Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), TEKEL'in özelleştirilmesi sürecinde yaşanan usulsüzlük iddialarını yalanladı. Oysa ki usulsüzlük, özelleştirme sürecine baştan sona eşlik ediyor. ÖİB, TEKEL'in içki bölümünün özelleştirme sürecinde borçlarının silinerek, mevcut borçların alıcı firmaya değil devlete yüklendiği iddialarının asılsız olduğunu iddia etti.
Oysaki TEKEL’in özelleştirilmesi ve hükümetin tütün politikası, başlı başına bir “kamusal usulsüzlük” süreci olarak şekillendi.
500 milyon dolarlık usulsüzlük!
AKP iktidarı, TEKEL’in içki bölümünü oluşturan Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi 2004 yılında Mey İçki’ye 292 milyon dolar bedelle satmıştı.
Aradan 2 yıl geçtikten sonra Mey İçki, yüzde 92 hissesini American Teksas Pasific Group isimli yabancı bir şirkete, bu kez 810 milyon dolara devrederek 500 milyon doların üzerinde bir vurgun gerçekleştirdi.
DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit, devrin öncesinde şirketin bilançosunda yer alan 307 trilyon liralık borcun silindiği ve böylece Mey İçki AŞ’ye kıyak geçildiğini iddia etmiş, ayrıca 71,6 trilyon liralık şişelenmiş içkinin de Mey İçki`ye verildiğini vurgulanmıştı.
ÖİB, Macit’in bu iddialarını yalanlarken, TEKEL’in ne kadar “verimsiz işleyen” ve “özelleştirilmediği takdirde görev zararları katlanacak” bir kuruluş olduğunu da demecine eklemeyi ihmal etmedi. Ancak ÖİB, özelleştirilmesinin hemen 2 yıl ardından şirket üzerinden gerçekleştirilen 500 milyon dolarlık vurguna açıklık getiremedi.
Bir başka usulsüzlük: Tütün Fonu’nun kaldırılması
2010 yılıyla birlikte sigarada Tütün Fonu uygulamasının kaldırılması, Türkiye tütün üreticiliğine yönelik en büyük usulsüzlük olarak öne çıkarken, hükümetin gayretiyle piyasanın tek hakimi olan uluslararası tütün tekellerine de en büyük kıyaklardan biri oldu.
Hükümet, 2010 yılından itibaren ithal edilen sigara tütününden ton başına aldığı 3000 dolarlık Tütün Fonu vergisini kaldırarak, tütün ithalatçısı konumundaki sigara üreticilerine kıyak geçti. Tütün Eksperleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Çelik’in değerlendirmesine göre uluslararası tekellerin üretimini yüzde 15 civarında azaltan hükümet, kamuyu da bu yolla 150 milyon dolarlık zarara uğrattı.
Ancak hükümet en büyük tokadı, zaten yıllardır ezmekte olduğu tütün üreticilerine attı. Tütün Fonu’nun kaldırılmasıyla birlikte, ithal tütün fiyatı yerli tütün fiyatının net biçimde altına indi ve yerli tütünün hiçbir rekabet gücü kalmadı. Fonun kaldırılmasını takiben yerli tütünün maliyeti 75 kuruş olarak kalırken, ithal tütünün maliyeti 60 kuruşa indi.
Rakamlar da, gelinen noktayı özetliyor: 1998 yılında yalnızca 600 ton olan tütün ithalatı, 2009 yılı sonunda 90 bin tona yükselmiş durumda.
Avrupa Birliği’ne verilen takvime göre, Tütün Fonu’nun 2018 yılına kadar kademeli olarak diğer tütünlerin ithalatında da kaldırılacağı ve Türkiye’de hiçbir tütün türünün ithal tütünle rekabet edemez hale getirileceği biliniyor.
Kaynak : sol.org.tr