|
Aptallığıma verin: GDO Açılım ya da Gerekeni Dinleme OtoritesiKategori: Aptallığıma verin | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 15 Kasım 2009 08:18:58 Bu hafta, İslami Dayanışma Ödülünden, inanç temelli harekete, GDO'dan aşıya, Taraf gazetesinden Başbakana, Fahri Koru'dan Anıtkabir'e, akıllı tasarımdan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'dan 10 Kasıma teğet geçenler...
Cumhurbaşkanı Gül, Bakan Çağlayan’a “İslami Dayanışma Ödülü” veriyor. Bu ödül neden veriliyor? Bakan Çağlayan, “İslam ülkeleriyle İslami dayanışma gösterdiği” için bu ödülü alıyor. Veren kim? Laik!!! Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı. Dikkat ediniz, söz konusu olan “İslam ülkeleriyle dayanışma ödülü” değil; “İslami dayanışma”. AKP’nin yüzü batıya dönükmüş. Bu doğruysa hem batıya hem doğuya dönük anlayacağınız iki yüzlü *** Fethullah Gülen Cemaati son günlerde, özellikle İngilizce yayınlarda, “faith-based movement” yani ‘inanç temelli hareket’ olarak anılmaya başlayarak vitrin değiştiriyor. Today’s Zaman’da, cemaatin diğer İngilizce yayın yapan sitelerindeki “cemaat” vurgusu yerine “inanç-temelli hareket” vurgusu yapılmasının altında acaba cemaatin yabancılara daha prestijli görünme çabası mı yatıyor? Bu sıfat değişikliğinin bir işe yarayıp yaramayacağı bilinmez ama, her ne kadar Türkiye’de görülemese de, Almanya’da görülen Deniz Feneri davası Cemaatin vitrininde kabak gibi duruyor! *** GMO (Genetically modified organism) Türkçesi: GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) Peki bugünki Türkiye ortamında GDO açılımı daha başka olabilir mi? Bir kaç olasılık:
*** Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt açılımının 10 Kasım'da TBMM'de görüşülmesine tepki gösterenlere '10 Kasım bir yas günü değil' dedi. Yas günü değil ama onurlu bir toplumun çok özel ‘Saygı’ günüdür… *** Başbakan, Domuz Gribi Aşısına karşı ama yapılıyor… Başbakan, GDO ya karşı ama yurda giriyor ve halk yiyiyor… Yaşasın Türkiye idare ediliyor… *** Taraf gazetesi yine bilindik bir tavırla çıktı ve şaşırtmadı.... Cumhuriyet bayramına olduğu gibi, Atatürk'ün ölüm yıldönümüne de gazetede yer verilmedi... *** "Türkiye yüzünü Doğu'ya mı döndü" tartışmalarının hayhuyu arasında, Başbakan Erdoğan’ın gözden yiten bir ifadesi oldu: "Antisemitizmin dünyada insanlık suçu olduğunu ilan eden ilk lider benim. İlk defa ben ilan ettim." Ben diyordum Başbakan başka dünyadan! *** Fahri Koru’nun yazısı: “10 Kasım tarihinin Meclis'in normal çalışmasını engelleyecek bir yönü yok aslında. Türkiye tarihinin en önemli simalarından Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümünde mutat törenler bu yıl da yapıldı. Meclis de ilk başkanının hatırası anılarak açıldı her yıl olduğu gibi. 'Yas' olmaktan çıkarıldığı dönemden bugüne, Meclis, her 10 Kasım'da gündeminde ne varsa onu konuşur; bu yıl da 'demokratik açılımı.' konuşmasında yadırganacak bir nokta yok…” “Türkiye tarihinin en önemli simalarından Mustafa Kemal Atatürk” ???? Fikrini değil simasını bilenlerden başka bir yazı beklenmez. *** Anıtkabir'i 10 Kasım’da 259 bin 371 kişi ziyaret etti. Bilmem… bazı dayatmalara yanıt olur mu? *** Zaman, Bilim ve Ütopya dergisinin “akıllı tasarım” yaklaşımını eleştiren sayısına tahammül edemedi. Yaradılış teorilerine ve bu teorileri yaymaya çalışanlara yönelik eleştiriler “suç unsuru” gibi sunulurken, dergide yer alan yazılar üzerinden “mütedeyyin kesimin aşağılandığı ve küçük