A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Birlem İkilem Üçlem vs.

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 18 Ocak 2009 02:58:14

Bu günlerde birçoğumuz ikilemlerle yüzyüze. İngilizcede "Dilemma" veya "quandary" denen "ikilem" için gerek İngilizcede, gerekse güzel Türkçemizde çeşitli deyimler var. İngilizcede "kayayla sert bir yer arasında sıkışmak", "şeytanla derin deniz arasında kalmak" gibi deyimler, Türkçede "Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" veya "iki ucu boklu değnek" var.

1487’de İngiltere’de hazineye bakan John Morton kıral adına haraç toplarken şöyle diyor: “adam lüks içinde yaşıyorsa demek ki kırala da verilecek kadar çok parası var, yaşamında hiçbir zenginlik belirtisi yoksa demek ki çok tutumlu, o halde birikmiş parası var. Her iki durumdaki kişinin de haraç vermesi gerekiyor”.
 
60’ların ünlü felsefecisi Herbert Marcuse’un “tek boyutlu insan”ları için iki boyutlu düşünebilmek bile büyük bir çaba gerektiriyor.  İşlediği cinayeti “ne yapayım hâkim bey, seçeneğim yoktu” diye savunan, diğer seçeneklerinin üstünü daha baştan çizen ve kendisini belli bir biçimde davranmak zorunda gören kişiler bunu ömürleri boyunca sünger gibi emdikleri şartlanmalar sonucu yaparlar. 
 
İki seçenek olduğunu gören kişiler elbette “seçeneğim yoktu” diyenlerden biraz daha özgürdür.  Ama bu seçenekler ortaya bir ikilem olarak ortaya çıktığında sıkışıp kalırlar.  Ve bunu böyle görünce de “ya bizimle birliktesiniz, ya da bize karşısınız” diyen gerzek Bush gibi sizi de bu sıkışıklığa hapsetmeye çalışırlar. 
 
Bu sıralar bunun örnekleri çoğalmaya başladı.  En güncel konu İsrail-Hamas çatışması.  İsrail’den yana mısınız, Hamas’tan yana mı?  Bir yanda halkın üstüne bomba yağdıran bir askerî güç, öte yanda o devleti yok etmeye yeminli bir şeriatçı grup.  Afganistan’da bir yanda işgal güçleri, öte yanda kızları, kadınları insan yerine bile koymayan bir yobaz güruhu.  İşgâl güçlerini mi destekleyelim, yobazları mı? 
 
Kuzey Irak’ta bir yanda Kürtlerin özgürlük, bağımsızlık istekleri, öte yandan bu haklı istekleri olan bir halkın emperyalist bir gücün âleti, oyuncağı kuklası olması.  1915’te Ermeniler mi Türkleri kesti, Türkler mi Ermenilere soykırım uyguladı?  Bunlar özellikle kendilerin solda olarak tanımlayanları bunaltan sorular.
 
Türkiye gündemindeki Ergenekon davasında dinci bir partiye mi destek verelim, onları zorla devirmek istediği söylenen darbecilere mi?  Türkiye’de inanmış Müslümanların ikilemi, bir yanda “Yahudilerden ve Hıristiyanlardan dost edinmeyin” buyruğu, öte yandan dışarı açılarak, ticareti ve kârı artırma isteği.  Başbakan bir yanda kendisine destek veren ABD ve İsrail, öte yandan partisine oy veren dindar kesim arasında sıkışmış durumda.
 
Biliyorsunuz, bugün artık yaşamımızın bir parçası haline gelen bilgisayarlar tümüyle bir ve sıfır, yâni akla kara üzerine kurulu ve böyle işleyen bir sistem.  Biligisayarda “belki”ye yada “gri”ye yer yok, bir şey ya doludur, ya boş, ya aktır, ya kara.  Teknolojik gelişmenin garip bir cilvesi, insan beyni teknolojiyi biçimleyeceğine, “akla kara” sistemi giderek daha çok insan beynini biçimlemiş.
 
Bugün 87 yaşında olan ve İranlı bir Azeri babanın oğlu olan Lütfü Askerzade çoğumuzun tanımadığı bir isim.  “Fuzzy logic” (bulanık mantık) adıyla bilinen ve “akla kara” mantık sisteminde devrim yapan yaklaşımın öncüsü Askerzade insanları bu ikilemin dışına taşımaya çalışmış.  Askerzade “İnat ve ısrar.  Uyuşmazlıktan korkmamak.  Bu bir Türk geleneğidir ve benim de kişiliğimin bir parçası.  Çok inatçı olabiliyorum.  Bu da ‘fuzzy logic’in gelişmesi açısından çok yararlı oldu” diyor.  Bu sistem bugün çamaşır makinelerinde, klima sistemlerinde, arabaların otomatik şanzımanlarında, asansörlerde ve buna benzer birçok araç ve gerecin elektronik beyinlerinde kullanılıyor.  Teknoloji alanında çok geniş çaplı uygulamaları olmasına karşın çoğumuzun beyni henüz “akla kara” mantığını aşabilmiş değil.  Bunu yapmaya çalışan kişiler çok kez “zayıf”, “kararsız”, “tutarsız” olmakla, bazan da “ne idüğü belirsiz” olmakla ya da “kıvırtmakla” suçlanıyorlar. 
 
Hep verilen bir örnek vardır.  Sokakta iriyarı birisi ufak tefek birisini dövüyorsa ve siz “ben tarafsızım” diyorsanız aslında saldırgandan yanasınız demektir denir.  Peki dövülene destek verip o iriyarı saldırgan tarafından ikimiz de dövülürsek bunun kime yararı olacak?  “Akla kara”nın dışında düşünürsek belki o durumda avaz avaz bağırarak çevredekileri uyarmak ya da polisi çağırmak gibisinden yöntemler hem dövüleni kurtarmak hem de kendi başımızı belâya sokmamak açısından daha verimli olamaz mı?  Boğulmak üzere olan bir adam çırpınarak sizi de denizin dibine sürükleyip boğulmanıza neden olacaksa denize atlayıp onu kurtarmaya çalışmanın kime yararı var?  “Peki, adam boğulurken durup seyir mi edelim?” diyorsanız halâ “akla kara” mantığı sınırları içinde düşünüyorsunuz demektir.  Can simidi atmak neden aklınıza gelmiyor?  Evet Amerikan emperyalizmine karşıyım ama mollaları da desteklemiyorum demek çok mu güç?  Ya da “Türkiye’de darbe istemiyorum ama şeriat düzeni de istemiyorum” demek?  Güçlüğü şurada.  Siz bunu dediğinizde “peki sen ne öneriyorsun” denirse apışıp kalmamak.  Üçüncü, dördüncü, beşinci alternatifler üretebilmek, tümüyle anlamsız ve etkisiz “kınıyorum”, “protesto ediyorum” ya da “destekliyorum”, “onaylıyorum” gevelemelerinden sıyrılabilmek.  Irak savaşı öncesi Avustralya’da bir milyon kişi Avustralya’nın bu haksız savaşa katılmasını protesto etti de ne oldu? 
 
Avustralya ABD’nin yardakçısı olarak savaşa katıldı.  Alternatiflerin geliştirilebilmesi, kamuoyuna sunulup inandırılabilmesi ne yazık ki solun bugüne dek pek te başarılı olamadığı bir konu.  Böyle oldukça da ne yazık ki yapay ikilemlere sıkışıp kalmaya devam edeceğiz.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 7 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git