|
|
Foça ve KybeleKategori: Kültür/Sanat | 1 Yorum | Yazan: Muammer Toprakcı | 31 Temmuz 2009 03:52:19 Türkiye'ye yola çıkmazdan önce,karamsar bir yazı yerine içimi aydınlatan bir sevincimi sizinle paylaşmayı tercih ettim. Birkaç ay önce,bir kaptan arkadaşımın davetiyle Foça'da bir uğurlama törenine katıldım. Çok heyecanlıydım. Değerli Prof.Osman Erkurt başkanlığında 360 Derece Araştırma Gurubu,uzun zaman alan çalışmalarını tamamlamış ve Kybele'yi denize indirmişlerdi.
Şimdi de yolculuk başlıyordu... Şimdi siz , bu ne gurubu, ne Kybele’si ne yolculuğu diye soruyorsunuz. Gelin baştan anlatayım... Türkiye’de güzel şeyler de oluyor. Laf yerine iş üreten bir gurup ülke sevdalısı iyi insan biraraya gelerek güzel çalışmalara imza atabiliyorlar. 360 Derece Araştırma Gurubu’da bunlardan bir tanesi. Anadolu’nun binlerce yıllık bir kültürün mirasını bize bıraktığı, bize düşen görevin de hem bu toprakların üzerinde yaşayan insanlarımızın bu mirasın bilincine varmalarına yardımcı olmak hem de dünyaya bu zenginliği tanıtmak olduğu amacıyla bir araya gelen bu gönüllüler topluluğu, inanılmaz güzelliklere imza attılar. Bildiğiniz gibi, Bodrum’da dünyanın en büyük su altı müzesi var. Dünyanın bir anlamda en eski ticari batığı olan ve Uluburun’dan çıkarılan tekne, içindekilerle birlikte sergileniyor. İşte bu gurup, Uluburun batığının birebir kopyasını o günkü teknikle yeniden yaparak suya indirdi ve eski Fenike’den Mısır’a oradan Anadolu’ya olan yolculuğunu o günkü koşullarda gerçekleştirdi ve kültür dünyasının ilgisi bir anda Türkiye’ye odaklandı. Yolculuğun sonunda da tekneyi binlerce yıl önce battığı yerde batırdılar. Şimdi aslı Bodrum Sualtı Müzesi’nde, birebir kopyası da battığı yerde sergileniyor. Çünkü batık şimdiden Türkiye’nin en önemli dalış merkezlerinden birisi oldu. Sonra, 1800’lü yıllarda İzmir körfezinde salınan teknelerin kopyalarını yaparak denize indirdiler. Şimdi önemli gün ve kutlamalarda, yarışlarda kuğu gibi süzülerek körfezimizi şenlendiriyorlar. Son olarak Kybele projesi gerçekleştirildi. Biliyorsunuz, MÖ.600’ler de Pers’liler Anadolu’ya saldırmışlar ve işgal etmişlerdi. Batı Anadolu’daki İon kentleri çatışma ve büyük acılardan sonra bir bir düştüler. Pers ordusu Foça(Phokaia) surlarının önüne geldiklerinde, kent yöneticileri Pers’lilerden 3 günlük bir zaman istediler; kendi aralarında tartışacaklar ve sonunda belki de şehri direnmeden teslim edeceklerdi. Böylece her iki taraftan da çatışmada kan dökülmemiş olacaktı. Pers’liler öneriyi kabul ettiler ve Foça’lılar bu süre içinde tüm hazırlıklarını tamamlayarak teknelerine binip güzelim topraklarını terkettiler. Yolculukları uzun ve çetin oldu. Sonunda İtalya, Fransa ve İspanya kıyılarına ulaşarak buralarda yeni yerleşim yerleri kurdular. Foça’lıların kurduğu bu kentlerin en önemlileri bugünkü Marsilya ve Nice’dir. Gidenler bilirler, bugün Marsilya limanındaki bir plakette ”Bu kent Foça’lılar tarafından kurulmuştur” yazar. O yüzden de Avrupa’nın bu şehirlileri kendilerini Foça’lıların torunları olarak görürler. Hatırlarsınız Türkiye’de (hafızam beni yanıltmıyorsa) ilk tatil köyü Fransızlar tarafından Foça’da kurulmuştu... Bu tarihsel geçmişi niçin anımsattım? İşte, 360 Derece Araştırma gurubu o gün yani günümüzden 2500 yıl önce Foça’lıların binip gittikleri teknelerden birinin o günkü yöntemleri kullanarak yine kopyasını yaptılar ve adını da o günkü kadın tanrıçası Kybele’nin adını koydular. 2 Mayıs günü benimde katılma onuruna eriştiğim bir törenle, 20 kürekli bu tekneyle 30 gönüllü yola çıktılar. Nereye mi gidiyorlar? Phokai’lilerin rotasını izleyerek ver elini Marsilya, Velia, Aleria, Nice, Antibes gibi Foça’lıların kurduğu şehirler... Tüm bu kentlerde törenlerle karşılanacaklar... Ardından nehir yoluyla Paris... Yine nehirleri takip ederek 9 Avrupa ülkesini geride bırakarak Karadeniz’e çıkacaklar... Final daha da muhteşem olacak; 2010 Kültür Başkenti törenlerine katılarak bu inanılmaz macerayı İstanbul’da noktalayacaklar... Selam olsun bu çabayı yürüten ülke sevdalılarına... İnsan heyecanlanmaz mı?... Kimbilir, bakarsınız bu gezinin kısa bir etabına katılabilir ve size Kybele’den selam gönderirim... Değerli okurlar, bu topraklar hepimizin. Bu inanılmaz kültür birikimi de öyle... Kurda kuşa yem etmemek de yine hepimizin boynunun borcu...
Yorumlarnihat ziyalan
{ 31 Temmuz 2009 06:26:00 }
MERHABA TOPRAKÇI
Diğer Sayfalar: 1. Önce Ayorum'a hoşgeldin. Sonra Kybele projesine, güzel yazına ekleyeceklerim var: Bir süre Avustralya'da yaşayan Ressam Muhsin Kut, Kybele projesi için haziranın başlarında arabası resim dolu Marsilya'ya gitti. Daha önce Kybele projesi kapsamında Marsilya'ya giderek resimler çekip, sergiye hazırlanmış. Kybele teknesi Marsilya'ya çıktığında sergi de açıldı. Yolculuğa çıkmadan önce Kut'ların evinde yemek yerken bir yandan da resimlerin fotoğraflarını seyrettim. Muhsin Kut'a yakışacak güzellikte işlerdi. İktidar yanlısı bir proje olmadığı için bizim medyada pek dillenmedi ama duyduğuma göre dış medyada 1. haber olarak geçmiş. Tekrar hoşgeldin sevgili Muammer Toprakçı. Ayorum, siteyi hazırlayanların kişiliğinden ötürü okuyucularının güvenini kazandı. Dünyanın heryerinde izleyeni var. Buna New York'ta bile tanık oldum. Oradaki okurlarla karşılaşınca şaşırdım. Yazılarınla Ayorum'u daha bir zenginleştireceğine inanıyorum. Dostlukla. Nihat Ziyalan
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|