde (avustralya aborjinleri dahil) yaptıklarını, Rusyanın Kırım Türklerine yaptıklarını da ilave etseydiniz kanaatimce çok daha mükemmel bir yazı olurdu.
Ayrıca dindarlık ve kul hakkı konusunda belki sevmezsiniz ama Ahmet Altan'ın 10/02/2010 tarihli Din ve Cinsellik yazısını okumanızı tavsiye ederim. Saygılarımla... saba
{ 15 Şubat 2010 00:33:11 }
kaleminize sağlık Gündoğdu. ahlak ve din aslında birbirine pek de bağlı olmayan iki kavram ve dinsiz birinin de dindar bir kişi kadar doğru ile yanlışı ayırdedebileceğini bilmek için araştırma gerekmez ama araştırma bazılarını ikna etme konusunda işe yarar belki.
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|