|
|
Okunmuş Yayına hazırKategori: Yaşam | 0 Yorum | 08 Ağustos 2009 02:40:51 Esenyurt'da oluşturulan İl dernekleri platformu ve Esenyurt Belediyesi iş birliği ile Cumhuriyet meydanında 30 gün sürecek olan iller bazındaki festival için, dernek başkanları belediye başkanı KADIOĞLU ile bir toplantı yapmışlardı. İlginçtir yapılan bu toplantı Sivas`da Madımak otelinde 37 kişinin vahşice yakıldığı katliamın 16. yılına denk geliyordu.
Esenyurt İl Dernekleri kentin demokratik sorunlarına da sahip çıkacaklar mı ? Dernekler kültür ve dayanışma adını taşımaktadır. Bu ifadelerde özünde insan hakları, insana sevgi ve fikir özgürlüğü yer almaktadır. Dernekler birer sivil toplum kuruluşu olup, halkın beklentilerine cevap olmak durumundadır. Kültürel faaliyetler elbette önemlidir. Ancak ülkemiz feodalizm ve aşiretçi uygulamalardan dolayı inanılmaz derecede olumsuzluklar yaşadı. Böylesi modern bir çağda ve metropol bir kentte yapılan bu uygulama toplumu daha fazla kamplara bölerek kabile yaşamına ön ayak olacağı kaçınılmaz gibi görünüyor. Dolayısıyla ben bu uygulamayı geri bir yaklaşım olarak görüyorum. Çünkü Esenyurt’ta bu uygulama ile hem muhalefet pasif konuma getirilmesi hem de yerel derneklerin amacından saptırılması söz konusudur. Bence Kadıoğlu Esenyurt Kent Konseyi’ni kendi politik çıkarları doğrultusunda kullanamadığı için böyle bir yola baş vurmuştur. İl Derneklerinin bu duruma alet olması pek anlaşılır bir durum değildir. Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi \ bir çok dernek, sendika ve benzeri kuruluşlar Sivas katliamını lanetlerken, ESENYURT İl derneklerinin bunu görmezden gelmesi, ya kasıt ya da cehalet göstergesidir. Her iki halde de inanılmaz gaflet ve aymazlık vardır. Derneklerle yapılan toplantıda KADIOĞLU; Sivas olayları karanlık güçler tarafından yapılmıştır diye not düşüyor. O faşist katliamı yapanların ve KADIOĞLU’nun dünceleri arasındaki farkı Esenyurt halkı merak etmektedir. Eskiden mensup olduğu partinin bakanlık yapmış kişilerinin Sivas katliamı yapan katillerin avukat ve savunuculuğunu yaptıklarını KADIOĞLU ne çabuk unuttu. İnsan beyni unutma hastalığına her zaman mağlup olmuştur KADIOĞLU’ nun bu gibi hassas konularda okuyup öğrenip ondan sonra konuşmasını tavsiye ederiz KADIOĞLU kendisini “Sivas’da katl edilen 37 kişiye mi yoksa katledenlere mi yakın görmektedir” açıklarsa seviniriz. Nitekim aynı KADIOĞLU 2007 seçimlerinden önce İzmir de yapılan miting için “Bizi kızdırmasınlar biz onların atalarını İzmir de denize dökmüştük gerekirse yine dökeriz” diye bir cevher yumurtlamıştır. İşin garibi CHP de dahil kendine sol misyonu biçen hiçbir parti ve hiçbir demokratik kitle örgütü (Esenyurttakiler dahil) bu hakarete tepki göstermemişlerdir. Bilinen gerçektir ki Kurtuluş savaşı sırasında İngilizler ve Yunanlılar dostumuzdur. Onlara silah çekmek, cehennemlik olmaktır. Asıl düşman Allahsız Kuvayi Milliye, diye fetva verilmiştir. Bu fetvacılardan önde gelenlerden birisi dürzüzade ( veya dürizade) efendidir. Bu sözler ve ifadeler KADIOĞLU’ na bir anlam ifade ediyor mu ? Defalarca Atatürk’ ün heykelini meydanlardan kaldıran veya değiştiren KADIOĞLU, Mustafa Kemali mi kendine yakın görüyor yoksa ona karşı fetva verenleri mi? Ey dernekçiler demokratik kitle örgütü olmanın asli görevi, bilmek, bilmiyorsa öğrenmek, sahip olduğu kültürünü korumak geliştirmek ve devam ettirmektir. İller arasındaki ilişkileri geliştirmek demokratça bir tavırdır. Kendilerini takdir ederiz.ama dernekçiler sorgulayıcı araştırıcı ve hesap sorucu olmalıdır. Bunları yaparken de kişilikli ve onurlu bir tavır sergilemelidir. Yöneticiler gelip geçicidir ama dernekler kalıcıdır. Derneklerin onurlarını korumak, üyesi olan kişilerin de onurlarını korumak anlamına gelir. Kaba tabirle derneği satmak veya siyasi emeller uğruna ve hoyratça kullanmak dernek mensuplarına da saygısızlık anlamındadır. Dernekçilik insanlara saygı, kişi haklarına saygı demokrasiye saygı gibi bir çok olumlu unsurları içermektedir. Lütfen bu konulara özen gösteriniz. Size güvenen insanların güvenlerini boşa çıkarmayınız. Bir hafta sonra eğlence bitecek… Kadıoğlu, Göle Kaşar Festivalinde; küçük dağları bırakıp büyük dağları yarattım havasındaydı. Ayrıca Esenyurt’da muhalefeti susturduğunu zannediyor. Kadıoğlu’na iyi bir muhalefet yapılmadığı için bayılmayı ölme zannediyor. Oysa ki “Keser döner sap döner,bir gün olur hesap döner” misali gün gelecek herkesten hesap sorulacak ve kimse hesap vermekten kaçamayacaktır. Esenyurt Cumhuriyet Meydanında yemek kültürü ve türkü kültürünü yaşatabilirler. Ancak Esenyurtta yaşayan halklar mozaiğinin beraberinde getirdikleri ahlaki ve kültürel değerlerin korunması ve yaşanması için o kentteki yolsuzluklara, haksızlıklara ve ayrımcılığa karşı hesap sorarak yaşatılabilinir. Hz. Alinin dediği gibi “Haksızlıklara karşı çıkıp hakkın aramayan hem hakkını hem de şerefini kaybeder” Şayet bu gibi festivallerde bir araya gelip dost arkadaş olan dernek yöneticileri öncelikli olarak kentin sorunlarına sahip çıkmaz ve sorgulamazlar ise; yapılan bu festivalde Kadıoğlu’nun yalakaları güler, yoksul ve emekçi halk yine ağlar. Sonuç olarak;Anadolu insanına gurbette sahip çıkılmazsa yol haritası ebedi bulunamaz. Irak’ta, Afganistan’da ve Filistin’deki insanlar kimliklerini kaybettikleri için korku içinde dolaşmaktadırlar. Dolayısıyla Esenyurt İl Dernekleri de öncelikli olarak Esenyurt halkına saygın ve onurlu bir kimlik kazandırmak zorundadırlar. Bu doğrultuda yapacağınız çalışmalar için şimdiden başarılar dilerim. Mustafa Küpeli
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|