|
|
Bir Mektubun Anatomisi.Kategori: Ayorum Güncel | 2 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 20 Eylül 2009 12:01:27 Dünyada yüz binlerce gazete ve internet haber sitesi var. Bunların içinde yüzlercesi, yayınını Türkçe olarak sürdürüyor. Bu site ve gazetelerde yüzlerce köşe yazarı yazıyor. Bu yazarların bir bölümü ulusal yayın yapan sermaye sahibi yayın organlarında ücret karşılığı çalışıyorlar.
Bir bölümü de var ki, ister ideolojik olsun ister toplumsal sorumluluk, beş kuruş almadan kendi birikimlerini köşelerinde paylaşıyor. Bakmayın kolay iş değil düzenli yazı yazmak. Ve bu yazıları okutmak. Konu bulacaksınız, oturup zamansızlık çağında zaman ayıracaksınız, yazacaksınız. Anlatmak istediğinizi okuyana doğru aktarabilmek için üzerinde özenle uzun uzun çalışacaksınız. Yayınlayacağınız ortama zamanında ulaştıracaksınız. Yazınız editörden geçecek. Yayına hazırlanacak, gazeteye ya da siteye girecek. Birileri de bu yazıya ulaşacak, okuyacak. Biz, Türkçe konuşan tüm dünyadaki insanların en büyük özelliği her konuda çok uzun zaman konuşmamıza karşın, yazma okuma konusunda oldukça tembel oluşumuz. Genlerden mi eğitimden mi bilmem ama okuduğumuzu da anlama konusunda yeterli olduğumuz tartışılır. Bunu aldığımız yorumlardan anlamak zor olmuyor.
Yazmak kolay değil. Denemesi kolay, geçin bir beyaz kağıdın ya da ekranın karşısına fikirlerinizi yazın şöyle anlamlı, 300 sözcük çıkartın. Anlarsınız kolay mı. Bunun düzenli hergün ya da her hafta yapıldığını düşünün. Bir yayın kurumunun kurucusu ve yöneticisi olarak, iyi bir yazar bulmanın kolay olmadığını söylemeliyim. Hem birikimli olacak, hem yaratıcı ve sorgulayıcı bir zeka ile paylaşımcı ve sorumluluk sahibi bir kişiliği olacak, hem de özverili. Çok kişi ile görüşülür, yazarım der, iki üç yazı sonra arkası gelmez. Diyelim ki, gerçek yazar bulundu, tüm birikimleri, emeği ile yazıyor. Siz de emek verip yayınlıyorsunuz. Başlar yorumlar gelmeye. Bu İnternetin sağladığı çok önemli, çok değerli bir karşılıklı iletişim olanağıdır elbette. Yorumların olumlu ya da olumsuzluğuna bakılmaz, karşılıklı paylaşım olması çok önemlidir. Yazarlar da okunduklarını, düşüncelerine değer verildiğini görür. Bazan okuyucular yazarın bakış açısını destekler, bazan da yeni bakış açıları katar. Dozun kaçtığı da olur, küfür edenler hakaret edenler eksik olmaz. Her birine tek tek yanıt vermek olanaksızdır, gereksiz de. Editör yorumların içeriğine bakar, hakaret içerenleri onaylamaz. Bazen bu yorumlar tehdit boyutuna ulaşır ki, geçen hafta bunu ne yazık ki yaşadık. Yazarlarımızdan Gündoğdu Gencer’e bir tehdit mektubu geldi. Mektup ilginç. Oldukça özensiz bir yazı, kötü bir Türkçe, hiç bir yazın kuralı yok. Dürüstlük hiç yok! Adres yalan, ad uydurma. Mizah mı yapılmış yoksa kendince göz korkutmamı bilinmez, cenaze işlerinin antetli kağıdına yazılmış. Adres yalan demiştik ya, hem yalan hem yanlış, Old Toongabbie yerine Old Tungabe yazılmış. Gelelim bu yalnızca 28 kelimeden oluşan, daha doğrusu hiçbir yazın kuralına uymadığından, oluşmaya çalışan mektuba. Sayın diye başlıyor ki bence çok anlamlı. Çünkü insanlar değer verdiklerine ya da kendilerinden daha güçlü gördüklerine sayın diye hitap eder. Merak ettiğim bir kaç nokta var: Suç olduğunu bile bile neden böyle bir mektup yazılmış? Kendi fikrini ortaya koyup, yazarın fikrini tatışabileceği, hatta belki de çürütebileceği bu kadar ortam, olanak varken, neden tehdit yolunu seçmiş bu kişi? Peki, bu yazılardan bu kadar rahatsız oluyorsa, neden okuyor? Düşünceden kimler, neden korkuyor?
Yorumlareflatun
{ 02 Ekim 2009 05:04:21 }
O asagilik tehtid mektubunu yazdiran anlayisa lanet ediyor, siddetle kiniyorum.
Yeter kirdiginiz kalemler!!! Ali Asker
{ 28 Eylül 2009 08:33:51 }
Ayorum''un bır aydına, bir üretken insana ve de kendi yazarına sahip çıkan tavrını kutluyor, düşünce susturluması gibi ilkel bir oyunun içinde olanları şiddetle lanetliyorum. Fikre karşı gelinmek isteniyorsa fikirle ortaya çıkılmalıdır. Yoksa üstü kapalı veya açık tehditlerle, gazetelere ekonomik gözdağı vermelerle, köşe yazarlarına ısmarlanmış yazılarla bir fikir adamı susturulamaz. Görüşlerine katılalım katılmayalım söyleyecek sözü olan herkes söylemeli ve okurun yorumlarına bırakılmalıdır. Gündoğdu''nun da yalnız olmadığı bilinmelidir.
Diğer Sayfalar: 1. Bizlerden farklı düşünen onlarca yazara nasıl hoşgörü gösteriyorsak aynı hoşgörüyü başkalarından da bekleme hakkımızdır
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|