A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sayıntoloji Mayıntoloji

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 22 Kasım 2009 06:21:51

Yeni dinler, yeni inançlar her çağda ortaya çıkmıştır. Ve her yeni din, ilk ortaya çıktığında kuşku ile karşılanmış, zaman zaman o dine inananlar zulüm görmüştür. Üç büyük "semavî" (yâni ilhamını göklerden alan) din olan Musevilik, Hıristiyanlık ve İslâm Orta Doğu kökenlidir.

Bu üç dinin birbirlerine çok yakın olmasını inananlar üçünün de Tanrı’dan geldiği inancıyla açıklar, inanmayanlar ise bu üç dinin Hamurabi’den başlayan toplumsal gelişim içinde belli noktaları temsil ettiğini ve birbirlerinden esinlendiklerini, birinin bir öncekinden alıntı yaptığını ileri sürerler. Bu üç dinin de anlatılarında mucizeler vardır.  Allah’ın Sina dağında Sayın Musa’ya bizzat seslendiğine, Firavunun askerlerinden kaçarken Sayın Musa’nın Kızıl Denizi asasıyla yardığına inanılır.  Hıristiyanlar Sayın İsa’nın Bakire Meryem’den Allah’ın oğlu olarak doğduğuna, ölüleri dirilttiğine, bir iki balık ve beş somun ekmekle yüzlerce kişiyi doyurduğuna, kendisinin de öldükten sonra dirildiğine inanırlar.  Müslümanlar Kuran’ın Allah’ın kelâmı olduğuna ve bunun Cebrail adlı bir melek tarafından Sayın Muhammed’e iletildiği mucizesine, bir kuzu buduyla kırk kişiyi doyurduğuna, Sayın Muhammed’in bir gece Arabistan’dan Kudüs’e mucizevî bir biçimde gidip geri geldiğine inanırlar.
 
Sayın Musa’nın “mucizeleri” zamanında alay konusu olmuş, Sayın İsa çarmıhta can vermiş, ilk Hıristiyanlar işkence görmüş, aslanlara yem olmuş, Sayın Muhammed kendisine inanmayanların baskısından bir başka kente göç etmek zorunda kalmıştır.
 
Yalnızca bu üç din değil, herhangi bir inanç sistemine bağlı kişiler için kendi dinleri “gerçek” din sayılmış, diğer dindekiler bazan işkence görmüş, öldürülmüş, en iyi olasılıkla “tolere” edilmiştir.  İleriki aşamalarda bu dinler devlet dinleri olmuş, din adamları toplumun nimetlerini kırallarla, asillerle paylaşma konumuna gelmişlerdir.  Bir yandan kan dökerken öte yandan dinler insanları hizaya getirmeseydi, ahlâksızlığın, namussuzluğun yaygın olacağını ileri sürmüşlerdir.  Buna karşı olan bir görüş ise insanların din sayesinde ahlâklı olduklarını değil, ahlâklı oldukları ve ahlâklı bir toplum içinde yaşamak istedikleri için dini icat ettikleri görüşüdür.  Dinler kendilerinden önce gelen (özellikle tek tanrılı) dinleri tümüyle inkâr edemedikleri için kendi inanç sistemleri içinde eritmeye çalışmış, ama kendilerinden sonra ortaya çıkan dinlere acımasız davranmışlardır.  Müslümanlık en son ve en mükemmel din olduğunu ileri sürerek bunu kurumsallaştırmıştır.  Örneğin İran İslâm Cumhuriyetinde Museviler ve Hıristiyanlar hoş görülse bile Bahailer kabul edilmemiş, dışlanmış, horlanmışlardır.
 
