|
|
"yeşil ekonomi"Kategori: Çevre | 0 Yorum | Yazan: A Yorum | 17 Şubat 2009 07:10:37 Çözüm çevreci ekonomilerde. Hem ekonomik krize hem de küresel ısınmaya çözüm olarak sunulan önerilerden biri, yenilenebilir enerjilerin esas alındığı bir ekonomi anlayışı olan "yeşil ekonomi". Ekonomik kriz, mali kriz, enerji krizi, iklim krizi...
Dünya krizlerle boğuşuyor, krizlerden acil çıkış yolları aranıyor. Gerek ABD'de gerekse Almanya'da hazırlanan konjonktür paketlerinde yeşil ekonomiye yönelme sinyalleri veriliyor. Uluslararası kuruluşlar, çevrenin korunmasını esas alan teknolojiler ile yenilenebilir enerjilerin yeni iş sahaları açarak, ekonomiyi canlandırabileceğini dile getiriyor. Sanayileşme çağı sona erdi! Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD ile Dünya Bankası'nın da aralarında bulunduğu pek çok uluslararası organizasyonun öngörüsü bu şekilde. Uluslararası kuruluşlar, ancak çevre teknolojilerinin ve yenilenebilir enerjilerin 21'inci yüzyılda dünyanın yaşanabilecek bir yer olarak kalmasına yardımcı olabileceği uyarısında bulunuyor. Almanya'da faaliyet gösteren Çevre ve Kalkınma Forumu'nun halka ilişkiler sorumlusu Jürgen Meier'e göre 'yeşil gelecek' zaten başladı. Meier, "henüz ortada konjonktür programları yokken, Almanya'da yenilenebilir enerjilerin devreye girmesi sayesinde, yaklaşık 250 bin kişiye istihdam olanağı sağladık. Bu yeni işler son yıllarda yürütülen araştırma-geliştirme çalışmaları sayesinde oluştu. Bunun kadar önemli olan bir diğer konuysa enerjiden tasarruf edilmesi. Konutların modernleştirilmesi ve binaların izole edilmesi sayesinde, özellikle ısınma için kullanılan doğalgazdan tasarruf sağlanıyor. Böylece yatırılan her Euro, yeni istihdam alanları olarak geri dönüyor. Bu ekonomi için olduğu kadar iklimin korunması için de önemli" diye konuşuyor. "Yenilenebilir enerji rakip olarak görülüyor" Çevre ve Kalkınma Forumu, 1992 yılında Brezilya'nın Rio de Jenario kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda kabul edilen "Gündem 21" ilkelerinin hayata geçirilmesi için uzun yıllardır mücadele ediyor. Konferansta 178 hükümetin temsilcisi, Sosyal Demokrat Partili Federal Alman Parlamentosu milletvekili Hermann Scheer, uzun yıllardır ekonomide yenilenebilir enerjilere ağırlık verilmesi için mücadele edenlerin başında geliyor Sosyal Demokrat Partili Federal Alman Parlamentosu milletvekili Hermann Scheer, uzun yıllardır ekonomide yenilenebilir enerjilere ağırlık verilmesi için mücadele edenlerin başında geliyor21'inci yüzyılda uluslararası alanda geçerli olacak sürdürülebilir, sosyal koşulları ve çevreyi dikkate alan bir kalkınma stratejisi uygulanması konusunda mutabık kaldı. Bu konferansta 20'inci yüzyılın ekonomik kalkınma modellerinin 21'inci yüzyılda sürdürülemeyeceği konusunda görüş birliğine varıldı. Uluslararası Yenilenebilir Enerjiler Ajansı IRENA'nın kurulmasına önayak olan Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği EUROSOLAR'ın Başkanı Hermann Scheer, konferansa katılan herkesin kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığın bilincinde olduğunu söylüyor. Scheer, "karşıt görüşler arasında çok bencilce kaygılara dayananlar vardı. Alışılagelmiş enerji ekonomisinin etkisi hissediliyordu. Klasik enerji lobisi, yıllardır yenilenebilir enerjilerin potansiyelini bastırmaya, bahaneler uydurmaya çalışıyor. Zira yenilenebilir enerji sektörünü kendilerine rakip olarak görüyorlar" diyor. Zihniyet değişikliğine çağrı Sosyal Demokrat Partili Federal Alman Parlamentosu milletvekili Hermann Scheer, uzun yıllardır ekonomide yenilenebilir enerjilere ağırlık verilmesi için mücadele edenlerin başında geliyor. Bu çabalarıyla 1999 yılında Alternatif Nobel Ödülü'ne layık görülen ekonomi ve sosyal bilimler uzmanı Scheer, yenilenebilir enerjilere ve yeşil ekonomiye karşı çıkanların elinde kuvvetli kozlar olduğunu, klasik enerji şirketlerinin, enerji piyasasındaki lider konumlarını kaybetmek istemediklerini söylüyor. Scheer, "yenilenebilir enerjilere doğru bir dönüşüm, ekonominin yapısında kapsamlı bir değişikliği beraberinde getirecek. Bu kaçınılmaz bir durum. Sadece bu dönüşüm, petrol, kömür, doğalgaz, uranyum gibi ticari enerji türlerinin, yerini rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, hidrolik enerji gibi ücretsiz, ticari olmayan yenilenebilir enerjilere bırakmasına neden olacak. Yani petrol satanlar, bir anda güneş ya da rüzgâr enerjisi satmaya başlayamayacak. Zira yenilenebilir enerjiler özelleştirilemez ve potansiyelleri de petrol gibi 'sınırlı üretici ülkelere' bağımlı değil" sözleriyle yenilenebilir enerjilerin avantajlarını sıralıyor. "Siyasi irade şart" Doğal kaynakların tükenmesi ve enerji fiyatlarının yükselmesi bir zihniyet değişikliğini zorunlu kılıyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın 21'inci yüzyıl Yenilenebilir Enerjiler Ağı REN 21'den sorumlu üyesi Virginia Sonntag-O'Brien, yeşil ekonomi yönünde bir dönüşümün yalnızca yeni iş sahaları yaratarak ekonomiyi canlandırmayacağını, aynı zamanda da iklim değişikliğinin önüne geçebileceğine dikkat çekiyor. Sonntag-O'Brien, "teknolojimiz var. Sorun bu değil. Yapmamız gereken tek şey, bu teknolojilerin makul fiyatlar karşılığında uygulamaya geçirilmesini sağlamak. Bu da siyasi irade ile mümkün. İklim, enerji, güvenlik, çevre ve sağlık gibi nedenleri dikkate alarak, fosil kaynakları bir kenara bırakan, yenilenebilir enerjilere yönelen, sürdürülebilir ekonomi anlayışını temel alan bir siyasi irade gerekiyor. Bizim yolumuz bu olmalı" diyor. Kaynak : Deutsche Welle | Helle Jeppesen
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|