|
|
iki banka,Kategori: Yaşam | 2 Yorum | Yazan: Aykut Yazgan | 08 Temmuz 2009 13:42:54 bundan üç ay kadar önce akbank'tan bir kredi kartı özeti geldi. ödemelerimin yanı sıra "üyelik aidatı" altında 35.- lira daha istiyorlar. önce komik bir yazı yazdım. "ben sizin hiç bir spor, toplantı, treking falan gibi bir aktivitenize katılmıyorum. dolaysıyla ben sizin hiç bir şekilde üyeniz değilim... gibi komik bir mektup...
ve sonunda 35.- liranın da iadesini rica ettim. yanıt yok !. biraz daha ciddi bir mektup yazdım. yanıt yok ! çok acı ve hakaretamiz bir mektup yazdım. cevap yok... kalktım beşiktaş`ta kaymakamlık`taki "tüketici hakları derneğine" başvurdum. bana basılı, resmi, yasalarla ilgili bir kağıt verdiler. boş yerlerini doldurdum. ve bu sefer onu yolladım. tabii bütün bu yazışmalar iadeli taahhütlü mektuplarla oluyor... bunun üzerine - yazılı değil... hayır… cep telefonuma arka arkaya mesajlar yağmaya başladı: - sayın yazgan, mevcut kredi kartı limitinizi üçbin liradan beşbin liraya çıkartmak için lütfen bizi falanca numaradan arayın. - garip değil mi? ben adamlardan 35.- liramı istiyorum, adamlar bana haybeden ikibin lira daha kredi veriyorlar. ama 35.- liradan ses seda yok. güzel... tekrar telefon ediyorum: “nolacak bu bizim 35.- lira ?” "efendim bu kredi kartı aidatı bilmem nesi gayet yasaldır, ve bankamız bu parayı size geri ödemiyecektir." öyle mi.. yeniden gidersin "tüketici hakları derneğine" ve akbank genel müdürlüğüne son bir ihtarname çekersin. - yasanın falanca maddesi ve falanca içtahat kararı ile falan filan..- aradan bir ay geçiyor.. akbank`tan kısa ve öz bir yazı. "otuzbeş liranız hesabınıza aktarılmıştır." bir ay sonra bu sefer hsbc denilen bir bankadan ayni numara. ama tutar değişik.. 65.- lira. ayni konuşmalar, ayni mektuplar, bankanın nuh deyip peygamber dememesi ve tüketici hakları derneğinin devreye girmesi.. ve hsbc denilen bankanın 65.- liramı bana hesaben iade etmesi. buraya kadar hersey güzel. yani güzel gibi... akbank`a gidiyorum ve "şu benim iade ettiğiniz 35.- liramı verin ve kartımı da iptal edin" diyorum. makul karşılıyorlar. ve bir şekilde işi hemen hallediyoruz. hsbc denilen banka ise iki köşe ötede. iş bitsin diye beş dakika da ona uğruyoruz… "merhaba" deyip ayni şekilde 65.- kağıdımızı isitiyoruz. "efendim sizin bizde aktif bir hesabınız varmış.. fakat sonra bu hesap inaktif olmuş.. onun için para burda ama biz size veremiyoruz… merkeze telefon edeceksiniz" diyorlar. "ordan onlar bize parayı gönderecek, biz de size vereceğiz" peki... banka içindeki telefonlardan üç beş yedi falan çevirip merkezi buluyoruz. telefonda başka bir yere bağlıyorlar, oradan da daha başka bir yere... sonunda derdimizi anlatıyoruz. "tamam efendim" diyorlar nazikçe. "paranızı üç gün sonra göndeririz." "niye üç gün".. prosedür öyle... ona da peki... "hamfendi.. bu arada ben kartımı da iptal ettirmek istiyorum, işlemi de siz yapıyormuşsunuz.. lütfen..." cevap: "efendim sizin kartınızı biz zaten iptal ettik" "yok yahu... neden peki, bir hata mı yaptık?" "hayır efendim. siz tüketici hakları derneğine baş vurunca, biz de 65.- liranizı ödemek zorunda kalınca, kartınızı otomatikman iptal ettik.." "hamfendi, yani bu bir tür ceza mı?" "efendim yasalar masalar falan filan mırın kırın...." durum böyle. ben aslında böyle şeyleri hiç yazmam. fakat olay bana yasalarla hakkını arayan, hatta bir ecnebi banka karşısında bir türk vatandaşı olarak hakkını arayan biri olarak tuhaf geldi. hatta komik. otuzlu yaşlarda böyle bir durum karşısında avazım çıktığı kadar bağırabilir, hatta belki de işi el şakasına kadar bile vardırabilirdim.. diye düşündüm.. ama yetmişli yaşlarda gittikçe salaklaşan insan ve toplumların karşısında, iyiden iyiye bükülüp iki kat olmuş aptallığı, yozluğu düzeltemiyeceğime göre yalnızca gülüyorum. yani komik... sevgiler...
Yorumlarcenk yazgan
{ 10 Ağustos 2009 12:34:34 }
Sizin bu yaptığınıza yakın işlemleri nerede ise her sene ben de yapıyorum. 3 senenin sonunda herhalde biz bu adamdan kart aidatı alamayacağız deyip, ekstrede önce kart aidatı tutarı filanca liara diyip altındaki satırda da kart aidatı iptali dite bir satır daha ekliyorlar.Mürekkep israfı, kağıt israfı başka bir şey değil..Ama ben bağırıp çağırdım.20li yaşlarda da değilim maalsef.Belki 20 sene sonra sizin gibi düşünebilecek kadar ufkum genişler.
sevgiler Ayse Sule
{ 15 Temmuz 2009 06:50:17 }
Bravo size. Aslında hepimiz hakkımızı bu gune kadar sizin kararlıgınızla arasaydık, en azından 'Amaaan bosver, kim ugrasacak simdi' demeseydik, cok farklı bir Turkiye manzarası ile karsı karsıya olurduk bu gun. Zaten basımıza gelen her sey, tembelligimizden ve yurttaslık bilincinin bir turlu ayırdına varamamızdan gelmiyor mu?
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|