|
Aptallığıma verin: Yaşasın, Başbakanım CIA AjanıKategori: Aptallığıma verin | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 14 Haziran 2009 09:43:47 Bu hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden Diyanete'e, Kadir Tıngıroğlu'ndan TCMM Genel Kurulu'na, RTÜK Başkanı Zahid Akman'dan Çiller'e, Şeker Hoca'dan MİT'e, Ergenekon'dan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gözümüze sokulanlar...
Türkiye yine bir ilke imza attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye hakkında açılan bir dava daha sonuçlandı. Dava, sonucu itibariyle diğer davalardan farklılık gösteriyor. Mahkeme, "Türkiye'nin aile içi şiddette vatandaşlarını koruyamadığı" gerekçesiyle ceza almasına karar verdi. "Türkiye aile içi şiddette vatandaşlarını koruyamıyor" gerekçesiyle AİHM'de ceza alan ilk ülke oldu. Peki Türkiye`deki hükümet kadınları korumuyor da kimleri koruyor? “İşçileri mi? Memurları mı? İşsizleri mi? Çocukları mı? Aydınları mı? Bu soruları çoğaltmak mümkün de hangisine evet diyebilirsiniz.? *** "Allah adına online yemin" caizmiş. İslami evlilik sitelerinde verilen bilgilerin doğruluğu için "Allah adına online yemin" etmeye Müftülük, "onay" veriyor. İslami evlilik sitesi 'gönüldensevenler'de eş aramak için doldurulan anket formunun altında bilgilerin doğruluğunu onaylamak için "Verdiğim Bilgilerin Doğru Olduğuna Dair Allah Adına Yemin Ediyorum” linkine Müftülük "Alo Fetva Hattı" geçerli deyip onaylamış. Bu Diyanet’e hastayım… işte bu çağdaşlık. *** Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde saat 14.00 sıralarında meydana gelen olay iddiaya göre şöyle gelişmiş: 10 günden beri hastanede yatan babası Satı Tıngıroğlu'nu, endoskopi için ekokardiyografi laboratuvarına götüren AKP Sinop Milletvekili Kadir Tıngıroğlu, bu sırada kendisini uyaran hemşire ile tartışmaya başladı. Bunun üzerine Dr. Kürşat Tigen, Tıngıroğlunun yanına gelerek dışarıya çıkması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine "Sen kimsin lan?" diyen Tıngıroğlu doktorun üzerine yürüyüp "Hayvan herifler, terbiyesizler, şerefsizler" diyerek Dr. Tigen'in göğsüne yumruk attı. Osmanlı’ya özlem duyanları anlayabiliyorum. O zaman bir padişah vardı. Şimdi en az 550 kendini padişah sanan var. *** TCMM Genel Kurul salonunun damı akmaya başlamış. Aman dikkat, ceylan derişi koltuklara birşey olmasın! Hatırlarsanız bu koltuklara yurtaş olarak çok para ödemiştık. *** Yeni kahramanımız PİŞKİNMAN veya PISHKENMAN. Kim mi? Elbette ki RTÜK Başkanı Zahid Akman. Ondan pişkinine yanık denir. *** İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen Ergenekon davasının en önemli konularından biri de MİT tarafından hazırlanan şema. Şemanın oluşturulmasında kullanılan belgelerle ilgili olarak daha önce 6 CD olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Mahkeme bu belgelerdeki incelemesini tamamladı ve bu CD'leri avukatlara dağıttı. Hatırlayalım:
İddiaya göre CD'lerin içinden ilginç bir belge daha ortaya çıktı. İddia şöyle:
Tüm bu iddiaların yer verildiği belgede, bir de eski CIA ajanı “Motta Gur”un şu notu yer alıyor: “Fish, evinde çıkan bir yangında hayatını kaybetti, Çiller'in ajanlığına ilişkin belgeler de kayboldu!” Evet aptallığıma verin de, benim anlamadığım bir iki konu var. Birincisi… Bu haber tüm gazetelerede bir gün haber oldu. Sonraki günlerde bu konu birden bire “unutuldu”!!! Ne yorum ne haber en sağdan sola hiç bir gazetede yer almadı. İkincisi… Başbakan CIA ajanı ise bir ajan buraya kadar nasıl geliyor. Yok rapor yalansa MIT’i kim idare ediyor. *** Şeker Hoca bir alem hoca: "Peygamberimiz yaşasaydı cipe binerdi, zaten devenin de iyisine binmiş!" diyor. Teravih namazında eli boş gelen kadınlara "Televizyon programlarına börek çörek yapıp gidersiniz, buraya eliniz boş geliyorsunuz!" diye takılıyor. Söylediklerini oya sunuyor, Cuma namazının