Batıda örneğin 1805 doğumlu Joseph Smith kendisini peygamber ilân etmiş ve Mormonlar adıyla bilinen “Son günlerin azizleri kilisesi”ni kurmuş, meleklerin kendisini ziyaret ettiğini ileri sürmüştür.  Bir tek kendi dinlerinin gerçek din olduğunu ileri süren Yahova Şahitleri yalnızca kendilerinden olan 144,000 kişinin (neden 144,000 olduğunu bilmiyorum) cennete gideceğini savunmaktadırlar.  Bugünlerde Senatör Nick Xenophon’un gündeme taşıdığı “Church of Scientology” (Bilimsellik kilisesi!) ikinci sınıf bir bilim-kurgu yazarı L. Ron Hubbard tarafından 1953’te kurulmuştur.  Bu “kilise” ilkokullarda 6. sınıf öğrencilerine propaganda broşürlerini dağıtmakla, din kisvesi altında beyin yıkamakla, insanların paralarını, mallarını mülklerini gasp etmekle, kendilerinden ayrılmak isteyenlerin gözünü korkutmakla, şantaj yapmakla suçlanmaktadır ve Belçika, Kanada, Yunanistan, İrlanda ve Rusya gibi ülkeler bu dini yasaklamışlardır. 
 
Avustralya’da ise çeşitli eyâletlerde farklı farklı statüleri vardır.  “Scientology” insanların psikolojik sorunlarını bir kalemde ve onbinlerce dolar karşılığında çözebileceğini iddia etmekte, insanların aslında ölümsüz uzaylı ruhlar olup bu dünyada ete kemiğe büründüklerini ve bir gün (tabii kendilerinden olanların) bu uçsuz bucaksız uzaylı büyük ruhla kaynaşacaklarını iddia ediyorlar.  Bunlara gülüp geçmeden tüm dünyada din olarak kabul gören inançlara bir bakalım.  Kendi inançlarımız içinde buna benzer akıl dışı iddialar yok mu?  “Scientology” beyin yıkamakla suçlanırken Katolik okulları ya da Kuran kursları çok farklı birşey mi yapıyor?  Kilisede günah çıkaran bir Katolik, ya da tövbe eden bir Müslüman bunu yaparak suçlarından arındığına ve böylece ruh sağlığına kavuştuğuna inanmıyor mu?  Gitmek hayal edilen cennetin arş-ı âlâda veya uzayda diye düşünülmesi çok mu farklı?  “Uzaylı büyük ruha” bir başka isim verirseniz ötekilerin inançlarında da böyle bir yüce varlık yok mu?
 
Aman yanlış anlaşılmasın,  Ben burada Scientology adıyla pazarlanan inanç sistemini savunuyor değilim.  Ama “bizimki iyi ve doğru, ötekiler yanlış ve kötü” demeden aradaki benzerlikleri görmemiz gerekmez mi?
 
Birçok ülkede ve bu arada Avustralya’da da dinî kuruluşlar vergiden muaftır. 
 
Avustralya’da, kurulduğu günden bu yana Katolik ve Anglikan kiliselerine en mutena yerlerde bedava arsalar verilmiş, vergi muafiyetinden yararlanmışlardır.  Bugün Avustralya’da en büyük mülk sahibi Katolik kilisesidir.  Bir arkadaşımın anlattığı bir öykü var: “Canberra’da birkaç tane küçük çim biçme şirketi varken, ve bunlar tabii ki vergilerini verirken, Katolik kilisesi bu işe soyunuyor ve vergi vermediği için işi daha ucuza yapıyor ve bu küçük aile şirketlerini birer birer iflâs ettiriyor”.  “Scientology”yi din kabul edip vergiden muaf tutmak yerine tüm dinî kuruluşların vergi muafiyeti kaldırılmalı ve devlet bütçesinden dini kuruluşlara her türlü maddî yardım kesilmeli diyorum.  Katolik kilisesinin düzenlediği sözde “Dünya Gençlik Günü’ne benim vergilerimden milyonlarca doların aktarılması, özelleştirilen CES’in (İş Bulma Kurumu) yerine geçen dinî kuruluşlara milyonlarca doların oluk oluk akıtılması (tabiri mazur görün) “benim mezhebime aykırı”.  Türkiye’de de Diyanet İşleri için aynı şeyler söylenebilir.  Ben dinsizsem, ya da Alevî, Musevi, Hıristiyan, Zerdüşt, Yezidi vs. isem neden bir mezhebi desteklemek için benim vergilerim kullanılsın?  Gerçek laikliğe varmaya daha çok yolumuz var, gerek Avustralya’da, gerekse Türkiye’de.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git