|
|
Aleviler: Artık YeterKategori: Ayorum Güncel | 1 Yorum | Yazan: A Yorum | 09 Kasım 2009 12:50:55 İstanbul Kadıköy'de bir araya gelenler, AKP'ye karşı sözlerini söyledi. Osmanlıcılığa karşı Cumhuriyete sahip çıkan Aleviler, AKP'nin "açılım"la kendilerini kazanmasının mümkün olmadığını vurguladı. Alevi Bektaşi Federasyonu'nun "ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı" vurgusu ile düzenlediği, siyasi partiler, sendikalar ve kitle örgütleri tarafından desteklenen mitinge, 100 binin üzerinde kişi katıldı.
Coşkulu kalabalık, laikliğe sahip çıktıklarını tekrar ederek, diyanet kurumunun kaldırılması, din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, Madımak Oteli’nin müze haline getirilmesi ve her türlü ayrımcılık ve sömürüye son verilmesi yönündeki taleplerini yineledi. Gerici ve piyasacı AKP’nin Alevilere karşı tutumunun tutarsız ve samimiyetsiz olduğunu vurgulayan binlerce kişi, AKP’nin kendilerini “açılımla” kazanmasının mümkün olmadığını haykırdı. Bu toprakların kadim kültürünü simgeleyen Alevilerin, her türlü eşitsizlik, haksızlık ve sömürüye başkaldıran bir tarihleri olduğuna hatırlatılırken, Alevilerin Osmanlı’ya ve Osmanlıcılığa karşı Cumhuriyeti sahiplendikleri belirtildi. Ancak Alevilerin, hiçbir zaman Cumhuriyetin eşit yurttaşları olarak görülmediği de ifade edilerek, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin sürdürüleceği söylendi. “Dilencileştirilmeyi ve pazarlığı reddediyoruz” Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil konuşmasına, Türkiye’de ezilen, sömürülen, ayrımcılığa uğrayanların Alevilerle sınırlı olmadığını vurgulayarak başladı. “Sulukule’den kovulan Romanlar, Çingeneler, ne kadar uygarlaştırılmaya muhtaç barbarlarsa biz Aleviler de o kadar barbarız! Cihangir’de bir dünya kurmaya çalışanların bedenlerinde patlayan coplar, hortumlar, biz Alevilerin de sırtında patlıyor. Onların gözünde hepimiz, tanımlanmaya, yeniden şekillendirilmeye muhtaç yaratıklarız.” diyen Özdil, AKP’nin Alevilerin yanı sıra Kürtlere de “siz bizim zenginliğimizsiniz” dediğini ama “o zenginliği oluşturan halkları” kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme çalıştığını belirtti. AKP’nin piyasacı politikalarının Fırtına Vadisi’nden Munzur’a Anadolu’nun tümü için bir tehdit oluşturduğunu anlatan Özdil, “Yoksulun uğradığı ayrımcılıktan daha büyük ayrımcılık olamayacağının” altını çizdi. “Hepimiz, bugün burada ayrımcılığa hayır diyenler, eşitlik için seslerini yükseltenler, biz yoksullaştıkça; devlet Deniz Feneri’ne dönüyor; devlet Deniz Feneri’ne döndükçe bizler dilencileştiriliyoruz. Bugün ‘ben de Aleviyim!’ diyen cümlemiz, siyaseti dilenciliğe ve pazarlığa çevirmeyi reddediyoruz. Dilencileştirilerek, sözde bize kulak veriliyormuş gibi yapılarak, siyaset sahnesinden kovulmayı reddediyoruz!” diyen Özdil, AKP hükümeti kastederek, “Gözlerini her şeye diktiler! Bizi açlığa ve yoksulluğa,… sürgüne ve ölüme mahkum etmeleri onları durdurmadı, artık ruhumuzu da istiyorlar! Biz verdikçe daha çok isteyecekler! Ne zamana kadar etimizden et, canımızdan can, sözümüzden söz verip de besleyeceğiz bunları? Daha fazla besleyecek miyiz bunları?” diye sordu. Özdil, AKP’ye karşı mücadele edeceklerini vurgulayarak sözlerini sonlandırdı. “Mayasında özgürlük, eşitlik, adalet olmayan bir iktidar Alevilere özgürlük getiremez” Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Av. Fevzi Gümüş AKP’nin alevilere vaat edecek