A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bu Siyasal Ortamda Ruh Sağlığımız

Kategori Kategori: Kul / Özerk Benlik | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Prof. Dr. M. Orhan Öztürk | 09 Mayıs 2009 04:07:42

Yaşar Kemal, bir başyapıt olan "Yer Demir Gök Bakır" adlı romanında, belirsizlikler içinde çaresiz kalan bir köy halkında giderek artan, bütün topluluğu saran, dayanılmaz boyutlara ulaşan yaygın bir bunaltı (anxiété) tanımlar. Köylünün büyük bir korku ile beklediği, onu donuna kadar soyacak olan alacaklı kişi bir türlü gelmemekte, beklenen olaylar bir türlü olmamaktadır.

Böyle bir belirsizlik içinde, giderek yaygınlaşan bunaltı yüzünden köylüler sağduyuyu yitirirler; törelerine, alışkanlıklarına uymayan tutarsız eylemler yaparlar. Sonunda da, köyün en aykırı kişisini kendilerine bir ermiş yaparak, söylencelerle, masallarla dolu bir gizemli dünyanın içine dalarlar. Roman, yaygın bir toplumsal bunaltının, bu bunaltıyı gidermek için kullanılan bilinçdışı savunma düzeneklerinin öyküsüdür.

Son 30-40 yılda toplumumuzda Yaşar Kemal!in “Yer Demir Gök Bakır” adlı romanındaki köylülerin durumuna çok benzer bir toplumsal ortamın gelişmekte olduğunu düşünüyorum. Bu toplumun insanları, sayısız belirsizlikler, tutarsızlıklar içinde, giderek derin bir bunaltıya sürüklenmekte, ruh sağlıklarını yitirmekteler.  Vatandaş, cebindeki paranın eridiğini görüyor, ama nereye varacağını bilemiyor. Siyasal ortamda sayısız beceriksizlikleri, tutarsızlıkları, dengesizlikleri, yalanları, yolsuzlukları görüyor, ama sonunu kestiremiyor.  Ekonomik, siyasal, yönetimsel açılardan her gün büyük sorunlarla karşılaşan, belirsizlikler içinde kalan bir toplum... Yıllardır ülke yönetiminde, çarpık siyasal yöntemlerle köşe başlarını tutmuş olan politikacılar ve bunlara uyan bürokratlar, ne yaptıklarını bilmez bir biçimde her gün yeni tutarsızlıklarla, akıl almaz konuşmalarla, eylemlerle, toplumu giderek artan belirsizlikler içine sokmaktalar. Eşine az rastlanır derecede ben-merkezci (egosantrik) ve özsevici (narsisist) liderlerin tutkuları ile başlatılmış olan seçim girişimleri büyük belirsizlikler, tutarsızlıklar, engellerle dolu. Topluma bir çözüm umudu verebilecek seçimlerin kendisi nasıl geçeceği belli olmayan bir süreç.  Bütün toplumu derinden etkileyen Güneydoğu sorunu da belirsizliklerle yüklü. Toplumun her kesimi, her kurumu büyük belirsizlikler, bilinmeyenler içinde sürekli, Godot'yu beklercesine, kurtarıcılar beklemekte. Her gün medyada yinelenen, çoğu içerikten yoksun konuşmaları ve yazıları toplumun ilgiyle, fakat bıkkınlık içinde izlemesi bu sıkıntılı bekleyişin göstergesi.
 
Çağdaş ruhbilim, insanoğlunun en büyük kaygı, bunaltı kaynaklarından birinin belirsizlik olduğunu kabul eder. Belirsizlik, yani önünü görememek, ne olduğunu, ne olacağını bilememek... Bu belirsizlik içinde giderek artan, yaygınlaşan bir kaygı, bir bunaltı toplumu sarmış gibi görünüyor. Yine çağdaş ruhbilim, bunaltıya karşı insanoğlunun bir takım savunmalara, uyum yollarına başvuracağını öğretir. Bu belirsizlikler içinde ortaya çıkan bunaltıya karşı toplumumuzda en sık kullanılan savunmalar, uyum yolları nelerdir? Bunlar arasında önemli gördüğüm birkaç savunma türünü burada açıklamak isterim. Bunlardan birincisi Yaşar Kemal’in Yer Demir Gök Bakır'da anlattığı gibi gizemli söylencelerle dolu inanç yollarına umut bağlamak. Son yıllarda toplumda cincilerin, medyumların, değişik tarikat öncülerinin, inanç sömürüsü yapan politikacıların büyük bir hızla artmakta olduğunu kimse yadsıyamaz. Bunlar, yukarıda tanımladığım belirsizliğe bağlı olan bunaltıya karşı insanların çaresizlik içinde sarıldığı kişiler ve onların oluşturduğu topluluklardır.