farzını kıldırıp "Memleketin 330 milyar dolar borcu var, haydi şimdi gidip çalışın!" diye cemaati işlerinin başına gönderiyor. O Malatya'nın ünlü Şeker Camii'nin Şeker Hoca lakaplı imamı Celal Tigen. Basın Yayın Halkla İlişkiler mezunu. Yaşını sorduğumuzda "52 modelim!" diyor. İşte kendisine sorular ve yanıtları: Cemaatiniz camiden taşıyormuş. Nedir bunun esbab-ı mucibesi? Zebanilerden, cehennemde kaynayan kazanlardan, cehennem ateşinde yananlardan bahsetmem. Cami korkutma yeri değil, sevdirme yeridir. Adam camiye zaten dert, ızdırap içinde geliyor. Bir de cehennemden mi bahsedeceğiz? Camide promosyon uygulamanız varmış? Gelenleri caminin monoton havasından kurtarmak lazım. Camiye gelen çocuklara camiyi sevdirmek gerekir. Onlara sorular soruyorum, bilseler de bilmeseler de şehirler arası bilet, çeyrek, cumhuriyet altını veriyorum. Camilerde niye devamlı ayakkabılar çalınır? Bizde ayakkabılar kaskoludur. Ayakkabısı çalınana ayakkabı alıyorum. Hep böyle grand tuvalet mi giyersiniz? İslam dini cübbe, sarık, takke ve tesbihten ibaret değildir. Peygamberimiz sıcak iklimde yaşadığı için entari giymişti. Kutuplarda yaşasa öyle mi giyecekti? Hurafeler ve batıl inançlara niçin bu kadar itibar ediliyor? Şiddetle karşıyım. Gidiyorlar türbelere, çaputlar bağlıyorlar, "Al sana göbek, ver bana bebek!" bunlarla uğraşıyorlar. Malatya'da Keşşaf Baba Türbesi var. Bir baktım kadınlar türbenin etrafında neredeyse içki kokteyli yapıyorlar. Yakını içki içen eline viski, şarap, rakı ne varsa mezara getirmiş. Şimdi bu adam kalksa bunları kovalasa haklı değil mi? Bunlar dini takvim yapraklarında, cami diplerinde öğrendikleri için oluyor." Allah bilir sizin internet siteniz de vardır? Cemaate; www.celalhoca.com.tr 'ye girin, sorular sorun dedim. Cemaat araştırmış. "Hocam bulamadık!" dediler. Sitem yok, espri yapmıştım. Ama hazırlıkları yapılıyor, yakında olacak. Cuma Namazının farzını kıldırıp cemaati gönderdiğiniz oluyormuş, niye? Bu memleketin 330 milyar dolar borcu var. Namazın farzını kıldırdıktan sonra; "Haydi şimdi gidin çalışın, memleket düzlüğe çıksın!" diyorum. Sizden rahatsızlık duyanlar yok mu? Neşeli şeyler anlatıyorum diye çok tepki verdiler. Dini preslemişler, monoton hale getirmişler. İslam dini güler yüzlü bir din ama namazı bile somurtarak kılıyoruz. Şeker Hoca devam ediyor: Şeker Camii'ne yalınayak gelinmesini yasakladım. Ayağında mantar, egzama, başka bir hastalık olabilir. İnsanlar o ayakla basılan yere secde ediyorlar. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı'na cemaate galoş giydirelim dedim. Henüz alamadım ama 1000 tane alıp koyacağım camiye. Bir zaman cami yeni yapıldığı zamanlarda 4 avize gerekiyordu.Halde çalışan birine; "Sen camiye avizeleri getir, ben senin reklamını yapayım!"dedim. Cami doluyken cemaate; "Namazın farzı kaç diye sorsam aranızda bilen olur, bilmeyen olur. Haydi ondan da vazgeçtim, abdestin farzını sorsam onu da bilen olur, bilmeyen olur..Ama kaliteli, ucuz sebze ve meyvenin hal binası No:47 Şahin Topaloğlu'nda satıldığını bilip oraya gidersiniz!" dedim. 15 gün sonra avizeleri getirdi. "Hocam, gelen giden benim dükkanı soruyor, caminin başka ihtiyacı var mı?" diye sordu. Bir ara dünya kupası maçı vardı. Birkaç rütbeli kişi teravih namazını da, maçı da kaçırmak istemiyordu. "Hocam ne yapacağız?" diye sordular. "Teravihe gelin, hızlı kıldırıp sizi maça yetiştiririm!" dedim. Birkaç rekatı hızlı hızlı kıldırdım. Sonra biraz rolantiye almışım. Maça geciktiler. “Hocam ne yaptın? İyi gidiyordun, sonra birden yavaşladın?" dediler. "Yahu radara yakalandık! Görmediniz mi, cemaatin arasında Malatya Müftüsü vardı?" dedim *** Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Siyaset Akademisi'nde "Cumhurbaşkanlığı'nı elimin tersiyle ittim" dedi. Doğru, itti de kime doğru itti!
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|