Türkiye, karbondioksit salımı sıralamasında 32 Avrupa ülkesi arasında yedinci. En çok karbondioksidi salan bölgeler ise evlerde İç Anadolu, ulaşımda ise Ege Bölgesi. Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ile Sabancı Üniversitesi'nden Doç. Dr. Yıldız Arıkan'ın çalışması, Türkiye'nin çevreye saldığı karbondioksit miktarlarını ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre Türkiye’de kişi başına düşen karbondioksit salımı Avrupa ortalamasına göre düşük görünse de toplam karbondioksit salımı sıralamasında yüksek kirletici ülkeler arasında yer alıyoruz.
Evsel kaynaklar açısından İç Anadolu, ulaşım kaynakları açısından Ege en çok karbondioksit salan bölgeler. Bölgelerin enerji kaynaklarına bakıldığında kömür tüketimi sonucu en çok karbondioksit Güneydoğu, Doğu Anadolu ve Karadeniz’de doğaya karışıyor. Ulaşımdan kaynaklanan karbondioksit miktarları batıdan doğuya doğru gidildikçe azalıyor.
ENERJİYİ VERİMSİZ KULLANIYORUZ
Türkiye’de teknolojik altyapının verimsiz ve yoğun denecek kadar karbona bağımlı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu şöyle dedi: “Gayrisafi yurtiçi hasılaya oranla karbondioksit salımını hesapladığınızda, ekonomiye bir Euro katma değer sağlamak için 680 gram karbondioksit salındığını görürsünüz. Bu tüm Avrupa ülkeleri içindeki en yüksek değer.
Kumbaroğlu şöyle devam etti:
“Ekonomik altyapımız son derece karbon yoğun ve enerji kullanımı son derece verimsiz. Nitekim bizim enerji tüketimi başına karbondioksit salımları hesapladığınızda yine 4.12 ton karbondioksit bir ton eş değeri petrol kullanımında ortaya çıkıyor. Avrupa ülkeleri sıralamasında ikinci sırada.
“Bir de biliyorsunuz Kyoto’ya Türkiye bugün itibari ile de resmen taraf okmuş durumda. Kopenhag’daki görüşmelerde öne çıkacak olan bir konu salım yoğunlukları olacaktır. Biz hep kişi başı salımlarımız aman çok düşük diyorduk ama işin içine baktığımızda aslında hiç de iyi durumda olmadığımızı görebiliyoruz. Bu salım yoğunlukları Kopenhag’daki Kyoto sonrası yeni anlaşma için ön planda olacak. Avustralya, Kosta Rica, Japonya’nın Kyoto sonrası anlaşma için verdikleri öneride, iki hafta önce Bonn’da verdikleri öneride var bunlar. Dolayısıyla zorlu bir süreç bizi bekliyor.”
“Bölgelere bakmanızın sebebi de bir anlamda ayağımızı denk almamız yoksa bunun faturasının biz ağır olacağı yolunda. Bu neden kaynaklanıyor kim nasıl politikalar geliştirilmeli nasıl uygulamalar yapılmalı ki azaltalım bunun için bu bölgelere bakıldı. Karasal iklimde özellikle hane halklarında çok önemli salımlar söz konusu. İşte İç Anadolu ilk sırada 1924 kilogram yılda karbondioksit salımı ile.
KÖMÜRDEN KURTULAMADIK
“İşin içine baktığınızda özellikle ısıtma için kullanılan yakıttan kaynaklanıyor. Bir, kömür kullanım oranı çok yüksek. İki, evlerin enerji verimliliği çok düşük. Yani ortalama Türkiye'deki enerji ihtiyacı bir konutta metrekare başına 200 kilovat saat düzeyinde iken aynı iklim kuşağındaki bir şehirle karşılaştırdığımızda Avrupa ortalaması 100 kilovat saat düzeyinde. İzolasyon, teknoloji, yakıt, yenilenebilir enerjilerin daha fazla kullanılması, kömür kullanımının özellikle ısıtma için azaltılması gibi yöntemlerle yavaş yavaş düşük karbon ekonomisine geçmek zorundayız.
“Ulaşımda Ege, İç Anadolu hatta Marmara ilk üç sıra bunlarda. Burada tabi ekonomik aktivitede daha gelişmiş bölgeler mobilitede daha yüksek. Ama mesela ben hani yapmadan önce araştırmayı Marmara’nın ilk sırada olmasını beklerdim. Bu böyle olmayınca bakıyorsunuz ki Marmara’da şehir içi ulaşımda toplu taşıma kullanım oranı yüksek diğer bölgelere göre. Karbondioksit salımlarının ulaşım araçlarına dağılımına baktığınızda Marmara’da yüzde 17 otobüs kullanılıyor. Oysa Ege’de yüzde 9. “