A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sorgulamanın gücü...

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Mustafa Alagöz | 16 Eylül 2007 13:17:11

Tüm varlıklar içinde biricik ayrıcalığımız düşünce yetimiz olduğuna göre, insanlaşmanın kaynağının da bu yetimizi kullanabilmemize bağlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü o her zaman etkindir; sürekli olarak bir konu, bir nesne, bir amaç üzerinde çalışır.

Düşüncelerimizi hangi konuya odaklarsak ilgi alanımız, tutkularımız, çabalarımız da o yönde oluşur. Düşünceler fikirlere, fikirler ise eylemlere dönüşür. Fikirlerin, eylemlerin ve amaçların organik birliği her insan için biriciktir.
 
 
Eylemler, belirli bir fikirden kaynaklanan ve bir amaca bağlı olarak yaptığımız dönüştürücü etkinliklerimizdir. Dönüştürücü etkinlikte bulunmak başka insanların yaşamına da dokunmak demektir. Bu noktada sorumluluk, tutarlılık, dürüstlük gibi erdemlere gereksinim vardır. Devlet kurumları hukuka bağlı olarak bu değerleri ayakta tutmaya çalışır; ama aynı değerler her insanın kendi iç huzuru ve sevinci için de son derece önemlidir. 
 
Bilmek ve yapmak; Gereksinimlerimiz olduğu sürece bunları karşılamak için yapıp-etmelerimiz her zaman olacaktır. Fakat sürüklenen, yönlendirilen giderek başkası tarafından kullanılan olarak değil; bilen, anlayan, bağımsız kararlar verip bunun sorumluluğunu üstelen etkin birey olarak yaşamak insan olmanın güzelliklerini bize gösterir. Her insan bu yetkinliğe sahiptir, yeter ki düşünme gücünü sorgulayıcı bir biçimde kullansın.
 
Sorgulama sadece kişisel bir kaygıyı gidermek veya bir merakı doyurmak için değil yaşamı anlamak ve anlamlandırmak içinde yapılması gereken düşünsel bir eylemdir. Her insanın hem iç dünyasını hem de günlük ilişkilerini düzene koyarken kendine göre belirli bir duruşu vardır; ayrı ayrı da olsa belirli  ahlaki  ve düşünsel ilkelere bağlıdır. Hepimiz belirli alışkanlıklar, kültürel değerler, farklı inançlara sahip olarak yaşama katılıyoruz. İşte  bu süreçte sürüklenerek mi, yoksa etkin bir özne olmak mı yer alacağımız sorunu karşımıza çıkıyor. Bu iki seçenekten hangisine bağlı kalacağımıza aklımızı kullanarak karar verebiliriz. Akıl yetisini, düşünce gücünü kullanmadan ne insanlar, ne de toplumlar kendi yazgılarını kendi ellerine alabilirler. Bunu yapmayanlar kendi akıllarını başkalarına teslim  ederler.
 
Bağımsızlık sorumsuzluk değil, tam tersine özgürlüktür; bireysel ve toplumsal yaşamın önümüze koyduğu sorunları bilerek ve isteyerek üstlenme istencini ortaya koyabilmektir.
 
Bilmek, istemek, eylemde bulunmak bunlar birer düşünce biçimi; çünkü hepsi birer seçim yapmak, kısaca istenç kullanmaktır. Seçim yapmak ve istenç kullanmak ise ancak bir sorgulama sonucunda oluşabilir.
 
Sorgulama eylemi, gerçekliğe giden yolu aydınlatan bir ışık gibi işlev görüyor. Bunun yaşamımızda ne kadar önemli bir yet tuttuğunu, insanlığa örnek olmuş tarihi kişiliklerden de duyduk. Örneğin ünlü filozof Sokrat “Sorgulanmamış hayat hayat değildir” önermesiyle bu önemli konuya dikkatlerimizi çekti. Yunus Emre “bir ben var benden içeri” derken aynı şeyi ozan diliyle söyledi.
 
Atatürk’te bireyin kendine özgü bir duruşunun olması gerektiğine 1904 yılında bir dostuna yazdığı mektupta şunları söylemişti:
 
“…zihnimde hiçbir acının karanlığı olduğunu kabul etmek istemiyorum.
 
