|
|
Oryantalist ObamaKategori: Ayorum Güncel | 6 Yorum | Yazan: Tayfun Şahin | 12 Nisan 2009 02:05:43 Büyük başkan, güzel insan, ezilenlerin siyah derili, koca yürekli yiğidi, Kenya'dan yola çıkan bir yüce mesajcı, Müslümanların umudu, statükonun korkusuz düşmanı, demokrasinin ulaştığı zirve, hatiplerin şahı, âlemlerin kralı, yakışıklı, karizmatik, güler yüzlü, beyaz dişli, içten, sabırlı, alçak gönüllü ve sayamayacağım kadar çok niteliğin daha sahibi(!)...
Barack Hussein Obama ya da Hasan Cemal’in hitap şekliyle Başkan Obama pop star gülümsemesiyle ülkemize arz-ı endam eyleyince; bazı medya mensupları, yaratıcılıkla, yalakalık arasında gidip gelme pahasına, methiyeler düzme yarışına giriştiler. Tarih hiç bir şey yapmadan bu kadar övgüye mazhar olmuş kaç evladın yaşamına şahitlik etti bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki: ‘Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.’ atalarımızın doğru sözlerinden biridir. Obama üzerine yazılan düşünceleri ya da temennileri Bush döneminin tepkisi gibi yorumlama eğiliminde olan yazarlar olsa da, ben durumun klasik bir ‘Ehven-i Şer’ (Kötünün iyisi.) meselesi olmadığını düşünüyorum. Edward Said’in Oryantalizm isimli kitabında tanımladığı şekliyle, "Oryantalizm (Doğu Bilimi ya da Şarkiyatçılık) estetik, bilimsel, ekonomik, sosyolojik, tarihe ait ve filolojik metinler aracılığıyla ‘aktarılmaya’ çalışılan bir cins jeo-ekonomik görüşler bütünüdür. Oryantalizm coğrafi bir ayrım değil bir seri çıkarlar toplamıdır. Bu çıkarlar sadece yaratılmış değillerdir. Aynı zamanda bilimsel keşifler, filolojik çalışmalar, psikolojik analizler, manzara tarifleri ve sosyolojik açıklamalarla ayakta tutulmaya çalışılan müesseselerdir. Bu sistem açıkça ayrı bir dünyanın yönlendirilmesi, kullanılması hatta eritilmesi için gösterilen gayretlerin tamamını kapsar." Bir başka deyişle Oryantalizm: Batı’nın üstünlük fikrine dayalı olarak, doğu’yu kendi bakış açısından değerlendirmesi, incelemesi ve sunması demektir. ‘Bilimsel’ adı altında yapılan araştırmaların ve incelemelerin temel amacı Batı’nın egemenliğine halel getirmeyecek bir Doğu algısı yaratmak ve sürekliliğini sağlamaktır. Terörist Araplar, barbar Türkler, geri kalmış memleketler gibi önyargıların ya da şartlandırmaların temeli de Oryantalizm’in yarattığı Doğu algısının sonucudur. Avrupalıların ya da Amerikalıların tanıştıkları Türklere; "Hiç Türk’e benzemiyorsun!", "Sizin diliniz Arapça mı?", "Türkiye’de erkekler 4 kadınla evleniyorlar, değil mi? " gibi saçma şeyler söylemeleri de Oryantalizm’in ne kadar içselleştirildiğinin ispatı gibidir. Obama’nın ziyareti neticesinde oluşan hava Oryantalizmin ne kadar güncel olduğunu bir kez daha gösterdi bize. Obama sayesinde ABD’nin Türkiye’yi hala yönetilmesi/yönlendirilmesi gereken, basit bir Doğu ülkesi olarak gördüğünü ve buna uygun olarak, oluşturdukları Türkiye planını da sadece beyan ettiğini anlamış olduk. Ve üzülerek belirtmeliyim ki, Batı’nın Doğu’yu algılama biçimi dediğimiz Oryantalizm’in, bilerek ya da bilmeyerek, etkisinde olan Doğu’lu insanların çokluğunu da hatırladık bu vesileyle. ABD Başkanının ağzından çıkan her lafı, ‘büyük bir hikmetin süzülmüş şekli’(!) gibi yorumlayan yazarlar işte böylesine bir ruh halini yansıtıyorlar. Bu ruh hali sebebiyle elleri her an alkışa hazır bekliyorlar. Obama’nın ne söylediğiyle ilgilendikleri yok aslında! Onlar hayranlık besledikleri Batı’nın kültürel, ekonomik, ahlaki, zihinsel üstünlüğünün yansıması olarak gördükleri bir simgeyi alkışlıyorlar. Ve ne kadar çok alkışlarlarsa o kadar çok aferin alacaklarına olan inançlarının etkisiyle kendilerinden geçiyorlar. ‘Kıbrıs Meselesini çözün!’ diyor, ‘Ermenistan sınırını açın!’ buyuruyor, ‘Soykırım konusunda fikrim değişmedi.’ diyerek kendi doğrusunu bize dayatıyor, Stratejik Ortaklık(!) yerine Model Ortaklık(!) diye bir kavram uyduruyor ve sonu gelmez alkış seliyle karşılaşıyor ama bütün bunları yaparken bir kez olsun ‘Siz ne düşünüyorsunuz? Ya da ‘Ne İstiyorsunuz?’ gibi bir cümle kurmuyor. Çünkü Obama da biliyor ki ‘tartışma eşitlerin yöntemidir.’ Oysa Türkiye, Abd ilişkilerinde ‘Eşitlik Yok!’ Bu yüzden taleplerini dikte edip gidebiliyor Amerikan Başkanı… Bizim Oryantalistlerimiz de, aynen efendileri gibi, Kıbrıs’ta barışı bozanın Türklere yönelik sistematik saldırılar yapan Rum ırkçıları olduğunu; Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal altında tuttuğunu ve 1 milyon Azeri’nin yurtlarından sürüldüğünü; 1915 olaylarının tartışmalı bir mesele olduğunu ama öldürülen Dışişleri mensuplarının tartışmaya yer bırakmayacak şekilde teröre kurban gittiğini; ‘Ortaklık’ kavramının müzakere gerektirdiğini, unutup Obama rüzgârı estirmeye devam ediyorlar. Başka ülkelerin çıkarlarını Türkiye’nin çıkarlarının önüne koyanlara, anti-emperyalist mücadelenin Anadolu’dan yükselen bayrağı, Mustafa Kemal’in sözlerini hatırlatalım: ‘Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklalden mahrum bir millet, medeni insanlık karsısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık sayılamaz.’
