Bekir Coşkun: "Korkuyorum ama korkak değilim". Gazeteci yazar Bekir Coşkun, Ayvalık'ta verdiği konferansta, insanların her zaman kendisine korkup korkmadığını sorduklarını belirterek, "Korkuyorum ama korkak değilim" dedi.
Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde Atatükçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen 'Lozan' konulu söyleşiye katılan gazeteci yazar Bekir Coşkun, "Ben çocukken güneş tutulduğunda herkes bir şeylere vurarak gürültü çıkarırdı ki güneş kurtulsun diye. Tencereler, bidonlar, tavalar, tenekelere vurulurdu, hatta silah atanlar vardı. Benim de bir tenekem vardı. İki ucunu delip paslı tenekeyi boynuma geçirirlerdi ve evimizin toprak damında her güneş tutulduğunda o tenekeye ben de vururdum güneşi kurtarmak için. Şimdi bu anı çocukluk belleğimde var" dedi.
Teneke çalmanın küçümsenecek bir olay olmadığını ifade eden Coşkun, "Sakın küçümsemeyin teneke çalmayı. O bir dayanışmanın, güneşi kurtarmaya çalışmanın yürekliliğini göstermektedir. O tencere ve tavaların birbirine dokunmasıyla insanların bütünleşip en olmadık şeyleri gerçekleştirmelerinin sembolüdür. Hepimizin boynunda bir teneke vardır. Gerektiği zaman onu herkes çalar. Nitekim tepkilerin tencere, tavaya dönüşmesinin bir dönemde çok işe yaradığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Korkmayın ve sakın küçümsemeyin tenekeleri" diye konuştu.
Lozan'ın bedelinin ağır ödendiğini belirten Bekir Coşkun, "Bugün her ülkenin bir Lozan'ı vardır. Tunus'un vardır, Cezayir'in vardır. Kenya'nın vardır. Her devletin bir kuruluş belgesi vardır. Türkiye'nin Lozan'ı farklıdır. Lozan'ın bedeli çok ağırdır. Lozan için bir ülke bütün çocuklarını vermiştir. Bütün varlığını vermiştir. Bir ulusun ulus olarak dirilişidir Lozan. Lozan herhangi bir ülkenin vakıf belgesi değildir. 143 maddelik, İsviçre'nin Lozan kentindeki Lozan Üniversitesi'nin salonunda imzalanan bir belge" açıklamasını yaptı.
Korkunun insani bir davranış olduğunu ancak korkaklığın kötü olduğunu ifade eden Bekir Coşku, şunları söyledi:
"Gelirken içinizde bir endişe hissetmediniz mi? Aklınızdan dahi geçmedi mi? O zaman bir tek benim aklımdan geçmiş. Sizler iyi insanlarsınız. Sizlerin aklından geçmemiş olabilir. Televizyona çıkan gazetecileri, sanatçıları duydunuz. Hep korktuklarını söylemediler mi? Ertuğrul Özkök, 'Korkuyorum' diye yazı yazmadı mı? Demek isteğim bu. Sonuçta baktık güneş tutulmuş. Tenekelerimizi boynumuza astık. Tan, tan, tan vuruyoruz. Bizim buna vurmamız en demoratik hakkımız. İnsanlık hakkımızdır. Türklerin içindeki yüce bir duygudur bu. Susturmak mümkün değildir. Korkutan olabilir. Endişeleriniz olabilir. Ama biz yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Bana her zaman soruyorlar, 'Korkmuyor musunuz?' diye. Korkuyorum ama korkak değilim. Korkmak Allah'ın verdiği bir duygudur. İnsanlar korkabilirler fakat korkuya yenildiğiniz zaman korkaklık olur. O onurlu insanlara yakışmaz."
Coşkun, Ergenekon davasından tutuklanan Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay ile çok yakın arkadaş olduğunu ifade ederken, izleyiciler arasında bulunan Balbay'ın ablası Fidan Çavdar, salondakilere ve Coşkun'a kardeşinden selam getirdiğini ifade etti.
Bekir Coşkun, yakın arkadaşı Emin Çölaşan'ın Hürriyet gazetesinden ayrıldığı süreçte kendisinin de bir ara Cumhuriyet gazetesine geçme durumunun söz konusu olduğunu sözlerine ekledi.