görüldüğü” iddia edildi. Zaman’a göre demokrasi mütedeyyin kesim için gerekli. Ne yazık ki, Türkiye’de tüm gurupların eğilimi kendi için demekrasi istemektir, yıllardır. *** 18 Mayıs Tiyatrocular Yürüyüşü’nün de mimarı olan tiyatro ve sinema dünyasının ünlü isimleri, bu kez eğitim için biraraya geldi. Laik, çağdaş, özgür Türkiye’ye çıkan yolun eğitimden geçtiğine inanan sanatçılar, özellikle kız çocukları için eğitim seferberliği yaratan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne (ÇYDD) üye olmaya karar verdi. Aralarında Arsen Gürzap, Demet Evgar, Engin Cezzar, Füsun Akatlı, Gencay Gürün, Gülriz Sururi, Hülya Karakaş, Nedim Saban, Rutkay Aziz, Selçuk Yöntem, Hümay Güldağ, Tamer Levent, Zeynep Oral’ın olduğu isimler Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Merkezi’nde Prof. Dr. Aysel Çelikel ve yönetim kuruluyla derneğe üye olmak üzere buluşuyor. Magazin haberlerinde bu isimleri görmediğinizden, Türk basını bu konuya pek ilgi duymadı. Ya da bazıları kızar diye duymamazlıktan geldi. *** İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in, Adalet Bakanlığının 2008 yılındaki bir kararı uyarınca, “Ergenekon şüphelisi” olarak telefonları dinlenmiş ve takip edilmiş. Haber, Dursun Çiçek’in tutuklanmasından önce verilmiş, bazı TV kanallarının ana haberlerinde. Örneğin önce NTV’de Gökhan Gerçek’in haberi olarak duyurulmuş, daha sonra da Star Haber’de birinci haber olarak yer almıştı. Ertesi günkü gazetelerin birinci sayfalarında bu haberi nasıl ele aldıklarına bakalım. Zaman: haber birinci sayfasında yok Posta: Başsavcı da dinlenmiş (altta üç sütun) Hürriyet: “Başsavcıyı bile” (Taşra baskısında bu başlıkla sekiz sütuna manşetti. İstanbul baskısında aynı başlık alt tarafta çift sütuna indi!) Sabah: Başsavcı Engin de dinlendi (altta dört sütun) Habertürk: Başsavcıya şok dinleme (sürmanşet dört sütun) Milliyet: Olacak iş değil (sekiz sütuna manşet) Vatan: Ergenekon şüphelisi Başsavcı! (sekiz sütun, sürmanşet) Sözcü: yok Türkiye: yok Akşam: İstanbul yargısının bir numarası bile dinlenmiş (manşet yanı çift sütun) Takvim: yok Star: yok Güneş: İstanbul Başsavcısı Engin de dinlenmiş (ortada çift sütun) Yeni Şafak: yok Cumhuriyet: Başsavcıyı dinlemişler (altı sütun manşet) Yeniçağ: 10 hakim ve savcı daha Bakanlığın hedefinde! (ortada çift sütun) Milli Gazete: yok Vakit: yok Taraf: Başsavcı da dinlenmiş (yukarda çift sütun) Radikal: Başsavcı dinlenmiş ve takip edilmiş (ortada çift sütun) Bugün: yok Yeni Asya: yok Tercüman: Bu kadarına da pes doğrusu (ortada dört sütun) Birgün: yok Yorumlamak size kalıyor. *** Şanlıurfa'da, yolun karşısına geçmek isterken kamyonun altında kalarak olay yerinde yaşamını yitiren 13 yaşındaki Abdülsamet Kurt'un cesedi 1 saat olay yerinde yerde bekletildi. Şanlıurfa Belediyesi'nin cenaze aracı olay yerine 1 saat gecikmeden sonra da gelmeyince, aile yakınlarının otomobili ile çocuğu Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna götürdü. Sizce cenaze işleri aracı neden gecikmiştir? Yoğun trafik, araçlarda teknik bir arıza…? Hayır, hiçbiri değil. Tüm cenaze işleri araç sürücüleri Cuma namazındaymış. Allah cumalarını kabul eder mi, bilemeyiz artık? *** Başta Bakan olmak üzere tüm resmi kurumlar, domuz gribinden korunmak için sinema, tiyatro gibi çok insanın bir arada olduğu kapalı yerlere gidilmemesi için uyarıyor. Güzel de, neden hiç bir resmi kurum camiye gitmeyin demiyor.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|