Yorumlarertugrul
{ 29 Nisan 2009 00:00:03 }
arkadaslar bizim basi buyukleri basimiza getiren kim? bizim halkimiz halk olsa basini bir kaldirir bakar Cumhuriyet'ten 100 yil sonra nerelere ulastiklarina bzim ulkemizdeki sorun dunyanin hic bir ulkesinde yok Kurt, Ermeni, Kibris eminim daha onlarca saya bilirsiniz ama bunlar meseleyi halkla cozmek yerine bir abd liderinde ariyorlar abd hanki ulkeye girdide arkasinda refah birakti birkere tayyip hoca haci obamayi sorun tartismak icin degil cami ziyareti icin beklemis zamanini oyle kullandi adam konusup gidince kukruyor arkasindan kimin umruda,
kübra
{ 18 Nisan 2009 08:51:13 }
biz değilmiyiz davosta kükreyen gelmem gelmem deyip ortalığı ayağa kaldırıp artislik taslayan daha sonrada danimarka başkanını istemem istemem deyip iki gün sonra tükürdüğünü yalayan neden şaşırıyoruz ki bize yaptıklarına onlar sadece yol gösteriyor bizim koyunlarda o yola gidiyor malesef eee ne demiş eskiler herkez cebindeki parası kadar konuşur bu kadar borç ve bu kadar avrupaya bağımlı bir ülke olarak ne olmasını bekliyoruz ki obamada geldi konuştu ve gitti yolu gösterdi daha şimdiden kimseyi kırmayalım diye başladı konuşmalar hakkımızda hayırlısı
NADIR
{ 14 Nisan 2009 08:23:30 }
Amerika' da hukumet degil devlet politikasi uygulamasi esas oldugu icin bizim bunu anlamamiz cok zor. Zira bizde giden pasam gelen agam (veya tersi "farkeder mi?") Bu devletin anayasal sinirlari nedir, hukumetler ne yapar, ne yapamaz bu hic onemli degildir bizde maalesef...
Clinton 10 sene once geldiginde de bugun Obama' nin ziyaretinde de seyahat programi ve soylemleri dakika/saniye ve kelime kelime apayni oldugunu goreceksiniz. Clinton' da deprem sonrasi oldugu icin bir cocuk sevme operasyonu vardi, Obama' da ise daha onceden Amerikali ajanlarca asilari kontrol edilmis oldugu tespit edilen Ayasofya' da ki kedi sevme operasyonu... Onun disinda ki oneriler, istekler ve ikna denemeleri hep aynidir incelerseniz goreceksiniz... Dolayisiyla Sayin Erdogan' in bu ziyaretten alacagi ders cok onemli; Devlettir buyuk/asil olan..., degiskendir Hukumetler/Baskanlar... Phoenix-Suşehri
{ 12 Nisan 2009 15:40:03 }
ABD çıkarları herşeyin üstündedir.Başkan bir demokratta,cumhuriyetçide olsa...Görülecektir ki Obamannın o insancıl yansıltılan yüzüde sadece konjoktürel bir maskeden ibarettir.
deniz
{ 12 Nisan 2009 10:38:44 }
obama, ulkesini, kokenini ve halkinin cikarlarini en guzel sekilde temsil etti. bundan dolayi da alkisi hak etti bence.
bize gelince... amerikan halki obama'yi secerken biz meclise bunlari secebildik. zaten sorunumuz da o degil mi? biz insan secebilsek, yalakalar da obama'yi recep'i guleni gulmeyeni birakip halka yalakalik etmeyi ogrenicekler. onlar her seyi ogrenirler. fakat benim yazdiklarim sonunda kendi yargilarim. sevgili tayfun'sa, guzel yazisiyla, bu olan bitenlerin serin kanli bir analizini yapiyor. tesekkurler tayfun. ibrahim
{ 12 Nisan 2009 08:07:47 }
eminim adam ulkesinde bizde gordugu kadar yalakalik gormemistir.. obamanin gelip gitmesi bende tek bir duygu uyandirdi.. Utandim... nasil olur da benim milletimi temsil ettigini soyleyen bir cuval parti uyesi (parti uyesi diyorum cunku milletin vekili demeye utaniyorum) adamla el sikismak konusmak icin birbiri ile yarisir..
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|