A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kağıttan Kaplan

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 26 Nisan 2009 12:29:16

A takımına G7 diyorlar. G20 dedikleri de A takımı ile B takımının karması. C takımının esamisi okunmuyor. G7 dünyadaki en büyük ekonomiye sahip yedi ülke, G20 de yine dünyadaki en büyük ekonomiye sahip 20 ülke. Bu takımlar düzenlenirken ülkelerin insanlarına, nüfusuna, topraklarının büyüklüğüne, yönetenlerine falan bakılmıyor.

Yoksul ülkeler dünya eknomisinin gidişatına yön vermeye yetkili değiller.  Önemli olan ekonomilerinin çapı.  Ekonominin çapı da GSMH denen şeyle ölçülüyor.  Yâni “Gayri Sâfi Milli Hasıla”, Türkçesi o ülkede bir yıl içinde yapılan tüm üretimin değeri.  Eh, bu da gayet mantıklı diyeceksiniz ama “üretim” kavramına neler giriyor diye bir baktığımızda ortaya garip şeyler çıkıyor.  “Birincil sanayi”, “ikincil sanayi” ve “üçüncül sanayi”den söz ediliyor.  

GSMH bu üçünün ürettiklerinin toplamı.  Kabaca tanımlarsak “birincil sanayi” tarım ve madenciliği kapsıyor, yâni doğrudan topraktan çıkanları, bir başka deyişle hammaddeleri.  

Avustralya’yı düşündüğümüzde buna demir cevheri, kömür, buğday, yün gibi şeyler dahil oluyor.  “İkincil sanayi” aslında bizim endüstri diye bildiğimiz şey, özet olarak fabrika ürünleri.  Endüstrinin hammaddeleri kullanıp değer katarak – eski deyimiyle- “mâmul madde” ürettiği çalışma alanı, imalât.  Bunları anlamakta ve kabul etmekte bir sorun yok.  Üretilen her ev, her bilgisayar, her otomobil, her gemi, her cep telefonu, her giysi, her pabuç, her eşya bu tanıma giriyor.  Ağır sanayi dediğimiz de imalât yapan araçların, makinelerin üretilmesi.  

Asıl benim kafamın pek basmadığı “üçüncül sanayi”.  Bu üçüncül sanayiye aynı zamanda “hizmet sektörü” ya da “servis sektörü” deniyor.  Buna da birinci ve ikinci sanayiye girmeyen herşey dahil oluyor.  Yöneticiler, bilgisayar programcıları, asker, polis, bankalarda, sigorta şirketlerinde, devlet dairelerinde çalışanlar, avukatlar, muhasebeciler, doktorlar, daha aklınıza kim gelirse bu “üçüncül sanayi”yi oluşturuyor.  Zengin ülkelerde birincil ve ikincil sanayinin ekonomi içindeki payı azalırken üçüncül sanayinin payı artıyor, birçok zengin ülkede üçüncül sanayi GSMH’nın yarısından fazlasını oluşturuyor.

İktisatçı olmayan bendenizin kafasını hep kurcalayan bir soru var.  

Bir ülkede birincil ve ikincil sanayi olmasa, servis sektöründe çalışanların parası kimden çıkacak?  Bu kişilerin hizmetine kim gereksinim duyacak ta onlara verilecek para olacak?  Üçüncül sanayinin ürettikleri elle tutulur birşey değil, hizmet üretiyor.  Üçüncül sanayiye bir yerde asalak gözüyle bakmak olası.  Üretilen tarım, madencilik ve mâmûl maddelerin sırtından geçinen sülükler.  Bir örnek: Avustralya’daki dört büyük banka yılda yaklaşık 20 milyar dolar kâr ediyor.  GSMH hesap edilirken bu 20 milyar dolar da hesaba dahil ediliyor.  Peki, ne üretiyor bu bankalar?  Sigorta şirketleri keza.

