A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

NESİN

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 14 Mart 2009 12:25:47

"1934 yılında soyadı kanunu çıktı. Her Türk kendine bir soyadı alacaktı; herkes kendisine soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. Dünyanın en cimrileri 'Eliaçık', dünyanın en korkakları 'Yürekli' , dünyanın en tembelleri 'çalışkan' gibi soyadları aldılar.

Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir öğretmenimiz kendisine 'Çevikel' soyadının almıştı. Irkçılığın yayıldığı günler olduğundan, özellikle Türklüğü karışık olanlar ırkçılığı anlatan soyadlarını kapışıyorlardı.  Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım.  Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime 'Nesin' soyadını aldım.  Herkes “Nesin!” diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.” Aziz Nesin

İnsanın kendisini nasıl tanımladığı, dünyasının ne çapta olduğunun çok iyi bir göstergesidir bence.  O yüzden insanlara “Sen nesin?” sorusunu yönelttiğinizde alacağınız yanıt o kişi hakkında size çok şey söyler.  Kendini tanımlayabileceğin 10 sıfatı önem sırasına göre altalta diz denirse birçok ruh doktorunun aylarca uğraşıp çözemediği birçok ayrıntı gün ışığına çıkar.  Bu listede baş sıraya oturanlar o kişinin kendisini evrenin ve insanlık ailesinin ne ölçüde içinde ya da dışında kabul ettiğini pek iyi gösterir.

İlk sırada “Galatasaraylıyım” ya da Trabzonsporluyum” diyen kişinin yaşamında yalnızca futbolun ne denli önemli olduğunu değil, örneğin Türk ya da Kürt veya Müslüman veya gayrimüslim olmanın daha az önemli olduğunu görürüz.  Takım seçen ve o takımı destekleyen kişi bunu bilinçli ya da bilinçsiz bir seçim sonucu yapmıştır.  Kimse Beşiktaşlı ya da Kayserisporlu olarak doğmaz.  Takım tutan kişi, o takım kazanınca sevinir, kaybedince üzülür, kendisi o camianın bir ferdidir çünkü.  Vefalıdır, tuttuğu takım ikinci, üçüncü kümeye düşse de ucuz politikacıların parti değiştirmesi gibi takım değiştirmez.

Oysa o 10 sıfatlık listenin başına kendi seçeneği olmayan şeyleri oturtan kişi, elinde olmayan, kendi seçmediği şeylerle övünen kişidir.  İnsan anasını babasını, ya da hangi milletten, hangi ırktan, hangi etnik gruptan olduğunu, hangi ülkede doğduğunu kendisi seçmez.  O zaman birinci sırada “ben Fransızım”, ben Çinliyim”, “ben Rusum” diyen kişi tamamen rastlantı sonucu edinilmiş bir etnik özelliğine en büyük önemi vermiş demektir.  Cinsiyet te öyle değil mi?  Erkek veya dişi olmamızı kendimiz mi seçtik?

Din konusu elbette biraz daha karışık.  Genelde ana babalar çocuklarının kendi dinlerinden olduğunu, olacağını, olması gerektiğini varsayarlar; ya Türkiye’deki gibi çocuk doğduğunda nüfus kağıdına dini yazılır ya da hiçbir din, hiçbir inanç hakkında en ufak bir bilgisi olmayan çocuğa daha ilk günden “sen Hıristiyansın”, “sen Hindusun” gibisinden şartlanmalar aşılanır.  Ana babasının dininden çıkan çocuklar hoş karşılanmaz.  Oysa o kişi aklı erdiğinde kendince bir seçim yapmıştır ve bunu listesinin başına koymaya ötekilerden daha çok hakkı vardır.

Bazıları listesinin başına işini ya da mesleğini koyar.  “Ben mühendisim”, “ben boyacıyım”, “ben yazarım”, “ben taksi şoförüyüm” gibi.  Bu, bazan yaptığı işi çok sevdiğini, benimsediğini gösterse de çok kez bir övünme ya da (öyle demekle öyle olunuyormuş gibi) bir özenti, bir öykünme belirtisidir.  İki uyağı alt alta getiren kişinin kendine “şair”, ya da iki fırça darbesi atan kişinin kendine “ressam” demesi gibi.  Eğer böyle değilse, kişinin yaptığı –hele hele iyi yaptığı- işi listenin başına koyması saygı duyulacak birşeydir bence.

Eğitimini başa koyanlara ne demeli?  Çaba gösterip belirli bir düzeyde eğitim görmüş olmak elbette güzel birşey ama özellikle Türkiye gibi bir ülkede eğitim konusunda fırsat eşitliği olmadığından yüksek düzeyde eğitim görmüş olmanız ailenizin para durumunun veya statüsünün bir sonucu da olabilir.  Ne demişti İbrahim Tatlıses: “Urfa’da Oksford vardı da biz mi gitmedik?”  O zaman listenin başında “ben üniversite mezunuyum” olması da biraz ters oluyor bence.

Bütün bu tanımlamaların amacı ne peki?  Bir gruba ait olmak, o grubun olumlu niteliklerini kendi nitelikleri imiş gibi benimsemek, onunla övünmek, grubun dışında kalan başkalarına tepeden bakmak ya da en azından “öteki” muamelesi yapmak.  Ve tabii ki içinde bulunduğunuz grup ne kadar küçükse, sizden olmayan kişiler de o kadar çoktur.  En geniş tanımlama erkek-kadın tanımlaması ise dünya nüfusunun yarısı sizin gruptandır, diğer yarısı da “öteki” gruptan.  Grup daraldıkça grup dışında kalanlar veya bırakılanlar artar, siz azınlıkta kalırsınız.  Ve her azınlık gibi hemen savunmaya geçer, sizin grubunuzun ayrıcalıkları olduğuna, “ötekiler”den üstün olduğuna vehm edersiniz.  Ve işte kıyamet te o zaman kopar.  “Ötekiler” ya aşağıdırlar, ya rakiptirler ya da düşman.

“Ben Kayseri’nin(1) falanca köyünden(2), üniversite mezunu(3), şair(4), uzun boylu(5), Kayserispor’u tutan(6), zengin(7), Müslüman(8) bir Türk(9) erkeğiyim(10)” dediğinizde bu 10 nitelikten hangisini bir numaraya koyuyorsunuz?
“Şiir yazmaya çalışan bir insanım” deseniz olmuyor mu?  Ya da “dünya adlı küçük bir gezegende yaşayan bir canlıyım”a ne buyurulur?

Bırakın insanı, dünyayı.  Hepimizin insan olduğumuzu, hepimizin hayvan soyundan geldiğimizi, canlılar dünyası ile cansızlar dünyası arasında bile kopmaz bağlar olduğunu neden göz ardı ediyoruz?  Evrenin bir parçası, hem de çok, çok küçük bir parçası olduğumuzu içimize neden sindiremiyoruz?  “Benimki doğru, seninki yanlış, benim elimde güç var, doğrumu sana dayatırım”ın çıkmazını ne zaman göreceğiz?

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Orhan Erkardes { 18 Nisan 2009 01:45:39 }
Evet, aynen katiliyorum. Hepimiz ayni evrenin, ayni butunun parcalariyiz. Dogamiz bir(ayni), ancak dogdugumuz yer ve sartlarimiz, dolayisiyle aldigimiz egitim ve ogretim farkli oldugundan farkliyiz. Insan olarak bir baska insandan ne az ne de coguz...
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git