Şimdi takdir etmek isterim ki , hayatın saadeti ve sevincin zamanı, anlayış tarzına bağlıdır.
 
Bu teori genel olmasa bile benim için takibi lazımdır. Çünkü bu felsefi teori olmadıkça hayatımın son nefesine kadar bir an sevinç görmek anlamsız olur.( Atatürk: Bütün eserler; 1. cilt. 15-Mart 1904)
 
“‘Anlayış tarzı”, içinde taşıdığı değerlerle varolabilir. Örneğin “Bağımsızlık benim karakterimdir” derken kendi üzerinden bir ulusun özelliğini dile getiriyordu;  “Ya istiklal ya ölüm” dediğinde ise bunun bir bedeli olduğunu ortaya koyuyordu. Bağımsızlık ve özgürlük vazgeçilmez bir değer, her koşulda korunması gereken bir ilke olarak kabul edildiğinde yaşam buna bağlı olarak yön tutar, buna göre organize olur. Görevlerimizi yerine getirmekle toplumsal yaşama ve tarihe katılırız, üretimlerimizle onu zenginleştiririz. Her insanda yaratıcı güç vardır, dış koşullar bunun ortaya çıkmasını engelleyebilir; ancak bir insanın düşünme yetisini kimse gasp edemez, sorgulama ateşini kimse söndüremez. Bağımsız çabalarımızla vardığımız yargılar, oluşturduğumuz ilkeler, yaşama kattığımız değerler içimizi dolduran güven duygusu ve huzur biçiminde kendini gösterir. Bu ilkelerin belirlenmesi, değerlerin oluşturulması öncelikle bir düşünsel eylemle; körü körüne inanmak yerine  sorgulama yapmakla, ilgisiz kalmak yerine sürekli gözlem yapmakla olanaklı olabilir.
 
İnsan, insan olmanın tadını doğadan, nesnelerden, tüketim eşyalarından alamaz. Bunlar sadece yaşamı kolaylaştıran araçlardır. Güç kullanarak, başkaları üzerinde egemenlik kurmakla, hırslarını doyurmakla da bulamaz. Her duygu kendine uygun olan duyguyu, her davranış kendine uygun davranışı yaratır: Sevgi sevgiyi, şefkat şefkati doğurur. Egemenlik başkaldırıyı, hırs kıskançlığı, küçümsemek nefreti üretir. Duygular ve düşünceler eylemler yoluyla gerçekleşir, sonuçları ise dışardan bize yansıyarak geri gelir. İçimizde neyi duyumsamışsak; sevinç, üzüntü, kızgınlık, korku, saldırganlık … dışarı saldığımız enerjinin tekrar bize dönmesidir. İnsan kendi güzelliğini öteki insanlarla ilişkileri aracılığı ile  yaşayabilir, ne kadar güzellik saçarsanız o kadar sevinç bulursunuz.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

deniz gunal { 17 Eylül 2007 03:43:40 }
mustafa bey, bu guzel yazi icin cok tesekkurler.

"bir insanın düşünme yetisini kimse gasp edemez, sorgulama ateşini kimse söndüremez" diyorsunuz ya... ona katilmiyorum. cocukluktan baslayarak bize yaptiklari tam da bu. simdi onemli olan o atesi yeniden canlandirma yollarini aramak. bence :-)

bir de...

"İnsan, insan olmanın tadını doğadan, nesnelerden, tüketim eşyalarından alamaz. " diyorsunuz ya... neden olmasin? yalnizca onlara kosullanarak insan olmaktan cikariz belki ama insan olmanin tadini doga, nesneler, hele de tuketim nesneleri yoluyla da aliriz. yine bence... :-)

ama sizin soylemek istediginiz baska bir sey sanirim. belki de insan olmanin tadinin bilincin seruveninde oldugunu soylemek istediniz.

insan olmak, bildigimiz siradan sempanzelik durumuyla bilincin seruveninin yasanmasi arasinda gezinen bir durum. ustelik, her birey o aralikta kendi birikimi oraninda geziniyor.

bazilarimiz sempanzeye daha cok daha sik yaklasiyoruz.

bazilarimiz bilinclilik tarafinda biraz daha cok oyalaniyoruz.

ne dersiniz?

selamlar,

deniz kizi

Diğer Sayfalar: 1.

 




Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

Türkiye artık yabancılar içinde ucuz değil…
2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git