Önemli bir başka savunma yolu yadsımadır (inkâr). Yani, olan belirsizlikleri, doğan bunaltıyı yok saymak, bastırmak, üstünü örtmek için neler yapılabilecekse onların yapılması. Örneğin, insanların sürekli tüketime kaymaları, hiçbir kültüre1 değer taşımayan ve tanımayan medya gösterilerine tutulmaları, değerlerin yozlaşması, aldırmazlık, boşvercilik, şıkıdım şıkıdım eğlenceye düşkünlük gibi...
 
Böyle bir toplumsal belirsizliğin ve onun doğurduğu ruhsal bunalımın sağaltımı nasıl olabilir? Bireysel, toplumsal, siyasal düzeyde ne gibi çareler vardır? Toplumsal bunaltı ancak ve ancak özgür, demokratik bir ortamda giderilebilir.  Hastasına özgür demokratik bir konuşma ortamı sağlayamayan bir hekim, nasıl olumlu hasta-hekim ilişkisi kuramazsa, demokratik özgür ortamı sağlayamayan yöneticilerin egemen olduğu toplumlarda belirsizlikler ve bunaltı süregenleşir, sonunda da ağır patlamalar olabilir.  Ruh hekimliğinde, büyük bunaltılar içinde kalan bireyin sağaltımında en temel ilkelerden biri hastanın özsaygısını, kendine ve çevresine karşı güven duygusunu yeniden kazanmasını, özerk bir birey olarak gelişmesini,  kendi sorunlarını kendisinin çözmesini sağlamaya çalışmaktır. Bunun için, bir hekim her şeyden çok olumlu hasta-hekim ilişkisi kurmak zorundadır. Yalnız ilaçlar vererek hiçbir rahatsızlığın gerçek sağaltımı yapılamaz.
 
Bunun gibi, toplumsal düzeyde ilaç sayılabilecek geçici etkisi olan ekonomik reçeteler, yalanla dolu propagandalar, medya gösterileri genellikle toplumun ve bireyin güven duygusunu, özsaygısını sağlamakta etkisiz kalır. Özsaygıdan, özgüvenden yoksun çıkarcı, ben-merkezci politikacı, yönetici kendi toplumunun bireylerine bunları sağlayamaz.  Özsaygısı, özgüveni olan kişinin en önemli iki özelliği dürüstlük ve tutarlılıktır. Oysa ki günümüz politikacısının çoğunda, dürüstlük ve tutarlılığın hiç mi hiç olmadığı açıkça görülmektedir.
 
Bize en çok yardımcı olabilecek politikacı, kendine güveni, özsaygısı olduğu için toplumda dürüst, tutarlı kalmayı bilen, kendisinin ve partisinin çıkarından çok toplumun, ülkenin çıkarını düşünendir.   Bu tür politikacıları bulabilmek artık son derecede güç görünüyor.  Gene de, bir birey olarak yukarıda tanımladığım belirsizliklerin neden olduğu sıkıntımızı, bunaltımızı görebiliyorsak, demokrasinin ve özgürlüğün  güvencesi olan seçimlerde çok uyanık, dikkatli olmamız gerekiyor.
 
Cumhuriyet 18 Aralık 1995

 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

sadettin demiray { 12 Haziran 2009 09:55:51 }
çok çok gerçekçi bir yorum ve yaklaşım.hergün gündemin değiştiği ve değer olarak en başa paranın oturduğu bir toplumda bunaltının dışında ne bekleyebiliriz.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Güney Çin Denizi: Süregelen Rekabetin Arenası
Trump’ın yardım kesintileri 14 milyon kişiyi öldürecek.
Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

BABAM
YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YÜRÜMEK
İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?

LOZAN (Lousanne)
KORE...
DOĞUM ORANI
İKNA YETENEĞİ
ATMA RECEP

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git