|
Çocukluğumun Ezilmişleri - Deli MemetKategori: Bir Ressamın Yaşamı | 4 Yorum | Yazan: Cemil Eren | 13 Ocak 2010 19:05:42 Çocukluk çok güzel, çaresiz... Zayıfsın, bilincin yerine oturmamış. Güçsüz bedenini ve oluşmakta olan kişiliğini koruyacaksın... Acımasızsın... Her yaptığında haklısın, öyle sanıyorsun... Yaşlılıkta... Doğru olmadığını görüyorsun... Artık çok uzaklardalar... Yine çaresizsin... İçinden bir ses öneriyor: "Şimdi bir şeyler yapabilirsin zamanında elini uzatamadıklarına!..."
Yaşamın ağırlığıyla ezilen, horlanan, delirtilen kişilere Borçlu olduğumun bilinci içinde, ‘’BUNLAR DA YAŞADILAR BU GÜZEL VE KİRLİ DÜNYADA.’’ Demek istiyorum.... DELİ MEMET Memet benden biraz büyüktü. Çilingir Gölü dediğimiz küçük bir havuzun yöresinde bağlar ve bahçeler vardı. Bizim bağlarımız gölün üst tarafındaydı, Memet’lerin gölün aşağısında sebze bahçeleri vardı. Pazar günleri bağa giderdik, semaverlerle Suyumuzu o küçük gölden alırdık. Memetler de bahçelerinde olurlardı Çilingir gölünde karşılaşırdık. Memet o zamanlar ailesinin sorunlu çocuğuydu Deli değil... Bir gün tek başıma gitmiştim bağa Gölün yanına kadar uzandım. Güneşli havalarda yüzmeye çalıştığımız da olurdu, Uzun donlarımızın paçalarını bağlar, Şişirir ve kendimizi havuza bırakırdık, Debelendikçe de yüzdüğümüzü sanırdık… O gün benden başka kimse yoktu görünürde Memet’i gördüm bahçelerinde Yanıma mı geldi yoksa ben mi bahçeye gitmiştim!.. Biraz sohbet ettik Hadi bize gidelim, dedi. Evleri kentin diğer ucundaydı… Anası evde yoktu, Memet acıkmış; bana da sordu, telli dolaptan bir tencere çorba çıkarttı. Memet ısıtamazdı çorbayı, ben de öyle Soğuk soğuk yedik cimcik çorbasını… Deli Memet derlerdi, Yaşı ilerledikçe rahatsızlığı arttı. Bir yaz tatile geldiğimde Memet’e çarşıda rastladım. Ona laf atıyor, takılıyor, kızdırıyorlardı Ceketinin kolu yırtılmış Pantolonu toz toprak içinde… Çarşı esnafı, kahvecisi, bakkalı, lokantacısı… O da onlara ana avrat düz gidiyordu… Kolundan çekip yere düşürüyorlar, Memet küfrettikçe keyifleniyorlardı… Memet esnafın eğlencesi olmuştu… Beni tanıdı, bir iki laf ettik… Başka bir gidişimde sordum, Öldü dediler… Ailesinden kimse kalmamıştı zaten… Esmerdi, kaşının üzerinde derin bir yara vardı… Gözleri fıldır fıldır dönerdi… İtilip kakılmaktan, Kendilerini akıllı sanan dışarıdaki delilerin Tekmelerinden her yanı yara bere içinde… DELİ MEMET!...
YorumlarŞefika KANTARCI
{ 16 Ocak 2010 04:46:30 }
""Paranın yani zenginliğin itibar gördüğü çevrelerde bu sorunlar göz ardı edilirken, acı çekmemek için derin dondurucuya duygularınızı kaldırır, son kullanma tarihini de boş bırakırsınız.
