Çocukluk çok güzel, çaresiz... Zayıfsın, bilincin yerine oturmamış. Güçsüz bedenini ve oluşmakta olan kişiliğini koruyacaksın... Acımasızsın... Her yaptığında haklısın, öyle sanıyorsun... Yaşlılıkta... Doğru olmadığını görüyorsun... Artık çok uzaklardalar... Yine çaresizsin... İçinden bir ses öneriyor: "Şimdi bir şeyler yapabilirsin zamanında elini uzatamadıklarına!..."
Yaşamın ağırlığıyla ezilen, horlanan, delirtilen kişilere
Borçlu olduğumun bilinci içinde,
‘’BUNLAR DA YAŞADILAR BU GÜZEL VE KİRLİ DÜNYADA.’’
Demek istiyorum....
DELİ MEMET
Memet benden biraz büyüktü.
Çilingir Gölü dediğimiz küçük bir havuzun yöresinde bağlar ve bahçeler vardı.

Bizim bağlarımız gölün üst tarafındaydı,
Memet’lerin gölün aşağısında sebze bahçeleri vardı.
Pazar günleri bağa giderdik, semaverlerle
Suyumuzu o küçük gölden alırdık.
Memetler de bahçelerinde olurlardı
Çilingir gölünde karşılaşırdık.
Memet o zamanlar ailesinin sorunlu çocuğuydu
Deli değil...
Bir gün tek başıma gitmiştim bağa
Gölün yanına kadar uzandım.
Güneşli havalarda yüzmeye çalıştığımız da olurdu,
Uzun donlarımızın paçalarını bağlar,
Şişirir ve kendimizi havuza bırakırdık,
Debelendikçe de yüzdüğümüzü sanırdık…
O gün benden başka kimse yoktu görünürde
Memet’i gördüm bahçelerinde
Yanıma mı geldi yoksa ben mi bahçeye gitmiştim!..
Biraz sohbet ettik
Hadi bize gidelim, dedi.
Evleri kentin diğer ucundaydı…
Anası evde yoktu,
Memet acıkmış; bana da sordu,
telli dolaptan bir tencere çorba çıkarttı.
Memet ısıtamazdı çorbayı, ben de öyle
Soğuk soğuk yedik cimcik çorbasını…
Deli Memet derlerdi,
Yaşı ilerledikçe rahatsızlığı arttı.
Bir yaz tatile geldiğimde Memet’e çarşıda rastladım.
Ona laf atıyor, takılıyor, kızdırıyorlardı
Ceketinin kolu yırtılmış
Pantolonu toz toprak içinde…
Çarşı esnafı, kahvecisi, bakkalı, lokantacısı…
O da onlara ana avrat düz gidiyordu…
Kolundan çekip yere düşürüyorlar,

Memet küfrettikçe keyifleniyorlardı…
Memet esnafın eğlencesi olmuştu…
Beni tanıdı, bir iki laf ettik…
Başka bir gidişimde sordum,
Öldü dediler…
Ailesinden kimse kalmamıştı zaten…
Esmerdi, kaşının üzerinde derin bir yara vardı…
Gözleri fıldır fıldır dönerdi…
İtilip kakılmaktan,
Kendilerini akıllı sanan dışarıdaki delilerin
Tekmelerinden her yanı yara bere içinde…
DELİ MEMET!...