AB devlet ve hükümet başkanları Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak İklim Zirvesi öncesinde, yoksul ülkelere yapılacak mali yardımların paylaşımı konusunda anlaşamadı. AB devlet ve hükümet başkanlarının Brüksel'de yaptığı iki günlük zirvedeki en önemli konulardan biri, Kopenhag'da düzenlenecek İklim Zirvesi öncesinde ortak bir tavır belirlenmesiydi.
Liderler sanayi ülkelerinin küresel ısınmayla mücadele için 2020'den itibaren yoksul ülkelere yıllık 100 milyar euro yardım yapması konusunda uzlaştı. Ancak AB'nin payına düşen miktarın üye ülkeler arasında nasıl paylaşılacağı konusunda anlaşma sağlanamadı. AB içinde başta Polonya olmak üzere bazı ülkeler, Brezilya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelere karbondioksit salınımlarını düşürmeleri için mali yardımda bulunmaya karşı çıkıyor.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, mümkün olduğunda adil bir paylaşım yapılacağını söylerken, Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB'nin masrafın üçte birini üstleneceğini dile getirdi. Kapanış bildirgesinde bu konuda somut bir rakam yeralmazken, sadece 'sera etkisine yolaçan gazların salınımının azaltılması çalışmalarından doğacak masrafın paylaşılacağı' ifadesi yeraldı. AB Komisyonu yetkilileri, miktarın yılda 2-15 milyar euro arasında olabileceğine dikkat çekti.
Almanya Başbakanı Merkel bu miktarın yüzde 20'sinin Almanya tarafından karşılanacağını, bunun da en az 400 milyon euro, en çoksa 3 milyar euro olabileceğini belirtti.
Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak İklim Zirvesi'nde Kyoto Protokolü'nün yerini alacak bir sözleşme üzerinde müzakereler yürütülecek. Sözkonusu sözleşmenin 2013 yılında yürürlüğe girmesi planlanıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, zirvede sözleşmenin hazırlanmasının beklenmediğini, liderlerin ancak bu sözleşmenin ana hatlarını belirleyebileceğini vurguladı.
Zirvede Lizbon Antlaşması önündeki Çek engelini kaldıracak bir anlaşma metni üzerinde uzlaşıldı. Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından eski Çekoslovakya'dan sürülen Almanların el konulan mülklerinin iadesine yönelik AB mahkemelerinde dava açılmasından ve olası tazminat taleplerinden endişe ediyordu. AB liderleri Çek Cumhuriyeti'nin AB Temel Haklar Sözleşmesi'nden muaf tutulmasını kabul etti. Böylece Lizbon Antlaşması'nın önündeki son engel de kaldırılmış oldu.