bir şeyi olmadığını, “Mayasında özgürlük, eşitlik, adalet olmayan bir iktidar Alevilere özgürlük getiremez” sözleriyle ifade etti. Hükümete seslenerek, “Cennete gidecek adama sponsor olmak sana mı düştü.Sen, önlüğüne okulun ihtiyaç listesinin asıldığı öğrencilere sponsor ol. Sen hastane kapılarında parası olmadığı için hayatını kaybedenlere sponsor ol. Sen fabrika aç, yol, su, elektrik götür.” dedi. Gümüş, sözlerine şöyle devam etti: “AKP’nin Alevi açılımının arka planında devlet Aleviliği yaratma planı vardır. AKP, güya Alevi çalıştayları ile göz boyamaya çalışmaktadır ve Alevilerin sorunlarını çözeceği gibi bir aldatmaca yaratmaktadır. Biz bu Muaviye oyunlarını tarihten beri iyi biliriz, tuzaklara düşmeyiz. Mayasında özgürlük, eşitlik, adalet olmayan bir iktidar Alevilere özgürlük getiremez.” “Artık, Dilekçe Devri Bitti, Bundan Böyle Meydanlarda Konuşacağız” Sözlerine, 9 Kasım 2008 tarihinde Ankara’da yapılan mitingi hatırlatarak başlayan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız "O gün orada barışın diliyle konuşmuş, güvercinler uçurmuştuk. Sevgili Ferhat Tunç Kürtçe şarkılar söylerken, Alevi gençleri halaylar çekmiş semahlar dönmüştü. Böyle bir ortamda temel taleplerimizi sıralamıştık" dedi. Bir önceki mitingde de taleplerinin benzer olduğunu belirten Balkız "Diyanet İşleri Başkanlığı Kaldırılsın, Zorunlu Din Dersleri Kaldırılsın, Cemevlerimiz Yasal Statüye Kavuşsun, Alevi Köylerine Cami yapma Politikalarından vazgeçilsin, bu köylere atanmış olan imam ve müezzinler geri çekilsin, Madımak Müze Olsun ve başta Hacıbektaş Dergahı olmak üzere, elimizden alınıp, el konulmuş olan, kendi kutsal mekanlarımız, biz; gerçek sahiplerine iade edilsin" dedi. Balkız konuşmasına şöyle devam etti: "Tam bir yıl önce, “Artık, Dilekçe Devri Bitti, Bundan Böyle Meydanlarda Konuşacağız” tespitini yaparak seslenmiştik. Hâlâ aynı noktada, bıraktığımız yerdeyiz. CHP, MHP ve AKP; kendi anlayışları çerçevesinde konuya dair sözler söylediler. Herkes kendince bir söz söyledi. O sözlerin hiçbiri bizim sözümüz değildi. Boş sözler. Somuta dair bir anlam ifade etmeyen, hayatta, gerçekte bir karşılığı olmayan boş sözler." Katılmcılar miting sırasında ''Sevgi Bizim Dinimizdir'', ''Madımak Müze Olsun'', ''Zorunlu Din Dersleri Kaldırılsın'', ''Diyanet Kaldırılsın'', “Açılımlara aldanma, bozuk düzende sağlam çark olmaz” yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Kaynak : sol.org.tr
Yorumlardeniz kızı
{ 10 Kasım 2009 04:02:17 }
sayın tekin özdil'in konuşmasının her sözcüğüne yüreğimle katılıyorum.
Diğer Sayfalar: 1. resmi devlet politikasının alternatifi gibi sunulan, fakat aslında daha beterinden daha rezil bir başka ortodoks politikanın, bu toprakların insanlarının canlarıyla, kanlarıyla, ruhlarıyla acımasızca sömürülmesine, yozlaştırılmasına çanak tutan yeni osmanlıcıların, numaralı cumhuriyetçilerin, piyasacıların, dincilerin iyice anlaması gerek. bu topraklarda, şimdi ve gelecekte, geçmişte olduğu gibi, hepimizin sevgi dolu, eşitlikçi, paylaşımcı bir toplum, kültür içinde yaşamamızın yolu, Aleviliğin mirasçısı olduğu kadim bilgeliğin sahiplenilmesi, hak ettigi yeri bulmasi ile olası. bunun dışında yol arayanlar, sömürgeci güçlerin, sömürgeci çok bilmiş ilahların, kültürlerin kuyruğunda bir yozluktan başka bir yozluğa bulanıp duracak. yozluğunu arayan mutsuzlugunu bulur, ama olan çocuklarımıza oluyor.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|