|
|
Kutsal İneklerKategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 05 Eylül 2009 16:08:35 Kutsal inek (sacred cow) deyimi Hindu kültüründen kaynaklanır. Eleştirelemeyecek ölçüde yüceltilen kavramlara, inançlara, kişilere, kurumlara "kutsal inek" denmesi bizim birisine "inek" dememiz gibi hakaret içermez. Okulda gözü ders çalışmaktan başka birşey görmeyenlere şimdilerde İngilizce "nerd" dendiği gibi bizler de "inek" derdik.
Kafasını kaldırmadan haldır haldır ders çalışmak ta “ineklemek” idi. Kırsal Hint toplumunda ana protein kaynağı olan sütü veren, sütünden peynir (paneer) ve yoğurt yapılan, dışkısı tarlaya atıldığında gübre olan, tezek olarak yakıldığında haşeratı uzak tutan, tezeğin küllerinin yine gübre olarak kullanıldığı düşünülürse inek kesmek bir yerde “altın yumurtlayan tavuk”u kesmeye denkti. Günümüzde her toplumda böylesi kutsal inekler var. Oysa insanda beyin oldukça, ve bu beyne düşünme yetisi kazandırılmışsa “eleştirme” demek “düşünme” demeye denk düşer. Gerek Avustralya, gerekse Türkiye toplumundaki kutsal inekleri benim saymama gerek yok; hepimiz bunları az çok biliyoruz. Birkaç hafta önce Meksika küçük miktarlarda eroin, kokain ve esrar bulundurmayı suç olmaktan çıkardı. Arjantin’de de küçük miktarlarda esrar bulundurmak artık suç değil. Diğer uyuşturucular için de aynı biçimde davranılması bekleniyor. Uyuşturucuların yasaklanması çoğu ülkedeki “kutsal inek”lerden birisi. Örneğin ABD’de her yıl 870,000 kişi esrar bulundurmaktan tutuklanıyor. 1970’lerde o zamanki devlet başkanı Richard Nixon’ın açtığı ve bugüne dek halâ çoğu ülkede uygulanan “uyuşturucuyla savaş”ın başarısız olduğunu görmemek için kör olmak ya da “dokunmayın benim kutsal ineğime” demek gerekiyor. Bu savaşın mantığı “eğer uyuşturucu arzını engellersek talep te azalır” gibi ters bir mantığa dayanıyor. Oysa insan kapitalizmin babası ABD’nin bilmesini umardı ki “talep varsa bu mutlaka bu talebi karşılayacak arz da bulunacaktır”. Yalnızca ABD her yıl ülkeye uyuşturucu girmesini engellemek için 70 milyar dolar harcıyor. Bundan 90 yıl önce bu ABD 1919’da yobaz Hıristiyanların baskısına boyun eğerek anayasayı değiştirmiş ve alkollü içkilerin satışını, imalâtını ve dağıtımını yasaklamıştı. 1933’e kadar süren bu yasak o zamana kadar kumar ve hırsızlık üzerine çalışan Mafia’yı alkole yöneltmiş ve palazlandırmıştı. Çünkü talep vardı ve talep olan yasak bir maddenin satışı büyük kârlar getirmekteydi. Bu kadar kâr eden bir sektör elbette bu kârlarını sürdürebilmek için birçok yetkiliyi, polisi, milletvekilini yolsuzluğa itmiş, rüşvet almış yürümüştü. Yine bu dönemde Amerika'nın pamuk üretimi artmış, kendi pamuğunu dünyaya satmak için pamuğun karşısındaki en güçlü rakibi olan kenevire esrarın hammaddesi olarak bu tarihten sonra ABD`nin öncülüğünde küresel bir yasak getirilmişti. Oysa plastikler yaygınlaşmadan önce halatlar, urganlar ve birçok dokuma kenevirden yapılırdı. 