Öğreneceğimiz çok şey vardır aslında bu kirlenen dünyada, bize göre farklı olduğunu düşündüklerimizden... ;Çok güzelsiniz, çok şıksınız, sizi çok seviyorum; diye seslenen o candan içtenliğinde yakalarsınız, duygularınızı altüst eden masumiyetleri... Kuştan böceğe, yapraktan çiçeğe bizim istediğimiz, onların da beklediği tek şey; doğal sevgi ve ilgi ortamlarının oluşmasıdır; Dışlanmamak! Evin, sınıfın, sokağın bir köşesinde kalmamak! Unutulmamak! Kiminin özürlü, kiminin engelli,hasta saydığı bu bireylerin, yaşadıkları toplumun bir parçası olduğunu unutmadan, tüm insanlar gibi; itilip, kakılmadan insanca yaşama ve çalışma hakkını göz ardı etmeden onurlarını çiğnemeden bir şeyler yapma zamanıdır! Belki çabuk öğrenemeyen, belki anlamakta geç kalan, davranışlarında güçlük çeken bu bireyler için yapılacak çok şey var aslında; Uygar insan olmanın gerekliliği sayılan duyarlılıkla, bu sorunların üstesinden gelmek mümkün olabilir. Düşünülmesi gereken bu eğitim sorunumuz, bu günlerde iş olanaklarıyla bulunacak çarelerle acılarının azalması; gelecek endişeleriyle oluşan kaygılarının giderilmesinden de geçer; Yapabilecekleri küçük sorumlulukları hem yerel yönetimlerle, hem de özel sektör ilgisiyle gerçekleştirilecek projelerle çare aranabilir;" Sağolun Cemil hocam bu geçmişten gelen anıları biz okurlarla paylaştığınız için. Resim ve yazı tek sığınak;,artıkça artan bulanıklığın içinde boğulmamak için ... Umut da eksilmiyor, bıraktğınız pembe çiçekler penceremin önünde; hala solmadı ... Sevgiyle,sağlıkla,esenlikle... Şefika Kantarcı/Bartın nihat ziyalan
{ 14 Ocak 2010 16:45:49 }
İŞTE BU
CEMİL BABAYA "BENİM DELİLERİM" İÇİN ŞİİR BUNLAR DEMİŞTİM. DENİZ KIZI'NIN BU SÖYLEDİĞİMDEN HABERİ YOKTU. YORUMUNU OKUYUNCA DENİZ GÜNAL'IN EDEBİYATÇI YANINDA YANILMADIĞIMA SEVİNDİM. ELİNE SAĞLIK BABACIĞIM. YUSUF NİDAİ'NİN EREN AİLESİNİN SERGİSİ İÇİN BODRUM'A GİTMESİ DE ÇOK GÜZEL. BENİM DELİLERİM ŞİİRSEL METİNLER VE RESİMLERLE UMARIM KİTAPLAŞIR. ÇÜNKÜ ÇOK DEĞERLİ. ELLERİNDEN ÖPERİM BABACIĞIM SYDENY'DEN DOSTLUKLA. NİHAT Yusuf Nidai
{ 13 Ocak 2010 23:34:49 }
Sevgili Cemil ağabey,
seni tanıdıktan ve gurbete geri döndükten sonra bu kadar doğru, yürekten bir öyküyü senin kaleminden okumak beni hiç şaşıtmadı. Gönlü güzel insan, sevgiyle kal. Yusuf Nidai deniz kızı
{ 13 Ocak 2010 19:18:05 }
sevgili cemil abi,
Diğer Sayfalar: 1. hüsamettin amca, abu, deli memet... yüreğinden sözcüklere, renklere, hırpalanmış örselenmiş zavallı yaşamları tuvale akiyor, birer şiire dönüşüyor... sözcüklerle resimlerin birbirini kucakladığı bütünlediği birer şiir şiir yazıyorsun. ne mutlu sana çocukluğunun ezilmişlerini böyle incelikle anıyorsun. ne mutlu bana... bize... zavallı yaşamların şiirleri yüreğimize dokunuyor.... yüreğin aklın ellerin dert görmesin.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|