|
Aptalığıma verin : Oooobama, obamaKategori: Aptallığıma verin | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 04 Nisan 2009 12:54:24 Obama'dan çakmasına, balıktan Demirtaş a, Say'dan Kürtlere, Hacı'dan Fethullah Gülen'e, Anders Rasmusssen'den tabii ki Erdoğan'a, Muhsin Yazıcıoğlu'dan demokrosiye, TRT'den Star gazetesine... Bu hafta gözümüze takılanlar.
Obama'nın hem İstanbul hem de Ankara'da havaalanından otele geçişi ve bir yerden bir yere ulaşması sırasında “çakma” Obama devreye girecekmiş. Umarım Başbakanla da çakma Obama görüşür… *** Yurdum DTP Grup Başken Vekili Demirtaş, Reuters Haber Ajansı'na Obama’dan Güneydoğu için özerklik talep edeceklerini açıkladı. DTP Amerika’da mı özerk bölge istiyor? Demirbaş’a bir sözüm var . Kötu adam değil Obama, ama babamın oğlu olsa da güvenemem bir ABD başkanına. *** Fosforun zeka gelişimine katkısını, yerel secim sonuclarında sahil şeridine bakarak görebiliyoruz. Türkiye ne kadar balık tüketirse, aydınlık o kadar yaklaşır!!! *** Star gazetesinin “Say'ın Türkçesi müzisyenliği kadar kuvvetli değilmiş” başlıklı haberi ise, Say'ın yazdığı “Mustafa Kemal Atatürk bugün bu saatte yaşıyor olsaydı, muhtemelen: ‘AKDENİZ'DEKİ ORDULAR!! İLK HEDEFİNİZ, ANADOLUDUR! İLERİ!!!’emrini verirdi…” diye başlayan mektubu üzerine. Haberin içeriğini atlamışlar, dilbilgisinde takılmışlar. "Güneydoğu, Kürtler,... Çok haklı olarak DTP de karar kıldılar.." (virgülden sonra üç nokta ne anlama geliyor? Son satırdaki "de" de bitişik olmalı.) "Orta ve Doğu Anadolu ve tabiki Ankara ve İstanbul'un milyonlarca nüfuslu varoşları , iktidar partisi AKP de..." (Doğrusu "tabii ki" olacak. Son satırdaki "de" de bitişik olmalı) Bu haberi yazan, yapan, yaptıran ya da yapılması bizimkiler için iyi olur diye düşünen aklı evveller, hiç eğer ben elime bir mızıka alsam Bethoven çalarım diyor mudur? Abe kardeşim, bu mektubu yazan kendini ispat etmiş bir piyanist, edebiyatçı değil. Sanırım siz Orhan Pamuk’la Say’ı karıştırdınız. Haberin son bölümünde de bir ders vermiş haberci. Mektupla ilgili son not: Say, hayat mücadelesi veren Türk halkını eğitmeye kalkışmadan önce kendisine sağlanan büyük imkanlar içinde anadilini doğru yazmayı öğrenmeli. Yukarıda belirtilen yanlışlar bu mektupta bulunan yanlışlardan sadece bir kaçı. Say'ın mektubunda bunun gibi daha bir çok yanlış bulunmakta... Haberin konduğu bölümden amacı belli zaten. Star gazetesinin politika bölümünde haber. Sanat veya kültür değil. *** TRT’nin Ayrılık dizisinde yurt dışında okulları olan ve sözü dinlenen 'Hacı' karakteri canlandırılıyor. Çeçenistan-Rusya savaşının da anlatıldığı dizideki, bu karakter acaba kimi anımsatıyor? 1001. Türk büyüğü Fehtullah Gülen olabilir mi? Yok canım bu kadar da olmaz, devlet eli ile devletin kuruluş ilkelerine çomak sokan birini kahraman yapmaz!... demeyin. *** Danimarka Başbakanı Anders Rasmusssen'in NATO Genel Sekreterliği görevi için aday. Erdoğan, Londra’da yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Rasmussen’e karşı oluşunu iki nedene bağladı. Bir: PKK'nın yayın organının durdurulmaması. İki: Karikatür krizi. Konuşmasının mantığı şu: Bu iki konuyu Türk halkına anlatamam, onun için ben kişisel olarak bu olaya olumsuz bakıyorum. Anders Rasmusssen’in NATO Genel Sekreterliğine görevi için bence de iyi bir isim değil de, asıl aklıma takılan Erdoğan’ın bu konuyu Türk halkına anlatamam kaygusu. Çünkü bugüne kadar neler anlattı neler! Herkes, en azından yüzde kırk dinledi ve onayladı. *** Fetullah Gülen, www.herkul.org sitesindeki söyleşisinde Yazıcıoğlu’nun ‘örnek bir Anadolu insanı’ olduğunu söylerken ‘Anadolu insanının belli bir dönemde İslam’a ve Türk dünyasına karşı gelen şer güçlere karşı koyduğunu’ anlattı. 1001. Türk büyüğüne destek olsun diye hatırlatalım. Son günlerin demokrasi kahramanı Yazıcıoğlu’nun hayatı: BBP'nin kurucusu ve genel başkanı olan Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye'de 1970'lerden bu yana yürütülen kontrgerilla faaliyetleri içinde önemli bir yere sahipti. 1977-1978 yılları arasında Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Yazıcıoğlu, aynı dönemde MHP Genel Başkan Müşavirliği yapmıştı. Başta Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı olmak üzere, Türkiye'de kontrgerilla faaliyeti içinde bulunan kişiler ile yakın ilişkileri olan Yazıcıoğlu, 1978 yılında Abdullah Çatlı ve Mustafa Pehlivanoğlu Ankara'da göz altına alınınca emniyete telefon ederek "Bu size son ihtarım. Abdullah Çatlı’yı bırakmazsanız Ankara'nın 150 yerinde bomba patlatacağız" demiş ve Çatlı'yı serbest bıraktırmıştı. 12 Eylül darbesinden sonra MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılanan Yazıcıoğlu, 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kalmış, ancak herhangi bir cezadan hüküm giymeden tahliye olmuştu. Aynı dönemde idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu ise; Abdullah Çatlı, İsa Armağan, Oral Çelik ve Mehmet Ali Ağca gibi sağcı katillerin Yazıcıoğlu'nun direktifleriyle hareket ettiğini söylemiş, Yazıcıoğlu'nun Şevkat Çetin'le birlikte "Ülkücü Gençlik Derneği'nin öldürme, yaralama, kurşunlama, bombalama gibi eylemlerini yöneldiren kişi olduğunu" ifade etmişti. Yazıcıoğlu cezaevinden çıktıktan sonra önce Milliyetçi Çalışma Partisi'ne girmiş, ardından 1992 yılında BBP'yi kurmuştu. Kendisinin Sivas Katliamının düzenleyicileri arasında bulunduğuna dair iddialar ortaya atılmış, o ise Sivas'ta yakılan aydın ve sanatçıları "provokatör" ilan etmişti. Yazıcıoğlu'nun ismi, son olarak Hrant Dink cinayetinin ardından kontrgerilla faaliyetleri bağlamında anılmıştı. Katil ve azmettiriciler ile Alperen Ocakları ve BBP arasındaki tam olarak açıklanmayan bağlar olduğu basına yansımış, bu bağlantılara dair tatmin edici bir açıklama yapılamamıştı.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|