|
|
Ak sözsüz Aköz...Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: Haberci | 24 Temmuz 2009 12:24:23 Katıldığı bir programda görüşlerini açıklayan Yargıtay emekli savcısı Ahmet Gündel'in sözlerine dayanarak HSYK'da çoğunluğun isim vermeden Alevilerde oduğunu yazan Emre Aköz'ün iddiasını araştıran Gazeteport, Aköz'ün savcının sözlerini çarpıttığını ortaya çıkardı.
Geçtiğimiz salı günü Yavuz Baydar'ın sunduğu S Haber'de yayınlanan Rota programına konuk olan Yargıtay Emekli savcılarından Ahmet Gündel, HSYK krizini değerlendirmiş ve Aköz de bu değerlendirmeleri köşesine taşıyarak HSYK'de görev yapan kişilerin daha çok Alevi olduğu iddiasında bulunmuştu. Program kayıtları, bu iddiasını savcının görüşlerine dayandıran Aköz'ü yalanlıyor. Yargıtay emekli savcılarından Ahmet Gündel programda Türkiye'de yüksek yargı organlarında görev yapan savcı ve yargıçların profillerinin Türkiye'nin genel yapısına uygun olmadığını, burada görev yapanların daha çok siyasal, ideolojik ve mezheplerine (isim vermeden) bakıldığını söyledi. Gündel bu değerlendirmeleri yaparken stüdyoda gazeteci Emre Aköz de vardı. Sonraki gün Aköz Sabah gazetesindeki köşesinde, "Savcının dediği mezhep hangisi?" başlığıyla şunları yazdı: Geçen akşam, 'S Haber'deki Rota programında, emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, yüksek yargıdaki krizle ilgili çok önemli ipuçları verdi. Konuyu 'içeriden' bilen Gündel, yüksek yargının, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından uzun yıllardır sistemli biçimde siyasallaştırıldığını söyledi. Gündel, Yavuz Baydar'a bazı kararların mezhepsel kaygılarla da alındığını belirtti. Gerçekten de yüksek yargı kadroları belli bir mezhepten hukukçuların hâkimiyetinde mi? Nüfusun yüzde 15'ini oluşturan bir mezhep üyelerinin, yüksek yargıdaki koltukların diyelim ki yüzde 50'sine oturmaları normal mi? Hele hele, bu mezhepten vatandaşlar, istisnalar haricinde, kitlesel olarak CHP'yi destekliyorsa... Darbe amaçlı cumhuriyet mitinglerinde aktif olarak yer aldılarsa... Ergenekon'un hükümetin uydurması olduğu propagandasını yapıyorlarsa... Zihinler karışmaz mı? Not: "Sol kesim niye Ergenekon davasına uzak duruyor" diye soranlar, olayı bu açıdan da düşündü mü?" Emre Aköz'ün bu yazısına başta Aleviler olmak üzere toplumun bir çok kesiminden tepki geldi. Aköz ırkçılık yapmakla suçlandı. İlgili programın görüntüleri izlendiğinde emekli savcı Gündel'in söyledikleriyle Aköz'ün iddia ettiği mezhep mevzusu arasında bir çarpıtma olduğu anlaşılıyor. Savcı, yüksek yargı üyelerinin daha demokratik bir seçimle görevlendirilebileceğini savunurken, Aköz bu söylemi mezhep kaygısını öne çıkartarak, Alevileri kızdıracak sözlerle bir dizi iddiada bulunuyor. Bugün kendi köşesinde eleştirilere cevap veren Aköz, görüşlerin savcıya ait olduğunu, programda savcının dile getirdiği kaygıları köşesine taşıdığını söylüyor. Tepkileri anlamsız bulduğunu belirten Aköz, "Gelin bakalım şu meseleyi bir konuşalım" başlıklı yazısında kendisini şöyle savunuyor: "Dünkü yazım Alevi arkadaşları kızdırdı. Ancak niye kızdıklarını anlayabilmiş değilim. İtiraz noktaları tam olarak nedir? Takip edememiş olanlar için önce olayı özetleyeyim: Eski Yargıtay Savcılarından Ahmet Gündel, yüksek yargı organlarındaki (Yargıtay, Danıştay, HSYK, Anayasa Mahkemesi) kimi kararların 'mezhepsel' kaygılarla alındığını söylüyor. Gündel ayrıca, yüksek yargıda görev yapan üyeler arasında, belli bir mezhepten olanların ağırlık sahibi olduğunu belirtiyor. (Mezhep adı vermiyor.) Ben bu ilginç iddiayı dün köşeye taşıyınca, "Sözü edilen biziz" diyerek Alevi arkadaşlar yazıyı protesto ettiler. Ancak tam olarak neye kızdıklarını anlayamadım: "Hayır, yüksek yargı organlarında belli bir mezhebin görece ağırlığı yoktur" mu diyorlar? "Evet, böyle bir ağırlık olabilir ama bunu niye mesele haline getiriyorsunuz" mu diyorlar? Soruyorum, çünkü mesajlara baktığımda iki yaklaşımı da görmekteyim. Bazı Alevi arkadaşlar, "Bunu da nereden çıkardın" diyor ki cevap belli: Kafamdan uydurmuyorum, yüksek yargıyı içeriden tanıyan Ahmet Gündel söylüyor. Bazıları ise, "Aleviler birçok kurumdan dışlanıyor, bir yerde de ağırlıkları olsun, niye çok görüyorsun" diyorlar ki bu noktada bambaşka ve karmaşık bir tartışma alanına geçiyoruz. ****** Aleviler Aköz'e dava açıyor Sabah Gazetesindeki köşe yazısında Alevileri hedef gösteren ve HSYK’nın Alevi hakimiyeti altında olduğunu öne süren Emre Aköz’e, Alevi derneklerinden tepki yağdı. Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Balkız, Aköz için “Günümüzün Muaviye zihniyetinin temsilcisi” dedi ve hakkında dava açacaklarını bildirdi. HSYK’da yaşanan son krizde Alevilerin parmağının olduğunu ima eden Aköz’e tepkiler şöyle: Fevzi GÜMÜŞ (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı) "İnsanlar belkemiksiz omurgasız ve yalak olunca, birilerine yaranmak için böyle gerçekle bağlantısı olmayan sözler sarf etmekten çekinmiyorlar. İktidar yalakalığı insanları nerelere savuruyor, açık olarak görüyoruz. HSYSK’daki insanların inanç durumunu bilmiyorum ama kararlarında ve tasarruflarında Alevilerin genel olarak devlet nazarında uğradıkları ayrımcı politikadan farklı davranamayacaklarını biliyorum. Türkiye’de her alanda Alevilere ayrımcılık var ve siyasi iktidar bunu devlet politikası yapıyor. Türkiye’de 81 vali var, bunların içinde bir tane bile Alevi yok. Ama köşe yazarı sayın Aköz bunu görmez. Neden, çünkü iktidar alanında, sürmekte olan pozisyon savaşında HSYK’daki insanların mezhebi ve inancı onun alanına da girer. Onun üzerinden Aleviler’e toplumsal önyargılar ifade edilebilir. Çok talihsiz ve ahlaksız bir açıklama olarak görüyorum. Aleviler, özgürlüklerin genişlemesi için bedel ödediler, bugün de ödemeye de devam ediyorlar. Irkçı, gerici saldırılarla gündemine alamayanlar bu tür saldırılar yapıyorlar. ‘’ Ali BALKIZ ( Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı)
******* Türkiye'de bitmek bilmeyen en çetrefilli tartışmaların başında etnik ve mezhep tartışmaları geliyor. Ülke bu tartışmalarla hem zaman hem de enerji kaybediyor. Hele ki bu tartışmaları oranlara vurup, pergelle ayırır gibi yönetim ve idare kadrolarına oranlamak ve böyle açıklamak tam bir cahillik. Daha açık yazalım, tartışmayı kurumlar bazında öznelleştirip sayısallaştırmaya çalışmak amiyane tabiriyle kör kuyuya kova bırakmaktır, yani ırkçılıktır. Her seferinde aynı tantana, sonuç değişmiyor. Elimizde boş bir kova ve boşa harcanan efor ya da emek kalıyor. Kısaca kurum ve kuruluşlara etnik ve mezhep köken ve ülkedeki oranlara göre yerleştirmeyi kafada minimalize etmek faşizmin kalem kuşanmış halidir... Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, mevzu bahis kör kuyuya kova sallayanların listesine ismini sokmayı başaranların en sonuncusu. Aköz, son yazısında HSYK krizini isim vermeden bir mezhebe bağlıyor. Biz isim koyalım Alevileri hedef gösteriyor. Aköz, "Nüfusun yüzde 15'ini oluşturan bir mezhep üyelerinin, yüksek yargıdaki koltukların diyelim ki yüzde 50'sine oturmaları normal mi?" diye soruyor. Sorusuna cevap vermeden önce biz de kendisine uyarak bir kaç soru soralım istiyoruz. - Genelkurmay'da görev yapan personelin kaçta kaçı Kürttür? - Polis teşkilatında görev yapan memurların kaçta kaçı Laz, çerkes, Arap, Rum hatta Ermeni'dir? - MİT'te görev yapan personelin durumu nedir? Ve en can alıcı soru, ülkedeki oranlarına göre, emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel'in fikri hamallığına soyunan Aköz'ün belirttiği gibi ülke nüfusunun yüzde 15'ne sahip Aleviler, örneğin Diyanet İşleri'nde yüzde kaçta kaç görev alabilmişlerdir? Soruları uzatabiliriz. Ancak, bu işin içinden böyle çıkamayız. Demokratik ve modern ülkelerde bu tartışmalar yapılır mı? Yapılmadığını biliyoruz... Ancak, emin olduğumuz, modern ve çağdaş ülkelerde baştacı edilenin etnik köken, mezhep ve bölgelerin değil, zekanın olduğudur. Siz, eğer zekayı etnik köken ve mezheplerin gerisine atarsanız, vay halinize! Aköz'ün de yaptığı budur! Elbette Türkiyede görev atamalarında siyasal iktidarların ve devlet ideolojisinin etkisi zaman zaman skandallar düzeyinde ortaya çıkıyor. Ancak buna karşı çıkarken, ayrımcı ve insani olmayan arayışlara girmek de pek akıl karı değil. Kısaca, kurum ve kuruluşlarda görev yapan personel sayısını ülkedeki etnik, mezhep ve bölge oranına göre ayarlamaya kalkışmak tek kelimeyle ırkçılıktır diyoruz... Kaynak:Gazeteport
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|