Yoksul ülkeler genelde ekonomisi birincil sanayiyle sınırlı ülkeler ve giderek her gün daha fazla küresellşen dünya ekonomisi içinde birincil sanayi ürünlerinin fiyatlarını “dünya piyasası” belirliyor.  O ülkenin ana ürününün fiyatı dünya piyasasında düştüğü an o ülke yoksulluk batağına daha fazla gömülüyor.  Bu ülkelerin sanayileşmesi zengin ülkelerce engelleniyor.  Türkiye gibi birazcık gelişmiş ülkelerde imalât sanayii olsa da, ağır sanayi (makineleri yapan makinelerin üretlmesi) olmadığı, ya da çok kısıtlı olduğu için imalât sanayii yine dışa bağımlı kalıyor, zengin ülkelerin kontrolünden çıkamıyor.  Mamak muhabere okulunda askerliğimi yaparken Amerikan yardımı olarak hibe edilen malzemelerin bazılarının pille çalıştığını gördük ve bu pillerin Türkiye’de üretilip üretilmediğini öğrenmek istedik.  Hibe koşulu olarak Türkiye’de bu araçlar için pil üretilmesine izin verilmediği, Amerika’nın bu pilleri de bize hibe ettiği anlatıldı.  Pil üretilerek bir ölçüde bağımsızlık kazanılmasının Amerika için bedeli hibe edilen pillerin değerinden çok daha fazlaydı besbelli.

Sakıt SSCB’de çoğumuzun lânetlediği Stalin döneminde Sovyetler ağır sanayiye ağırlık verdi.  Makine üreten makineler için dışa bağımlı olmaktan kurtulma çabasıydı bu.  Ama pratik sonucu tüketim maddeleri için halk sıkıntı içindeyken ülkenin koca koca makineler üretmesi oldu ve bu da halk arasında haklı tepkilere neden oldu.

Çin devriminin önderi Mao, batıyı “kağıttan kaplan” olarak tanımlarken aslında zengin kapitalist batı ülkelerinin temel bir zaafına işaret ediyordu.  Bu da, birincil ve ikincil sanayilerin yerini giderek üçüncül sanayilerin almasıydı.  II. Dünya savaşının ardından Japonya’nın, daha sonra, son 20-30 yıldır kapitalist Kore’nin, komünist Çin’in imalât sanayiine ağırlık vererek kalkınmasının kökünde bence bu teşhis yatmaktaydı.  Bugün ABD’den başlayıp tüm dünyayı saran ekonomik krizin temelinde de bu hiç birşey üretmeyen ama büyük güç sahibi üçüncül sanayinin ağır basması yatıyor.  Kağıt üzerindeki zenginliğin, eğer somut üretime dayanmıyorsa gerçekten “kağıttan kaplan” olduğu, ABD’de sarsılmaz sanılan dev şirketlerin iskambil kağıdı gibi birbiri ardından devrilmesi ile kanıtlandı.  ABD’de kriz “iskân sektörü”nde başladı.  Temelinde somut ve gerçek bir üretim, taşla tuğlayla, çimentoyla yapılan evler vardı.  Ev alanların borçlandığı kredi kurumlarının defterlerinde bu evler – evi alanlar borçlu oldukları için- kağıt üzerinde o kredi kurumunun mal varlığı olarak görünüyordu.  Buna dayanarak kredi aldılar, krediyi verenler bu evleri kendi mal varlığı olarak görüp bu sefer onlar kredi aldılar ve bu böyle birkaç kat katlanarak hiç birşey üretmeyen bu kredi kurumlarını ve onların yöneticilerini zengin etti.  Ama evinin borcunu ödeyemeyenlar çoğalıp evlerin değeri düşünce bu zincirleme reaksiyon kredi kurumlarını çökertti.

İsterseniz bana eski kafalı deyin ama bu durum herşeyin temelinde emek ve üretim olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git