1937`de çıkan “Marihuana Vergi Yasası” ile ABD`de esrar mutlak biçimde yasaklanmış, önceleri Muggles (marijuana) isimli bir parça besteleyen ünlü müzisyen Louis Armstrong bu yasaktan sonra Kaliforniya`da esrar bulundurmaktan göz altına alınmıştı. Eroin alkolden daha fazla bağımlılık yaparsa da salt bilimsel olarak baktığımızda alkol kullanımı sağlık açısından eroin kullanımından daha zararlıdır. Esrarın ve haşhaşın fizyolojik zararları hakkında bilim dünyasında henüz bir fikir birliği yoktur. M.Ö. 3400 yılından beri Mezopotamya’da afyon yetiştirilir. Afyondan baz morfin yapılır, bundan da birçok ilâçta kullanılan kodein elde edildiği gibi morfinden üç kat daha güçlü olan eroin üretilebilir. Ünlü ilâç şirketi Bayer 1898'den 1910 yılına kadar aspirinin yanı sıra eroini serbestçe pazarlamış, eroin çocuklar için öksürük ilâcı olarak satılmıştır. 1920’lerde İstanbul’da üç tane yasal eroin fabrikası vardı. 1924’te ABD ve daha sonra her ülke eroini yasaklamıştır. Eroinden ölümler genellikle içindeki katkı maddeleri ve değişen saflık derecesi nedeniyle (overdose) aşırı miktarda alma nedeniyle (aşırı alkolden ölümler gibi) ya da kokain gibi başka maddelerle karıştırılması sonucu olur. Bugünlerde afyon üretimi ve bundan imâl edilen eroin Afganistan’daki insanlık-dışı Kuran talebeleri (Taliban) rejimini finanse etmektedir. Baz morfinin ve eroinin yasa dışı olması fahiş fiyatlarla dünya piyasasına sürülmesine yol açmakta, bundan edilen astronomik kazançlar da silâh sanayiini beslemektedir. Güney Amerika’da daha önce yüzyıllar boyu geleneksel olarak çiğnenen koka yaprakları bugün kokain üretiminde kullanılmakta ve örneğin Kolombiya’nın çeyrek yüzyıldır süren iç savaşını finanse etmekte, Meksika, Peru ve Bolivya’da kokain ticareti yapan güçlü ve zengin kişiler devletten daha güçlü olmakta, ülkelerde diledikleri gibi at oynatabilmekte, ilkelerin toplumsal yapısını altüst etmektedirler. BM Uyuşturucu ve Suçlar Ofisinin tahminlerine göre Orta Asya, Afganistan ve Uzak Doğu’dan Avrupa’ya yılda 5 milyar dolarlık uyuşturucu gelmektedir. Fransız Çağdaş Suç Tehlikesi Etüt Dairesi başkanı François Haut’a göre PKK Paris mahallelerinde satılan uyuşturucuların yüzde 80’inden ve Avrupa’ya giren eroinin üretim ve dağıtımının yüzde 40’ından sorumludur. Gerek terörizmin, gerek Taliban yönetimi gibi çağ-dışı insansıların, gerekse yasadışı yollardan edinilen büyük servetlerin toplum düzenini bozmasının önü alınacaksa atılabilecek en önemli adım bunların maddî kaynaklarını kurutmak olmalıdır. Uyuşturucular yasak ve yasa dışı olmaya devam ettiği sürece bunların piyasa değeri yükselir ve üstelik son 80-90 yılın kanıtladığı gibi uyuşturucu kullanımı da azalmaz. Bunun çözümü her uyuşturucunun devlet denetiminde (sigara ve alkol gibi) ruhsatlı ve serbest olmasıdır. Bir yandan terörizmle mücadele teraneleri okuyup öte yandan bunların maddî kaynaklarını kurutmamak çılgınlıktır. Maksika ve Arjantin ilk adımları atmış bulunuyor. Umarız yasakçılar kutsal ineklerinin başkalarını beslediğini görürler artık.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|